Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3422 E. 2025/1776 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Derneğin marka başvurusunun, davacının tescilli markalarıyla benzerlik teşkil edip etmediği ve bu benzerliğin haksız rekabete yol açıp açmayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik bulunmadığı, işletmesel bağlantı algısı oluşturmayacağı ve davalı başvurusunun kötü niyetli olmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin marka hükümsüzlüğü isteminin reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun görülerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/188 Esas, 2024/540 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4.Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/304 E., 2020/399 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun yıllardır Türkiye çapında yayıncılık ve eğitim sektöründe faaliyet gösteren, uzman öğretmenler tarafından kurulmuş ve işletilen bir kurum olduğunu, "...", "...", "..." ibareli markalarının bulunduğunu, müvekkiline ait "..." markasının sektörde tanınan bir marka haline getirildiğini, davalı Derneğin 2019/67278 sayılı "Bir iz ..." ibareli marka başvurusu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvurunun, içerdiği "BİR" ve "..." kelime unsurları sebebiyle müvekkilinin tanınmış seri markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, başvuruda müvekkili markasını oluşturan "..." ibaresine yer verildiği gibi markanın "bir" ibaresiyle başlamasının da markalar arasındaki iltibası arttırdığını, başvurunun, müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, davalının, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar elde edeceğini, ayrıca müvekkiline ait tanınmış markaların itibarlarının zedeleneceğini, taraf markalarının aynı hizmetlerde kullanılacağını, oysa 41. sınıfa giren hizmetlerde "..." markasının müvekkili ile özdeşleştiğini, davalı ... başvurusunun kötüniyetli yapıldığını ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) 2020-M-5255 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Dernek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının "şekil+bir iz ... ve toplum ruh sağlığında iz demeği" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "şekil+..." ibareli tescilli markalar arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK)'nın 6/1.maddesinde öngörülen koşulların somut olayda bulunmadığı, aynı nedenle SMK'nın 6/5. maddesindeki koşulların da oluşmadığı, davacı tarafın başvuru üzerinde SMK'nın 6/6.maddesi anlamında herhangi bir fikri ve sınai mülkiyet hak iddiasını kanıtlayamadığı, başvurunun kötüniyetli yapıldığı iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 13.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.