Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3346 E. 2024/7185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan maddi zararın kapsamı ve miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin haksız ihtiyati haciz nedeniyle el konulan pamuk ve ipliğin üretimde kullanılamaması nedeniyle uğradığı zararın tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı ve bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/826 Esas, 2024/24 Karar

HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü

2. Temlik alan davacı ... vekili

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili ile temlik alan davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bankanın dava dışı ... A.Ş.'ye kredi kullandırdığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacının kefalet sorumluluğuna gidildiğini, ancak davacının bankanın ihtarnamesini kabul etmediğini, bu kez davacının açtığı menfi tespit davası devam ederken davalının haksız ve mesnetsiz ihtiyati haciz kararı alıp infaz ettiğini, menfi tespit davasının kabul edilerek kesinleştiğini, ihtiyati haciz kararına dayanılarak gönderilen ödeme emrine itirazları üzerine davalının itirazın iptali için açtığı davanın da reddedilip kesinleştiğini, böylece davalının ihtiyati haciz kararının haksızlığının sabit olduğunu, ihtiyati haciz nedeniyle müvekkilinin fabrikasında üretimin durduğunu, işçi ücretlerinin ödenemediğini, bir kısım işçinin ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş akitlerini feshederek işçilik alacaklarını talep ettiklerini, davalara konu olan bu talepler sebebiyle müvekkilinin yargılama giderleri ve işlemiş faizleriyle birlikte 764.363,66 TL ödemek zorunda kaldığını, bir kısım işçilik alacaklarının da protokole bağlı olarak ödendiğini veya ödenmesinin gerektiğini, bu kalemde de ödenen ve ödenmesi gereken tutarın 654.551,70 TL olduğunu, yapılan haksız hacizler nedeniyle faiz alacağına ilişkin zararların olduğunu, davacının şirket hisselerinin haksız haczi nedeniyle sermaye artırımında rüçhan hakkının kullanımının engellendiğini ve gelir kaybının meydana geldiğini, haksız ihtiyati haciz sebebiyle müvekkilinin iplik fabrikasının bir yıl kapalı kaldığını, üretim yapılmadığı halde sabit giderlerin devam ettiğini, kârdan da yoksun kalındığını, haksız ihtiyati hacze bağlı olarak finans kuruluşlarından kredi imkânı kalmadığından bağlı ortaklardan alınan borçların faizleri nedeniyle zarara uğradığını, açılan iş davalarında yargılama masrafı yapıldığını, müvekkilince yasal yollara müracaat edilmesi için 82.571,73 TL vekâlet ücreti ödendiğini, manevi tazminat şartlarının da oluştuğunu ileri sürerek 2.187.490,31 TL maddi tazminat, 75.000,00 TL manevi tazminatın haksız ihtiyati haciz tarihi olan 25.08.2003 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, maddi tazminat talebi ... tarafından temlik alınmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; çok farklı değerlendirmelerin olduğu bir hususta ihtiyati haczin haksız olduğundan söz edilemeyeceğini, ihtiyati haciz uygulaması esnasında malların muhafaza altına alınmadığını, borçlunun yedinde tutulduğunu, bankadaki paraların tahsil edilmediğini, fabrikanın kapandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, iş akitlerinin feshinin müvekkilinin ihtiyati haczine dayanmadığını, hisselerini haczettiren müvekkilinin tasarruf yetkisi bulunmadığından bedelsiz sermaye artırımına katılamayacağını, mahkemelerin hükmettiği vekâlet ücretinin zaten müvekkilince ödendiğini, davadaki talebin mükerrerlik arzettiğini, kusuru bulunmayan müvekkilinden manevi tazminat istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.07.2019 tarih ve 2014/1442 E. 2019/517 K. sayılı kararıyla varlığı ve miktarı çekişmeli olan ve mahkemeye intikal etmiş bir alacakla ilgili olarak kurumsal bir finans kuruluşu olan davalı banka tarafından, gerekli özen ve dikkat gösterilmeksizin ve sonuçları öngörülmeksizin ihtiyati haciz kararı alınarak uygulanmak biçimindeki eylemin, haksız fiil niteliğinde haksız ihtiyati haciz olduğu, ayrıca olay tarihi itibariyle manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle mevduat hacizleri nedeni ile uğranılan 61.922,08 TL maddi tazminatın 14.08.2007 tarihinden itibaren, hisse senetleri haczi nedeniyle uğranılan toplam 355.987,00 TL maddi tazminatın 15.10.2007 tarihinden itibaren, ihtiyati haciz istemlerine yönelik yapılan itirazlar ve açılan davalar nedeniyle vekâlet ücreti olarak ödenen toplam 84.417,51 TL'nin 14.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı temlik alana ödenmesine, davacı temlik alan tarafın maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, 75.000,00 TL manevi tazminatın 28.08.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar maddi tazminat talebini temlik alan davacı ... vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizin 2020/900 E. 2022/197 K. sayılı kararıyla; "...1-) ... Davacı manevi tazminata yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, bu alacak yönünden davalının katılma yoluyla temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Bu sebeple davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

