Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3081 E. 2025/1453 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı limited şirketin, davalı ortağın şirket kaynaklarını kötüye kullanması nedeniyle TTK 640/3 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Ortağın haklı nedenle ortaklıktan çıkarılması için TTK m. 616/1-h ve m. 621/1-h uyarınca genel kurul kararı şartının, iki ortaklı şirketlerde yasal çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle gerçekleşemeyeceği ve bu sebeple dava şartının yokluğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/454 Esas, 2024/555 Karar

HÜKÜM : Usulden ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/457 E., 2023/1198 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, davalı ve dava dışı...'ın müşterek temsili ve eşit ortaklığında olduğunu, davalının şirket ortaklığından kaynaklı haklarını kötüye kullanarak şirket banka hesabından müşterek temsil ilişkisini yok sayarak ve diğer ortağın bilgisi ve izni dışında internet bankacılığı aracılığı ile kendi hesabına maaş ödemesi açıklaması ile yüklü miktarlarda para transferi gerçekleştirdiğini, böylece kendisine haksız kazanç sağlayarak hem müvekkili şirketi hem de diğer şirket ortağını zarara uğrattığını, davalının ayrıca kızının hesabına da havale yaptığını, ortaklar arası güven ilişkisinin zedelendiğini, ortaklığın çekilmez hale geldiğini ileri sürerek davalının haklı nedenle ortaklıktan çıkarılmasına, davalıya ait %50 payın müvekkil şirkete devrine, şirketin tek ortaklı olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ortaklıktan çıkarma davasının şirket tüzel kişiliği tarafından bu yönde alınacak genel kurul kararına istinaden açılabileceğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, şirketin yaptığı ticari faaliyetlerden ve para hareketlerinden haberinin olduğunu, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasını gerektirir herhangi bir yasal gerekçenin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 640/3 hükmünde "...Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır." düzenlemesinin getirildiği, limited şirket ortağının haklı sebeple ortaklıktan çıkartılmasını talep hakkının münhasıran bu hakkın sahibi olan şirkete verildiği, TTK'nın 621/1-h hükmü uyarınca genel kurulun nitelikli çoğunlukla onayının alınması gereken hallerden olan mahkemeye müracaat ile limited şirket ortağının ortaklıktan çıkartılmasını ortaklardan birisinin kendi adına haklı sebep bulunsa dahi talep edemeyeceği, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile TTK'nın 640. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması halinin saklı olduğu, aynı Yasa'nın genel kurulunun yetkileri başlıklı 616/1-h hükmünde bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması hususunun genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayıldığı, yine aynı Yasa'nın 621/1-h hükmünde bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması için genel kurulda temsil edilen oyların en az 2/3'ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde karar alınabileceğinin düzenlendiği, bu vasıftaki şirket genel kurul kararının çıkarma davası için aranan özel dava şartı olduğu, dava şirket tarafından açıldığından davacının taraf sıfatının (aktif husumet ehliyeti) bulunduğu, ancak iki ortaklı davacı şirkette ortakların %50'şer oranında pay sahibi oldukları, davadan önce davalı ortağın şirketten çıkarılması için genel kurulda bir karar alınmadığı, her ne kadar genel kurul kararı tamamlanabilir nitelikte ise de somut olayda ortaklık pay durumu ve ortak sayısı itibariyle Yasa'da aranan nitelikte karar nisabını içerir genel kurul kararının alınması mümkün olmadığından dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, limited şirket ortağının TTK'nın 640/3 hükmü uyarınca ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.