"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/96 Esas, 2024/317 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/364 E., 2020/86 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin "..." esas unsurlu markalar ile ayrıca 2006/53862 sayılı ve "C.R.D.V. ... legend authentic footwear+şekil" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişilerin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “...+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, 2017/36141 kod numarasını alan başvurunun kapsamından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 5/1-ç hükmü uyarınca bir kısım mal/hizmetlerin çıkarıldığını, kalan mal/hizmetler için başvurunun ilanına müvekkili şirket tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK'nın 6/1 hükmü uyarınca kısmen haklı görülerek kısmen kabul edildiğini, anılan itirazın kısmen reddi kararına müvekkili tarafından yapılan itirazın ise nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin ayakkabı marketi sisteminin öncülerinden olup "..." markası altında ayakkabı, bot, çizme, terlik, patik, kemer, çanta ve benzeri birçok ürün sattığını, müvekkilinin “...” ibareli markasının tescilli olduğunu, İspanya’da bir şehir olan ...'nın Türkiye’de de bilindiğini, bu nedenle SMK’nın 5/1-c bendi gereğince tescil talebinin reddedilmesi gerektiğini, taraf markaları arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, markalar arasında iltibasın doğacağını, görsel anlamda da markaların altı harfinin yerinin aynı olduğunu, "..." markasının tüketici nezdinde, müvekkilinin itiraza mesnet markasının bir başka serisi, bir alt veya üst markası veya devamı şeklinde anlaşılacağını, halkın markayı kullanan işletmelerin aynı olduğu yanılgısına düşmesi ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek YİDK'in 2019-M-5291 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2017/36141 başvuru numaralı "...+şekil" ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunrak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin markasının esas unsurunun "..." olduğunu, taraf markalarının benzerlik taşımadığını, müvekkilleri markasının tek başına bağımsız ve özgün bir marka olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, başvuru markasının tescil edilmek istendiği emtia ve hizmetler gözetildiğinde, somut ve soyut ayırt edicilik koşulunu sağladığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik olsa da başvuru sahibi davalıların talebi üzerine itiraza mesnet markanın sadece “ayak giysileri” emtiaları bakımından ciddi kullanımının ispatlandığı ve bu emtia ile başvuru kapsamının karşılaştırılması gerektiği, buna göre başvuru kapsamındaki diğer emtia ve hizmetler gözetildiğinde davacı markasının kullanımının ispat edildiği “ayak giysileri” emtialarının, hitap ettiği tüketici kesiminin özellikleri de dikkate alındığında taraf markalarının benzer ihtiyaçları gidermedikleri, dağıtım kanallarının ve satış yerlerinin aynı olmadığı, ikame imkanlarının bulunmadığı, birbirlerini tamamlamadıkları, dava konusu marka kapsamında kalan diğer mal ve hizmetler bakımından SMK’nın 6/1 hükmü kapsamında iltibas ihtimalinin ortaya çıkmayacağı, SMK’nın 6/5 hükmünde yer alan koşulların oluşmadığı, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 hükmü anlamında karıştırılma tehlikesi de olmadığı, dolayısıyla tanınmışlığın bu durumu etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının itirazı üzerine davalıların kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davacının mesnet markasının yalnızca ayakkabılar üzerinde kullanıldığının kanıtlandığı, bunun üzerine davacının itirazıyla Markalar Dairesi Başkanlığınca başvurunun kapsamından 25. sınıf "ayak giysileri, ayakkabılar, terlikler, sandaletler" mallarının çıkartıldığı, marka kapsamında kalan mallar yönünden işbu dava açılmış ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalıların başvuru markası kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliğinin gerçekleşmediği, bu hale göre SMK'nın 6/1 hükmünün şartlarının oluşmadığı, öte yandan başvurunun marka olma vasfını da taşıdığı, başvuru kompozisyonu itibariyle ayırt ediciliğin de sağlandığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı Kurum kararının iptali ve diğer davalılar adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.