"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2024/32 Esas, 2024/156 Karar
HÜKÜM : Davanın zamanaşımından reddi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ve murislerinin yoğun reklamın etkisiyle tasarruflarını ... ve ...’ın Eskişehir Şubesinde değerlendirmek istediklerini, güvenilirliği hususunda taahhüt veren şube personelinin off shore hesabını tavsiye ettiğini, güvenceye inanan müvekkiller ve murisin off shore hesabı açtırdığını, paranın bir kısmını off shore hesabına yatırdıklarını, kendilerine formalite adı altında bir kısım evrak imzalatıldığını, sonradan bu hesabın off shore hesabına havale talimatı olduğunu öğrendiklerini, TMSF’nin bankaya el koyduğunu, güvenceye rağmen paranın iade edilmediğini, ceza mahkemesince bankanın hakim hissedarları ve yöneticileri hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunu, bu kararla off shore işlemlerinin esasen banka aracı kılınarak dolandırıcılık suçunu teşkil ettiğinin tespit edildiğini, paranın halen davalı bankalar nezdinde kaldığını, havale görünümü altında para toplandığını, Kanuna karşı hile yapıldığını ileri sürerek şimdilik her bir müvekkili için 1.000,00 TL’nin hesap açılış tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kesin hüküm itirazında bulunarak, hisse devir sözleşmeleri uyarınca TMSF’nin tüm mali ve hukuki sorumluluğu üstlendiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, off shore bankasının farklı bir tüzel kişiliğinin bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı vekili; ıslahla arttırılan müddeabih bakımından zamanaşımı defi ileri sürdüklerini belirtmiştir.
2.Feri müdahil TMSF vekili cevap dilekçesinde; ekran görüntüleri ve ekstrelerin incelenmesinden anlaşıldığı üzere off shore hesaplarına gönderilen tutarların faizleri ile birlikte davacılara havale edilip davacılar tarafından tahsil edildiğini, davacıların herhangi bir alacaklarının kalmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, bankanın havale işlemini yerine getirdiğini, davacıların kendi özgür iradesi ile kıyı bankacılığını tercih ettiğini, dolandırmanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3.İhbar olunan OYAK vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin bir borç üstlenmesinin olmadığını, davanın TMSF’ye tevcihinin gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacıların bankaya 1999 yılında para yatırdığı ve aynı yıl paranın off shore hesabına aktarıldığı, iş bu davanın ise 2016 yılında 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, bu itibarla davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 41 inci, 55 inci ve 60 ıncı maddeleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 321 inci ve 336 ncı maddeleri.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu (YİBHGK), 22.04.2022 tarihli ve 2021/7 E., 2022/2 K. sayılı kararı
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan, davacılardan harç alınmasına yer olmadığına. 19.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.