"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1256 Esas, 2024/478 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/318 E., 2022/88 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "..." markasının tescilli ve öncelikli hak sahibi olduğunu, tanınmış marka olduğunu, davalı adına tescilli 2015/79221 tescil numaralı "..." ibareli markanın müvekkil markası ile benzer olması nedeniyle iltibas yarattığını, davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğunu, müvekkil markasının tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını belirterek davalı adına tescilli 2015/79221 tescil numaralı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkininine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı/karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde; davacı/karşı davalı markasının ayırt edici olmadığını, coğrafi işaret içeren bir marka olduğunu, saatlerin üretim yerinin Kore olmasına karşılık markanın İsviçre'de yer alan bir şehir isminin okunuşu olması nedeniyle yanıltıcı izlenim bıraktığını, malın menşei konusunda halkı yanılttığını belirterek 98/018506 ve 98/003060 tescil numaralı markalarının hükümsüzlüğüne, davacı/karşı davalının markayı kullanmadığını belirterek kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; emtiaların farklı olduğunu, markaların benzemediğini, markanın zayıf marka olduğunu, şehir isminin okunuşundan oluştuğunu, davacı/karşı davalının markasını kullanmadığını, bu hususun ispatlanması gerektiğini, ileri sürülen delillerin yurt dışı kullanımına ait olduğunu, Kurtlar Vadisine yapılan reklamı davacının yapmadığını, reklam konusunda ise markanın kullanılmadığını, tanınmış marka olmadığını, buna dair belgeleri sunulmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davacı/karşı davalı karşı davaya cevap dilekçesinde; hükümsüzlük ve iptalin aynı davada istenemeyeceğini, markaların tescil tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği için hükümsüzlük istenemeyeceğini, müvekkilinin markalarını Türkiye'de saat emtiası üzerinde kesintisiz kullandığını, tanınmış marka olmadığı düşünülse bile Türkiye'de 20 yıl önce tescil edildiğini, bunun bilinmemesinin mümkün olmadığını, İsviçre'de üretilmeyen hiçbir ürüne ''Swiss'' ibaresinin konulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava açısından;
karşılaştırılan markaların bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakıldığında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer oldukları, tescilli oldukları emtia sınıflarının da aynı olduğu,
markaların karıştırılabileceği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1. maddesi kapsamında davalı markasının hükümsüzlük şartlarının gerçekleştiği, yeterli delil ibraz edilmediğinden davacı markasının tanınmış marka olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalının asıl davaya konu markayı davacı markalarının sektörel tanınmışlığından istifade etmek amacıyla tescil ettirdiğini, asıl markanın asli unsurlarının birebir tescil edilmiş olduğu, davalının davacı markasından haberdar olmadan tesadüfen aynı ibareyi tescil ettirilmesinin mümkün görülmediği, SMK'nın 6/9 hükmü kapsamında “kötüniyetli
tescil” olarak kabulünün gerektiği, davalı vekili davacının markalarının kullanılmadığını def'i yoluyla ileri sürmüş ise de davacının markayı ülkemizdeki distribütörü aracılığıyla kol saati emtiasında yoğun ve ciddi bir şekilde kullandığının anlaşıldığı, karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede;
kullanmama nedeniyle iptali talep edilen 197381 tescil nolu “...” markasının
14. sınıfta “kol saatleri" emtialarında kullanılmakta olduğu, markanın kullanımına ilişkin sunulan delillerin, ilgili
sınıfta yer alan emtialar açısından hakkı devam ettirecek nitelikte bir kullanım için kanunda belirtilen şartları sağladığı, coğrafi işaret içermesi, ayırt ediciliğe haiz olmaması ve kötüniyet nedeniyle hükümsüzlük taleplerine ilişkin şartların oluşmadığı, 197381 sayılı markanın 26.11.1999 tarihinde, 206286 sayılı markanın 16.05.2000 tarihinde tescil edildiği, huzurdaki davanın ise 17.02.2021 tarihinde açıldığı, anılan Kanun'un 25/6 hükmü kapsamında 5 yıllık sürenin geçirilmesinden sonra açıldığı, sessiz kalma yoluyla hak kaybına ilişkin şartların mevcut olduğu, 206286 tescil numaralı markanın müddet olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2015/79221 tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, karşı dava yönünden dava konusu 206286 tescil nolu (98/08516 başvuru numaralı) marka karşı dava tarihinden önce müddet olduğundan bu marka yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı karşı davacının dava konusu 197381 (98/003060 başvuru numaralı) marka yönünden olan davasının reddine karar verilmiş, karar, davalı/karşı davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava; davalı adına tescilli 2015 79221 tescil numaralı " ...&CO" ibareli markanın SMK’nın 6/1, 6/5 ve 6/9. maddeleri uyarınca hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, karşı dava ise; davacı/karşı davalı adına tescilli 98/018506 ve 98/003060 tescil numaralı "...+ŞEKİL" ibareli markaların kullanmama nedeniyle iptali ve SMK’nın 5/1. maddesi uyarınca hükümsüzlüğü taleplidir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı/karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı/karşı davacıya yükletilmesine, 04.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.