Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4177 E. 2025/2627 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait tescilli markanın, davacının daha önce tescil ettirdiği markalarıyla karıştırılma ihtimali nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2013 yılından beri zeytin yetiştiriciliği yaptığını, ürettiği zeytin ve zeytinyağını "..." ismi ile markalaştırdığını, 2014/25753 ve 2016/26679 sayılı "..." ibareli markaların da müvekkili adına tescilli olduğunu, bu ibarenin müvekkilinin ticaret unvanında da yer aldığını, www........ sitesinden ve zetayolive instagram hesabı üzerinden satış ve tanıtım yaptığını, davalılar adına ise 2020/12579 sayılı "..." ibareli markanın tescilli olduğunu, kullanımlarına son verilmesi için davalılara gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, davalılara ait markanın müvekkili markaları ile karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu ileri sürerek davalılara ait 2020/12579 sayılı “ZEITA” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin 2019 yılından beri zeytin, zeytinyağı başta olmak üzere sağlıklı tarımsal ürünlerin tedariki, paketlenmesi ve ulaştırılması alanlarında faaliyet gösterdiklerini, öncelikli ticari faaliyet alanlarının Kore Cumhuriyeti olduğunu, "..." markasının Kore dili için özel bir anlam ifade ettiğini, Kore dilinde “çevremizdekiler için iyi ve faydalı bir şey” anlamına geldiğini, taraf markalarının birbirinden farklı olduğunu, markaların ürün grubunda ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin yüksek bulunduğunu, emtia benzerliğinin de tüm mal ve hizmetler yönünden oluşmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, dava konusu “...” ibareli markanın davacı markaları ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, bu nedenle dayalı hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/5 hükmü koşullarının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "..." ibareli dava konusu marka ile davacının "..." ibareli markaları arasında SMK'nın 6/1 hükmü anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olmadığı, zira görsel, işitsel ve kavramsal olarak marka işaretleri arasında bir benzerlikten söz edilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine lişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.