"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/191 Esas, 2024/573 Karar
HÜKÜM : Yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının işleteni olduğu ... plaka sayılı yolcu otobüsünün neden olduğu 28.11.2003 günlü trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan vekil edenin ağır bir biçimde yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin olmak üzere 250.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, müvekkili şirkete ait ... plakalı aracın karıştığı 28.11.2003 tarihli dava konusu kaza sonrası araçta bulunan tüm yolcuların tedavilerinin masrafının davalı şirket yetkililerince karşılandığını, yolcuların uğradığı maddi ve manevi tüm zararların şirket tarafından karşılandığını, kazanın üzerinden 10 yıldan fazla süre geçtiğini, davacının bu süre zarfından hiçbir dava açmadığı gibi hiçbir resmi talepte de bulunmadığını, bu nedenle iyi niyetli olmadığını, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan tek taraflı trafik kazasına sebebiyet veren davalı şirketin maliki bulunduğu ... plakalı aracın yolcu otobüsü olduğu ve kazanın ticari taşımacılık sırasında meydana geldiği, eldeki davanın taşımacılık işini yapan ... ... Turizm ve Otobüs İşletmeciliği Ticaret Limited Şirketi aleyhine açıldığı, dava dilekçesinin ve tensip zaptının bu şirketin ticaret sicil gazetesinde gösterilen adresine usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, dava dilekçesi ile kendisine husumet yöneltilen şirketin davaya cevap vermediği, onun yerine davalı sıfatıyla ... ... Turizm Seyahat ve Otobüs İşl. Tic. Ltd. şirketi vekili tarafından cevap dilekçesi sunulduğu, kendisine husumet yöneltilen ve davaya cevap veren şirket esasen farklı şirketler ise de, her iki şirket temsilcisinin aynı kişi olduğu ve çok benzer isimlere sahip bu şirketlerin grup şirketi niteliği taşıdığı, istinaf kanun yoluna başvuran şirket vekili Av. Miraç Araz'ın istinaf aşamasında vekillikten çekilmesini müteakip Av.... ve Av. ... tarafından dosyaya sunulan 17.01.2020 tarihli vekâletnameden adı geçen avukatların her iki şirketi de temsil yetkilerinin bulunduğu, istinaf kanun yoluna başvuran şirketin davalı şirketin yerine hareket ettiğinin kabulü gerektiği, davalı asıl yerine hareket eden şirket vekilinin vekillikten çekilmesinden sonra dava ile ilgili tüm tebligatların asıl davalı şirkete yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi davalının davadan ve yargılama aşamalarından haberdar olmadığının ve savunma haklarının kısıtlandığının kabulüne imkan bulunmadığı, taraflar arasında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 850 nci maddesi kapsamında taşıma sözleşmesi bulunduğu, 855 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca yolcunun ölmesi veya bedensel bir zarara uğraması halinde zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, somut olayda kazanın 28.11.2003 tarihinde meydana geldiği gözetildiğinde davanın açıldığı 26.11.2018 tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmediği, davalının açıklanan sebeplerle istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davacı istinaf sebeplerine gelince; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasına neden olan aracın yolcu otobüsü olduğu ve işin de ticari nitelik taşıdığı gözetildiğinde araç yolcusu davacı lehine hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar bakımından talep gibi avans faizine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucunda yasal faize hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm kurulmasına, buna göre davanın kısmen kabulüne, 156.055,21 TL maddi tazminatın 28.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 50.000,00 TL manevi tazminatın 28.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Kanun'un 850 ve 851 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava dilekçesinde husumetin davalı tarafa ait grup şirketlerdeki unvan benzerliğinden dolayı ... ... Turizm ve Otobüs İşletmeciliği Tic. Ltd. Şti.ne yöneltilmiş olmasına rağmen bu şirkete yapılan tebligat üzerine kaza yapan aracın sigortalısı ... ... Seyahat Otobüs İşletmeciliği Ltd. Şti. tarafından husumet benimsenerek cevap verilmiş olmasına, husumetin benimsenmesiyle birlikte maddi hataya dayalı olarak dava dilekçesinde davalının unvanında "seyahat" ibaresinin yer almamasının davanın doğru hasma yöneltilmediği sonucuna götürmeyeceğine, yargılamanın her aşamasında düzeltilmesi mümkün maddi hatanın istinaf mahkemesi kararında/başlığında giderilmiş olmasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 09.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.