"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait aracın rutin bakımı için çalışır vaziyette 23.02.2021 tarihinde ... yetkili servisine teslim edildiğini, ertesi günü servis tarafından aracın motorunun değişmesi gerektiğinin bildirildiğini, motorun kullanılamaz hale gelmesinde sorumluluğun servise ait olduğunun şirket yetkilisince servise iletildiğini, servis tarafından "aracın yasal garantisi süresinin 27.05.2017 tarihinde sona erdiği, üretici standartlarında orjinal parçalarla yapılacak değişimi ücreti" belirtilerek müvekkilinin motor değişim ücretinin karşılanması, ikame araç temini ve değer kaybının ödenmesi taleplerinin kabul edilmediğini, aracın davalının bakım ve gözetiminde iken çalışmaz hale geldiğini, araçla ilgili mahkemece alınan tespit raporunda arızanın üretim kaynaklı olabileceği tespitine, motor değişimi ve ikâme araç bedeli ile ilgili ile ilgili ücret bilgisine yer verildiğini, bu raporda belirlenen bedelin aksine davalıya daha fazla miktarda ödeme yapıldığını, bu onarım bedelinden davalının sorumlu olduğunu, değişik iş dosyası sonrası davalının sorumluluğunun tespit edilmesi üzerine gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek arıza giderim masrafının, değer kaybının ve ikâme araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ayıp ihbarının usulüne uygun süresinde yapılmadığını, müvekkili tarafından verilen servis hizmetinde ayıp olmadığını, motor değişiminin değer kaybına yol açmadığını, aracın mevcut durumu ile hasar ve kaza durumlarının araştırılması gerektiğini, davacı tarafça dayanılan değişik iş tespit raporu, kendilerine tebliğ edilmediğinden delil niteliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu aracın 23.02.2021 tarihinde rutin bakımının yapılması için çalışır vaziyette servis hizmeti veren davalı tarafa teslim edildiği, servis bakımı ve hizmeti sonrası yapılan test sürüşü sırasında aracın motorunun çalışamaz duruma geldiğinin anlaşıldığı, davacının iddiasını, davalı tarafın sağladığı servis bakım hizmetindeki kusurlu ifaya dayandırdığı, başka bir ifadeyle davacının, servis hizmeti aldığı davalıya yönelik, daha önce başkasından satın aldığı dava konusu araçtaki imalattan kaynaklı açık veya gizli ayıp sebebine bağlı olarak herhangi bir talebinin bulunmadığının anlaşıldığı, davacının; imalatçı, ithalatçı veya satıcı olmayan davalıya karşı imalattaki ayıptan dolayı başvuramayacağı, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda, araçtaki motor arızasının kullanımdan kaynaklanmadığı, yetkili servis sorumluluğundaki üretimden kaynaklı olabileceği değerlendirmesi yapılmış ve mahkemece alınan 22.06.2022 tarihli uzman bilirkişi kurulu raporunda da benzer yönde değerlendirme yapılarak araçtaki arızanın gizli ayıptan kaynaklandığı ve davalının sorumluluğunun bulunduğu belirtilmiş ise de; davacının davasını, davalıdan aldığı rutin servis bakım hizmetindeki kusura dayandırması, davacıya ait araçta meydana gelen motor arızasının servis bakım hizmetinden değil, üretimden kaynaklı gizli ayıptan kaynaklanması, davalının verdiği servis hizmetinde herhangi bir hizmet kusurunun ispatlanamaması ve üretim kaynaklı motor arızasından da imalatçı, ithalatçı veya satıcı olmayan davalının sorumlu tutulamayacak olması karşısında davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğinden bilirkişilerin bu yöndeki değerlendirmelerine itibar edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça davacının aracı ile ilgili olarak sunulan tamir ve bakım hizmetinin ayıplı olmadığı, dava konusu araçta satın alma sonrası ortaya çıkan dava konusu sorunun aracın satışı anında mevcut olup gizli ayıp vasfı arz eden imalat hatasından kaynaklandığı, davalı taraf satıcı, üretici ve ithalatçı konumunda olmadığından imalat nedenli ayıptan kaynaklanan dava konusu zarar kalemlerinin davalıdan talep edilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, servis bakımı sırasında motor arızası olduğu tespitiyle yapılan işlemlerden dolayı ödenmek zorunda kalındığı ileri sürülen masraf kalemlerinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davasını bakım hizmetinin kusurlu olması nedenine dayandırdığı ve servis hizmetinde davalının bir kusurunun ispatlanamadığı, üretim kaynaklı arızadan davalının, imalatçı, ithalatçı, satıcı olmadığından sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın ve istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de, davacı dava dilekçesinde, İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/30 Değişik İş sayılı dosyasından yapılan tespit sonrası davalının sorumluluğunun tespit edildiğinden davalıya ihtarname gönderildiğini belirtmiş, davalının cevabına cevap dilekçesinde de açıkça, delil tespitinde araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanmadığı, üretim kaynaklı, dizayn ya da malzeme alaşım kaynaklı üretim hatasından kaynaklanabileceği tespitine yer verildiğini, davalının aracın servis bakımlarının zamanında yaptırılmadığı iddiasının doğru olmadığını, araçtaki arızanın, üretim kaynaklı gizli ayıp mahiyeti itibarı ile davalı iddialarının sonuca etkili olmadığını, gizli ayıp mahiyetindeki tespite göre, davalının hukuki anlamda bir ayıp bulunmadığı iddiasına itibar edilemeyeceğini, yine davalının, arıza ve hasarın kendilerine bildirilmediği, ayıp ihbarının süresinde olmadığı, muayene külfetinin yerine getirilmediği iddialarının mesnetsiz olduğunu, üretimden kaynaklı gizli ayıp mahiyetindeki arızanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 223/2 hükmü uyarınca, meydana gelmesini müteakip müvekkili tarafından usulüne uygun olarak derhal davalıya ihbar edildiğini, aracın standartlara ve tekniğine uygun üretilmemesi ve arızanın davalı nezdinde ve sorumluluğunda meydana gelmesi nedeniyle davalının ağır kusurunun bulunduğunu, bu halde ayıp ihbarına dahi gerek olmadığını, gizli ayıp bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda açık bir hüküm bulunmadığını belirtmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 141. maddesine aykırılık olmaksızın cevaba cevap dilekçesinde davacının iddialarını tüm yönleri ile ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle mahkemenin, davacının iddia ve talebini imalattan kaynaklı açık veya gizli bir ayıp sebebine dayandırmadığı gerekçesi yerinde olmayıp, yargılamanın, araçtaki arızanın imalat hatası ve gizli ayıp yönünden de ele alınması; ayrıca mahkemece davalının üretici, ithalatçı, satıcı olmadığı belirtilmiş ise de davalının cevap dilekçelerinde buna yönelik bir savunması bulunmadığı, temyize cevap dilekçesinde de müvekkil şirketin yetkili satıcı olduğu beyanı dikkate alınarak davalının sadece bakım hizmeti veren servis mi yoksa gizli ayıptan sorumlu yetkili olup olmadığı da tespit edilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.