Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3606 E. 2025/2067 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın, davacı markasıyla iltibas yarattığı iddiasıyla hükümsüzlüğünün ve sicilden terkinin talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı markasının davacı markası ile iltibas yarattığı ve davalının marka tescilinde kötü niyetli olduğunun tespiti gözetilerek ilk derece mahkemesinin davayı kabulüne ilişkin kararındaki, hükmün kapsamı dışında kalan bir ifadeye yer verilmesi nedeniyle oluşan yanlışlığın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/650 Esas, 2024/627 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/304 E., 2021/35 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; "..." ibareli markanın 2003/13131 sayılı marka tescil belgesi ile müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının müvekkilinin tescilli markası ile iltibas yaratan, müvekkilinin boya sektöründeki tanınmışlığından yararlanarak haksız kullanım sağlayan ve müvekkilinin itibarını zedeleyen "..." ibareli ürünler ürettiğini, söz konusu ürünlerin tüketicilere müvekkilinin tescilli markası olan "... ..." ibareli ürünler ile aynı raflarda boya ve inşaat sektöründe satışa sunulduğunu, satış fiyatlarının birbirine yakın olmaları ve tüketici kitlesi profili ele alındığında markalardaki esaslı unsurun "..." ibaresi olması nedeniyle karışıklığa neden olduğunu, davalı yanın müvekkili markası ile iltibas yaratan söz konusu kullanımı nedeniyle haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2011/115564 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu müvekkili adına tescilli markanın esas unsurunun "..." ibaresi olduğunu, "..." ibaresinin ise ikinci sınıflar dahil emtialar yönünden cins ve vasıf bildirdiğini, bu nedenle bahse konu sınıfa dahil emtialarla ilgili markalarda esas unsur niteliği taşımadığını, "..." ibaresinin davaya konu markaların yardımcı unsuru olduğu, davacı yanın söz konusu ibareyi tekeli altına alma girişiminde bulunduğunu, markalar arasında iltibas olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi için markaların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına ve taraflar arasında daha önce görülüp dereceattan da geçerek kesinleşen kararlara göre, davalının davacı markası ile aynı sınıflar aynı/benzer emtia grubunda tescilli 2011/115564 tescil numaralı "..." ibareli markasının davacı markası ile iltibas ihtimali bulunduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, davalı adına tescilli 2011/115564 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, (davalı vekili söz alarak sözlü yargılama için süre isteyip istemediğimiz sorulmamıştır dedi) karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2016/118 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapıldığı, bu dosyada davacı tarafından aynı markalara dayalı olarak davalı adına tescilli 2011/27942 tescil nolu "... ..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, taraflar arasındaki önceki yargılamalarda da kabul ediliği üzere “...” ibaresinin ayırt edici olduğu, “...” ve “...” çatı markalarının taraf markalarını farklılaştırmaya yetmediği, markaların asıl unsurunun “...” ibaresi olduğu, aralarında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı adına tescilli 2011/115564 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkini istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve davalının davaya konu marka tescilinde kötüniyetli olduğunun anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. HMK'nın 297. maddesi hükmün kapsamını düzenlemekte olup aynı maddenin ikinci fıkrasında; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Buna göre somut olaya dönüldüğünde, yapılan yargılama sonunda kurulan hüküm sonucunda, uyuşmazlıkla doğrudan alakalı olmayan "davalı vekili söz alarak sözlü yargılama için süre isteyip istemediğimiz sorulmamıştır dedi" ibaresine yer verilmesi, doğrudan infazı kabil olmamakla birlikte esas hükmün infazında da tereddüte yer verebileceğinden kararın bu yönden re'sen bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca re'sen temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “davalı vekili söz alarak sözlü yargılama için süre isteyip istemediğimiz sorulmamıştır dedi” ibaresinin hükümden çıkartılarak bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.