Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4002 E. 2024/8740 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markasına benzer bir işareti kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden işareti kaldırdığı ve davacının bu işaretin kullanılmaya devam ettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/234 Esas, 2024/858 Karar

HÜKÜM : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/537 E., 2019/278 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin toptan satış mağazacılığı alanında köklü bir firma olduğunu, müvekkilinin 35. sınıf dahil olmak üzere "..." ayırt edici unsurlu seri markaların sahibi olduğunu, Türkiye'de tanınmış marka hale geldiğini, davalının "... BAKKAL" ibaresini kullanmak suretiyle müvekkili firmanın marka haklarına tecavüz ettiğini, bu kullanımın aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, Trabzon ili ve bağlı ilçelerinde işletmelere numara vermek suretiyle "... BAKKAL" ibaresinin kullanıldığını, bu durumun fark edilmesi üzerine iş bu markayı kullanan üç işletmeye karşı Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/231, 2012/232 ve 2012/233 sayılı dosyaları ile açılan davaların müvekkili lehine sonuçlanarak derecattan geçerek kesinleşip 2016 yılında infaz edildiğini, ancak kesinleşen yargı kararlarına rağmen "..." markasının kullanılmasına halen devam edildiğini belirterek ileri sürerek, davalının "... BAKKAL" ibaresini, davacının markalarının tescilli bulunduğu sınıflar kapsamındaki hizmetler üzerinden tek başına, yahut sair tali unsurlar ile birlikte kullanmasının, bu markalar altında ürün üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, dağıtımını yapmasının, satışa arz etmesinin, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanılmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının marka tecavüzü ve haksız rekabet olduğunun tespitine, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, ilgili ürünlerin imhasına, kararın ilanına, kullanımın ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, hak düşürücü sürenin geçtiğini, kullandıkları tabelada "..." ibaresinin yer almadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalının marka hakkına tecavüz olduğu belirtilen tabelasındaki ... ibaresini sildiği, bu tarihten sonra davalının halen bu ibareyi kullandığı hususunun davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 1.FSHHM nin 2017/537 E ve 2019/278 K sayılı kararının HMK:353/1-b 2, 3. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı markasını ihtiva eden davalı kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile buna yönelik fiillerin men'i, ref'i, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve ibarenin ticaret unvanından terkini talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6769 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 29 uncu maddesi.

3. 6102 sayılı Kanun'un 55 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.