Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5119 E. 2024/7230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların eğitim kurumlarında kullandıkları "..." ibaresinin, davacının tescilli markası "..." e tecavüz teşkil edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: "..." ibaresinin 41. sınıf hizmetlerde tanımlayıcı nitelikte olup ayırt edici olmadığı, davalıların kullanımları ile davacı markası arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı ve davalıların kullandıkları diğer unsurların işaretleri birbirinden farklılaştırdığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/469 Esas, 2023/957 Karar

HÜKÜM : Direnme

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Eğitim Yayıncılık Ltd. Şti. adına tescil edilen "..." esas unsurlu markayı 2016 yılı Ocak ayında devraldığını, davalı şirketin, "..." ibaresini taşıyan eğitim kurumlarını işlettiğini, diğer davalıların da bu şirketin ya da okulun yönetici ve imzaya yetkili şahısları olduğunu, davalıların bahsi geçen kullanımlarının müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalıların ihlal teşkil eden kullanımları ile aynı ve benzer ibareli marka başvurularının reddine karar verildiğini, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturma sonucu takipsizlik kararı verildiğini, bu nedenle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunduklarını, davalıların ihtar edilmesine rağmen kullanımlarına devam ettiklerini ileri sürerek davalıların 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye (556 sayılı KHK) aykırı hareketleri sonucu oluşan ve tecavüz nitelikteki durumun giderilmesini, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 83.333,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin İstanbul'da eğitim sektöründe tanınmış eğitim kurumlarının sahibi olduğunu, davacı “...” ibaresi üzerinde tek hak sahibi olmadığını, Kurum kayıtlarında dahi 200’den fazla “...” ibaresi geçen marka bulunduğunu, müvekkilinin kullanımlarını “özel ... koleji” markasına dayandırdığını, müvekkili markası ile davacının sahibi olduğu markalar arasında herhangi bir illiyetin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04.12.2019 tarihli 2019/578 E., 2019/7827 K. sayılı, 08.12.2021 tarihli, 2020/5079 E., 2021/6936 K. sayılı, 17.10.2022 tarihli 2021/3366 E., 2022/7057K. sayılı ve 24.04.2023 tarihli 2021/6385 E., 2023/2356 K. sayılı emsal ilamlarında "..." ibaresinin 41. sınıf hizmetlerde "zayıf" dahi kabul edilemeyecek derecede "tanımlayıcı" nitelikte bir ibare olduğunun benimsendiği, anılan uyuşmazlıklarda, davacının işbu davada da dayandığı "TM ...+ŞEKİL" ibareli markası ile "..." ibaresini içeren markalarla benzer görülmediği, somut uyuşmazlıkta anılan ibarenin "ayırt edici" bir ibare olduğunun kabulü ile işbu davadaki davalıların kullanımlarının, davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin söylenmesinin Anayasa Mahkemesi kararları ile güvence altına alınan belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırılık teşkil edeceği ve yargı kararları ile ulaşılan sonuçlar arasında çelişki yaratacağı, davalıların kullanımlarının “Özel ... İlkokulu”, “Özel ... Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi”, “Özel ... Ortaokulu” ve şekil unsuru da barındıran "Özel ... Koleji Doğru ... Başarıya Götürür" ibarelerinden oluştuğu, bu kullanımlarının davacının dayanak markasının tescilli olduğu 41. sınıfta yer alan eğitim ve öğretim hizmetlerine ilişkin bulunduğu, davacının itirazına mesnet 2004/19864 sayılı markasının ise beyaz zemin üzerine lacivert harflerle yazılmış "..." kelimesi ile bu kelimenin başında özel bir stilde yazılmış "TM" harfleri ve turuncu-lacivert şeritlerden oluşan bir şekilden ibaret olduğu, davacı markası ile davalıların kullanımları arasındaki benzerliğin, "..." ibaresinin ortak olarak kullanılmasından kaynaklandığı; ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04.12.2019 tarihli 2019/578 E., 7827 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, iltibas tehlikesi değerlendirilirken marka işaretleri arasındaki benzerlik yanında, bu işaretlerin ayırt edicilik güçlerinin de dikkate alınmasının gerektiği, buna göre amaç, ... ve yöntem belirten "..." ibaresinin 41. sınıf hizmetler yönünden ayırt ediciliği bulunmayan, "tanımlayıcı" bir ibare olduğu ve kimsenin tekeline bırakılamayacağı gözetildiğinde, markaların benzerlik incelemesinde dikkate alınamayacağı, bir bütün olarak davalıların kullanımları ile davacı markası arasında 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davalıların kullanımları ile davacı markasındaki diğer unsurların işaretleri birbirinden farklılaştırdığı anlaşıldığından, bozma ilamındaki görüşlere iştirak edilmediği gerekçesiyle eski hükümde direnilmesine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... mirasçıları vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, markaya tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesi

3. Değerlendirme

6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davacı ... mirasçıları vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09.10.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.