Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3551 E. 2025/1645 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından reddedilen marka başvurusunun iptali istemine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: Marka başvurusunun, elektronik aletlerin kontrolü için kullanılan bir bilgisayar yazılımını temsil eden ve ayırt edici nitelikten yoksun, tanımlayıcı bir işaret olduğu, dolayısıyla 6769 sayılı SMK'nın 5/1-b ve c bentleri uyarınca tescil edilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2024/54 Esas, 2024/411 Karar

KARAR :Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2020/354 E., 2021/329 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2019/94623 sayılı başvurusunun Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa, dava konusu başvurunun, çeşitli elektronik aletlerin kontrolü için bilgisayar yazılımı üzerinde kullanılmak üzere tescilinin istenildiğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-b ve c bendi hükümleri kapsamında ayırt ediciliğinin bulunduğunu, nitekim söz konusu işaretin, ABD, EUIPO, Rusya, Yenizellanda, Çin, Avustralya gibi pek çok ülke patent ofisleri nezdinde tescil edildiğini, Paris Sözleşmesinin 6/4 hükmü kapsamında menşei ülkesinde tescil edilen davaya konu işaretin tescilinin reddedilemeyeceğini, ayrıca dava konusu başvurunun kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını ileri sürerek 2020-M-7775 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvurunun uyuşmazlık konusu 9. sınıf mallar yönünden ayırt edici olduğu gibi tanımlayıcı da olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvurunun, köşeleri yuvarlatılmış gri kare şeklinin içerisine yerleştirilmiş, siyah dikdörtgen şeklindeki zemin üzerine küçük gri şekillerden oluşan alelade bir uzaktan kumanda şeklini resmettiği, bunun dışında bir kelime/renk/şekil unsuru ihtiva etmediği, dolayısıyla dava konusu başvuruyu oluşturan işaretin, ilk bakışta bir uzaktan kumanda aletinin şekli olduğunun anlaşılması yani ilgili tüketicide doğrudan uzaktan kumanda aleti algısı uyandırması karşısında, tescili istenen 9. sınıf malların tüketicileri nezdinde işletmesel bir kökene işaret etmesinin mümkün olmadığı, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağı, diğer bir deyişle markanın asli fonksiyonu olan ayırt ediciliği sağlamayan bir ibare olduğu kanaati ile dava konusu başvurunun SMK'nın 5/1-b hükmü uyarınca tescilinin mümkün olmadığı; işaretin, doğrudan, zihni

bir çabaya gerek olmaksızın, herkes tarafından bilinen ve ticaret alanında herkes

tarafından kullanılabilecek olan bir elektronik aletleri kontrole yarayan cismin algısını

zihinde uyandırdığı, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki karşı görüşte de ifade edildiği gibi günümüzde yaygın biçimde kullanılan

ve bilhassa da cep telefonlarına indirilen uygulamaların yani indirilebilir

yazılımların bir ikon şekli ile görülebilir kılındığı ve bu yazılımların söz

konusu ikon şekilleri tıklanarak açıldığı/çalıştırıldığı gözetildiğinde,

bir takım elektronik aletleri kontrol etme fonksiyonunu haiz bir yazılımın/uygulamanın

da basit bir kumanda şekli ile ifade edilmesi halinin, kavramsal açıdan üzerinde

kullanılacağı emtiaları doğrudan çağrıştırdığı (yazılımın fonksiyonunu doğrudan

çağrıştırdığı) ve yazılım emtiasıyla doğrudan bir bağlantısı olduğu, dolayısıyla dava konusu başvurunun SMK'nın 5/1-c hükmü anlamında da tescil engeli bulunduğu, yine Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması'nın (TRIPS) 15. maddesi uyarınca bir işaretin marka olarak korunabilmesi için ayırt edici niteliğe sahip olması gerektiği gibi Paris Sözleşmesinin 4. mükerrer 6. maddesi gereğince bir birlik ülkesinde tescil edilen markanın birlik üyesi diğer ülkelerde kabul edilip korunabilmesi için de; aynı maddenin B (2) bendine göre ayırt edicilik vasfını haiz olması zorunlu olduğundan, dava konusu başvuruyu oluşturan işaretin başka ülkelerde tescil edilmesinin Türkiye'de yeniden başvuru halinde tescilini zorunlu kılmayacağı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 10.03.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.