"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 44. sınıfta tescilli “...” markasının sahibi olduğunu, müvekkili markasının benzeri olan “...” ibaresinin davalı adına tescil edilmiş olduğunu tespit ettiklerini, davalı markasının davacının markasında yer alan “...” ibaresinin İngilizce karşılığı olan “...” ibaresi ile oluştuğunu, davalının internet ve sair ortamlarda bu marka ile ilânlar verdiğini ve kendisi ile aynı alanda bu marka altında faaliyet gösterdiğini, haksız markasal kullanımına son vermesi ve marka sicilinden terkininin sağlanması için noter aracılığı ile ihtarda bulunulduğunu belirterek marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesini, davalı adına tescilli 2017/... tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve davalı kullanımlarının tedbiren önlenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yapmış olduğu marka başvurusunun itiraz olmaksızın kesinleştiğini, davacının markasını kullanmadığını, tecavüzün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “...” ve “...” ibaresinin gerek görsel gerek telaffuz, gerek ilk bakışta bıraktığı intiba olarak birbirinin aynısı olarak algılandığı, zira ... ibaresinin diş hekimliğinde sıklıkla kullanılan bir ibare olup hemen devamında ... ve ... ibaresine odaklanıldığında ilave bir F hargi C harfi eklendiği ancak İngilizce/Türkçe okunuş gözetildiğinde telaffuz yönünden aynılık söz konusu olduğu gibi her iki markanın diş hekimliği alanında kullanılması nedeniyle tüketici tarafından karıştırma ihtimalinin çok yüksek olduğu, algı düzeyi çok yüksek tüketicilerin dahi iki marka arasında bağ kurarak davalı işyerinin davacının bir şubesi gibi algılamaları, markalar arasında bağ kurmalarının kaçınılmaz olduğu, keza davalı alan adını da iltibas yaratacak şekilde oluşturmuş olup, toplanan tüm deliller dikkate alındığında; davalının “...+şekil” ibaresini ticari etki yaratacak şekilde markasal olarak kullandığı, davalı eyleminin davacının marka tescilinden doğan hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, davalının 2017/... tescil numaralı "..." markasının 44. sınıfa tescil edilmiş olmadığı, gerek davacı gerek davalının aynı alanda faaliyet gösterdikleri, yani taraf markalarının aynı hizmet sınıfında (44. sınıf) aynı benzer alt gruplarda tescil edilmiş olması, davacının 2012 ... tescil numaralı “...+şekil” markasının daha önceki bir tarihte tescil edildiği ve kullanıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2017/... numaralı markanın hükümsüzlüğüne, davalı kullanımının davacı markasına tecavüzünün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davalının davacı markasına yakınlaşmak suretiyle marka hakkı ihlali yaratacak şekildeki tüm kullanımlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 389. ve devamı maddeleri gereğince tedbiren önlenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 155. maddesi gereğince sonraki tarihli marka savunma argümanı olarak ileri sürülemeyecek ise de davalı kullanmama defini ileri sürdüğünden bu husus üzerinde durulması gerektiği, dosyada mevcut deliller ve rapora göre; davacının markasının tescilli olduğu 44. sınıfta "tıbbi hizmetler, güzellik bakım hizmetleri" alt sınıflarında kullanıldığı tespit edilmiş ise de; "veterinerlik ve hayvancılık ile ilgili hizmetler, tarım bahçecilik ve ormancılık ile iligili hizmetlerde" kullanıldığına dair somut delil bulunmadığı, bu durumda davalının markasının "veterinerlik hayvan üretme, besicilik, nalbantlık ile iligili hizmetler, tarım bahçecilik ve ormancılık ile iligili hizmetler, peyzaj tasarımı hizmetleir, işyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri" yönünden hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2017/... numaralı markanın "tıbbi hizmetler, güzellik bakım hizmetleri" sınıfları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, davalının "tıbbi hizmetler, güzellik bakım hizmetleri" sınıflarındaki kullanımının davacı markasına tecavüzünün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni refi ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 15.04.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.