2-) Maddi tazminata yönelik davacı/ temlik alan vekilinin temyiz istemi ile davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin incelenmesine gelince; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre maddi tazminat talebini temlik alan ... vekilinin aşağıdaki 3, davalı vekilinin 4 ve 5 nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

3-) ... Dosyaya bir sureti celbedilen belgelerden Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü’nün talimatı üzerine Gediz İcra Müdürlüğünün 2003/130 Talimat sayılı dosyasının 28.08.2003 tarihli haciz zabtı ile 450.000.000.000- TL (450.000.- YTL) değer biçilen 150 Ton muhtelif boy ve kalitede pamuk ipliğinin davacı şirketin fabrikasında haczedilip borçlu şirketin genel müdür yardımcısına yediemin olarak teslim edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, anılan haciz sebebiyle davacının bir zararının doğup doğmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınması, davacının bu yöndeki iddiasının mahkemece değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.

4-)... Mahkemece, yukarıda açıklanan yasa hükümlerine uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, kendi içinde tutarlı, maddi olaya, talebe ve savunmaya uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerekirken, bilirkişinin anılan kalem yönünden “davalı bankaya atfedilebilecek bir kusurun oluşmadığı” yönündeki kanaatine neden itibar edilmediği açıklanmadan, Anayasa ile 6100 sayılı HMK'nın 297. ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan ve gerekçeden yoksun karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu bakımdan davalı yararına bozulması gerekmiştir.

