Logo

11. Hukuk Dairesi2024/59 E. 2024/8243 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı şirketin marka başvurusunun davacının tescilli markasıyla benzerlik teşkil ettiği ve bu nedenle hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebiyle açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesi'nin marka benzerliği olmadığı yönündeki kararının temyizi üzerine Yargıtay'ın incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taraf markalarında ortak olarak kullanılan "V" harfinin tek başına ayırt ediciliğinin düşük olduğu, taraf markalarının düzenleme biçimlerinin farklı olduğu ve davalı şirketin başvurusunda yeterli ayırt ediciliğin bulunduğu gerekçesiyle marka benzerliği olmadığına ve karıştırılma tehlikesi bulunmadığına karar vermesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1177 Esas, 2023/1158 Karar

HÜKÜM : Kararın kaldırılması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/315 E., 2021/208 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı TÜRKPATENT ve davalı Şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "V" ibareli tanınmış, seri markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin "V ..." ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak reddedildiğini, markaların iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik olduğunu, tescil edilmek istenen 42 nci sınıf hizmetlerin müvekkilinin itirazına mesnet markaları kapsamında da yer aldığını, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan somut olay bakımından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6 ncı maddesinin 5 inci fıkrasının koşullarının oluştuğunu, başvurunun kötü niyetli olduğunu belirterek YİDK kararının iptalini, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, taraf markalarında "V" harfinin ön planda yer aldığı, davaya konu marka başvurusu kapsamında “...” ibaresi bulunsa da “V” harfine göre küçük boyutta yazıldığı, tüketicinin markayı gördüğünde, algısının yöneleceği kısmın “V” harfi olacağı, davacının markalarının asıl unsurunun da "V" ibaresinden oluştuğunu, tek harfle oluşan markaların ayırt ediciliği düşük ise de, davacının ayırt ediciliği yükseltecek derecede kullanımının bulunduğu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka işaretleri arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun tescil edilmek istendiği 42 nci sınıf hizmetlerin davacının itirazına mesnet markaları kapsamında da yer aldığı, bu itibarla taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğu, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK kararının iptaline, 2019/75583 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.gerekçesiyle karar verilmiş, hüküm davalı TÜRKPATENT ve davalı Şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu başvurunun siyah zemin üzerine beyaz/gri tonlarında yazılmış "V" ibaresi ile bu ibarenin altına yine aynı tonda yazılan "..." ibaresinden oluştuğu, davacının itirazına mesnet markaların ise "v", "vestel v-serisi", "v vestel", "v serisi by vestel", "vestel v bot", "v hep yeni vestellenmenin yeni yolu", "v hep yeni teknoloji hep yeni", "v taksit", "vestel v serisi", "v-fashion", "v by vestel", "v dost kart" ibareli olduğu, taraf markalarında yalnızca "v" harfinin ortak olarak kullanıldığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/10/2019 tarih, 2018/1201 E., 2019/6166 K. sayılı ilamında, "Dairemizin 2014/7476-14273, 2016/12589-2018/3987 ve 2017/2974- 2019/257 sayılı içtihatlarında da belirtildiği üzere, olaya uygulanacak mülga 556 sayılı KHK’nın 5, 7/1-a-c-d (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 4, 5/1-a-c-d) maddeleri uyarınca, alfabede sınırlı sayıda bulunan harflerin marka olarak tescili kimsenin tekeline bırakılamaz. Esasen tek başına soyut bir harften oluşan marka başvuruları, KHK’nın 7/1-a ve 5.maddeleri uyarınca ortalama tüketici kitlesinde marka algısı oluşturmayacak ve bu sebeple de mutlak tescil engeline tabi olacak işaretlerdendir. Bununla birlikte, 556 sayılı KHK’nın 7/son (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/2) maddesi uyarınca, tescilden önce yoğun kullanım ve tanıtım sonucu tek harfin ayırt edici kılınması ve marka olarak tescili mümkün olduğu gibi, yalın halde tescili mümkün olmayan harflerin bir takım renk ve şekil unsurları ile birlikte de marka olarak tescili mümkündür. Bu halde dahi, harf markalarının ayırt edicilik düzeyleri düşük olacağından, başkalarının da aynı harfi değişik renk ve şekil unsurları ile marka olarak tescil ettirmeleri mümkündür." açıklamasına yer verildiği, o halde, davacının yukarıda anılan markaları ile dava konusu başvuru arasındaki benzerliğin "V" harfinden kaynaklandığı, harflerin ise kimsenin tekeline bırakılamayacağı ve esasen tek başına tescillerinin de mümkün olmadığı, ancak tescil öncesi yoğun kullanım ve tanıtım sonucu ayırt edici hale getirilmiş ya da bir takım renk ve şekil unsurları ile birlikte tek başına harflerin tescilinin mümkün bulunduğu, bu halde de harf markalarının ayırt edici niteliklerinin düşük olacağı ve başkalarının da aynı harfi değişik renk ve şekil unsurları ile birlikte marka olarak tescil ettirebilecekleri, somut olayda da taraf markalarında ortak olarak kullanılan "V" harflerinin düzenleme biçimlerinin, biçimlendirme, kaligrafi ve yönlendirme itibariyle tamamen farklı olduğu, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, buna göre başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığı, işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da dava konusu başvuruda yer almadığı, 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası koşullarının gerçekleşmediği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da aynı sonuca ulaşıldığı, ilk derece mahkemesince dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, her ne kadar marka kapsamları yönünden benzerlik varsa da marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davalıların başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.