"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1778 Esas, 2024/300 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/343 E., 2019/1107 K.
Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararı davacı vekili, ek kararı ise davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 01.11.2017 tarihinde "..." isimli dizi film projesine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında ödenmesi gereken yapımcılık ücretinin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini tebellüğ eden davalının yasal süresi içerisinde borcun bir kısmını müvekkili şirketin hesabına haricen ödediğini, daha sonra borca itiraz ettiğini ileri sürerek İstanbul 28. İcra Müdürlüğü'nün 2018/7645 E. sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali 605.059,76 TL'lik tutar üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacı tarafın yapım sözleşmesine ilişkin yükümlülüklerine uymadığını, bağlı oyunculuk sözleşmelerinin devredilmemesi ve oyuncuların alacaklarının ödenmemesi sureti ile müvekkilinin zor durumda bırakıldığını, davacı tarafın kötü niyetli tutumunu ve itibar kaybı tehlikesi ile dizinin yayınına devam edememe şüphesini gören müvekkilinin, davacı tarafça ödenmesi gerekirken ancak ödenmeyen 360.635,60 TL'yi dizi oyuncularına ödemek zorunda kaldığını, davacı tarafın müvekkilinden alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 01.11.2017 tarihli dizi-film projesine ilişkin yapımcılık sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafından dizinin ilk 8 bölümünün tamamlandığı, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmeye konu dizinin oyuncularına 16.02.2018 tarihinde farklı miktarlarda toplam 360.635,60 TL tutarında ödeme yaptığı, davacı taraf davalının oyunculara ödeme yapmasına muvafakat etmediklerini, bu hususta davalıya ihtarname gönderildiğini belirtmiş ise de anılan ihtarnamede ödemeden men ibaresine rastlanılmadığı, bu durumda davalı tarafça dizi oyuncularına yapılan ödemelerin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 526. maddesinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerine tabi olacağı ve davacı alacağından mahsubu gerektiği, mahsup sonucu davacının neticeten 205.636,54 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.04.2024 tarihli ek kararı ile davalı tarafın temyizine konu dava değeri itibariyle kararın davalı yönünden kesin olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan 205.636,54 TL ve temyize konu edilen değer 205.636,54 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.
2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 18.04.2024 tarihli ek kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine,19.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.