5-) ... Hükmolunan vekâlet ücretleri davacı yararına olduğundan davalıdan yapılan tahsilatın da davacı yanca yapıldığının kabulü gerekir. Davacı, vekiline ödediği ücreti için serbest meslek makbuzu ibraz etmişse de, ancak mahkemelerce lehine hükmedilenin dışında vekiline makul bir bedel ödediğini ispatlarsa ispatladığı bu miktar kadar zarara uğradığının kabulü gerekirken belirtilen hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir..." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak dava dışı üçüncü kişi bir şirket ile davalı banka arasındaki kredi sözleşmesine kefil olan davacı şirket tarafından, sözkonusu kefaletten dolayı borçlu olunmadığı istemiyle İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/49 E. sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasında yargılama devam ederken, daha bu dava sonuçlanmadan ve alacağın varlığı ve miktarı çekişmeli iken, davalı banka tarafından hesap kat ihtarıyla birlikte davacı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak 28.08.2003 tarihinde infaz edildiği, bu haliyle varlığı ve miktarı çekişmeli olan ve mahkemeye intikal etmiş bir alacakla ilgili olarak kurumsal bir finans kuruluşu olan davalı banka tarafından, gerekli özen ve dikkat gösterilmeksizin ve sonuçları öngörülmeksizin ihtiyati haciz kararı alınarak uygulanmak biçimindeki eylemin, haksız fiil niteliğinde haksız ihtiyati haciz olduğu, zararın tazmininden davalı bankanın sorumlu olacağı yaptırılan bilirkişi incelemeleriyle haksız ihtiyati hacze dayalı olarak dava dışı banka hesaplarında bulunan davacıya ait mevduat hesaplarının bloke edilmesi nedeniyle uğranılan zarar yönünden davacının taleple bağlı kalınarak 61.922,08 TL zarara uğradığı ve yukarıda değinilen nedenlerle haksız ihtiyati haciz kararı alıp uygulayan davalı tarafça tazmininin gerektiği, bu miktarın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği ve taraflar için usulü kazanılmış hak doğurduğu, mevduat hacizleri yönünden hesaplanan davacı alacağına ihtiyati haczin kaldırıldığı tarih olan 14.08.2007 tarihinden itibaren avans faizinin işletilmesi gerektiği anlaşılmış olup, bu yöndeki talebin kabulüne karar vermek gerektiği, ihtiyati haciz işlemlerine yönelik yapılan itirazlar ve açılan davalar nedeniyle ödenen vekâlet ücretlerinin de tahsili talep edilmiş ise de; bu davaların davacı yararına sonuçlanmaları nedeniyle davalarda hükmolunan vekâlet ücretlerinin davacı tarafça tahsil edildiğinin ve ibraz edilen serbest meslek makbuzlarının da yine karşı taraftan tahsil edilen vekâlet ücretlerine ilişkin olduğunun kabulü gerektiğinden ve bu konudaki iddianın da ispatlanamadığı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerektiği, hisse senetlerinin o andaki malikinin davacı şirket olması nedeniyle davacı şirketin bizzat sermaye artırımına katılmasına engel bir durumun bulunmadığı, dolayısıyla sermaye artırımına katılmamaktan kaynaklı uğranılan zarardan davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat istemine ilişkin davanın kısmen kabulüne, mevduat hacizleri nedeni ile uğranılan 61.922,08 TL maddi tazminatın, 14.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı temlik alana ödenmesine, davacı temlik alanın maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, manevi tazminat istemine ilişkin mahkemece verilen 11.07.2019 tarih ve 2014/1442 E., 2019/517 K. Sayılı karar, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve temlik alan davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ihtiyati haczin usulsüz uygulanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 258 ve 259 uncu maddeleri

Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41 inci maddesi ve devamı

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Davacı dava dilekçesinde iplik fabrikasının 1 yıl kapalı kalması neticesinde üretimin gerçekleştirilememesi nedeniyle uğradığı zararların tazminini istemiş olup, talep edilen bu tazminatın kapsamında bozma ilamında belirtilen 450.000,00 TL bedelli pamuğun haczi nedeniyle bu pamukların üretimde kullanılamamasından doğan zarar da bulunmaktadır.

Mahkemenin davacının talebinin fabrikanın haksız ihtiyati haczi sebebiyle 1 yıl çalıştırılmaması nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğuna, bu nedenle haczedilen pamuk ve ipliklerle ilgili üretim yapamadığına ilişkin zararla illiyet bağı olmadığına dair gerekçesi yerinde olmayıp, dosya kapsamına alınan raporlar da yeterli olmamış, haksız olarak haczedilen 450.000,00 TL bedelli pamuk nedeniyle uğranılan zarar yönünden yeterli araştırma yapılmamıştır.

Mahkemece oluşturulacak bilirkişi heyetinden, davacının ticari defter ve kayıtları incelenerek ihtiyati haczin uygulandığı ve pamuk emtialarının yediemin genel müdüre teslim edildiği tarihten önceki ve sonraki yıllara ilişkin kayıtlarla, ihtiyati haczin kalktığı tarihten sonraki kayıtların karşılaştırılması, ihtiyati haczin uygulanıp devamı sırasında iplik fabrikasının faaliyetinin olup olmadığının, ihtiyati haczin kalktığı tarihten sonra yediemindeki bu emtianın davacı şirket tarafından işlenip üretim faaliyetinde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması ve ihtiyati haciz kalktıktan sonraki yıllarda ne kadar üretim ve kârı olduğunun incelenip değerlendirilip rapor edilmesinin, haksız ihtiyati haciz nedeniyle dava konusu kalemlerden olan el konulan pamuk ve ipliğin üretimde kullanılamaması nedeniyle uğranılan zararın tespitinin yapılmasının istenmesi, zararın hesaplanamaması halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 52 nci maddesi gereğince değerlendirme yapılmasının dikkate alınması gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgili temlik alan davacıya iadesine, 08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.