"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1260 Esas, 2024/764 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/424 E., 2022/52 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin uzun yıllardan bu yana aynı unvanla faaliyet gösterdiğini, 2020 yılında "... Yapı San. ve .... A.Ş." unvanı ile kurulan davalının, müvekkili şirketin tanınmışlığından ve unvanından faydalanmak amacıyla unvanını "... Sağlık A.Ş.” olarak değiştirdiğini, akabinde müvekkili şirket ile iltibas oluşturacak düzeyde marka tescil başvurusunda bulunduğunu, TÜRKPATENT’in eksik incelemesi ile davalının markasının tescil edilmesinin müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek davalının 2020/... başvuru numaralı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine ve hükmün ilana karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin unvan değişikliği yaparken davacı şirketin unvanından hiçbir şekilde haberdar olmadığını, müvekkilinin uzun zamandır tasarladığı ve planlarını yaptığı "..." ibaresi olarak yeni unvanını aldığını, ibareyi markalaştırmak ve yeni unvanı ile kısa zamanda yapmış olduğu işlerden dolayı daha da büyüme hedefiyle marka başvurusunda bulunduğunu ve 11.01.2021 tarihinde tescil edildiğini, davacının söz konusu iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin 37. sınıfta marka başvurusunda bulunmuşken, davacının 05, 35 ve 37. sınıflarında marka başvurusunda bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait 2020/... tescil numaralı markanın başvuru tarihinin 01.06.2020 tarihi olduğu, davacının 24.04.2015 tarihinde "..." ticari unvanı ile kurulduğu, davalının ise 24.11.2014 tarihinde "... Yapı Sanayi ve ... Anonim Şirketi" ticari unvanı ile kurulduktan sonra 26.03.2020 tarihinde "..." şeklinde ticari unvanını değiştirdiği, ... unvanı bakımından tescil önceliğinin davacıda olduğu, tarafların ticari unvanlarında ve davalı markasında yer alan "..." ve "..." ibarelerinin çekirdek unsur olduğu, unvanlarındaki ve markadaki sair ibarelerin sektör belirterek tali durumda kaldığı, bu kelimelerinin benzerlik ve karıştırma ihtimalini ihtiva ettiği, davacının faaliyet alanının "... hizmetleri" bakımından davalı markası ile sınıfsal benzerliğe sahip olduğu, bu durumda tescil olarak öncelik hakkına sahip davacıya ait ticari unvanının çekirdek unsuru ile karıştırma ihtimali doğuracak derecede benzer ibarenin marka olarak aynı ve benzer sınıflarda tescilinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/6 hükmü uyarınca hükümsüzlüğünün gerektiği, anılan Yasa hükmüne göre markanın ... unvanını içermesinin yeterli olduğu, ... unvanının markasal kullanımının ayrıca aranmadığı, davalının kötüniyetli tesciline delalet eden yeterli ve somut delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalıya ait 2020/... tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve karar kesinleştiğinde markanın sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının sunduğu belgelerden anlaşıldığı üzere temizlik, dezenfeksiyon ve haşare ilaçlama işiyle fiilen iştigal eden davacının fiili iştigal alanıyla tescil kapsamının tamamının aynı/benzer olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da aynı doğrultuda olduğu belirtilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde, davacının fiilen iştigal ettiği faaliyet alanları ile davalı markasının tescilli olduğu tüm mal ve hizmetlerin benzer olduğu kanaatine yer verilmekle birlikte bu doğrultuda hüküm de tesis edilmiş olmasına rağmen; aynı karar gerekçesinde yer alan bir başka cümlede "davacının fiilen iştigal ettiği faaliyet alanları ile davalı markasının tescil edildiği tüm hizmetler arasında aynılık ya da benzerlik bulunmadığı" şeklindeki ifadenin maddi hataya ilişkin olup mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.