Logo

11. Hukuk Dairesi2024/72 E. 2025/900 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Görünürde finansal kiralama sözleşmesi olarak yapılan, ancak davacı tarafından aslında ticari kredi sözleşmesi olduğu iddia edilen sözleşmenin hukuki niteliğinin belirlenmesi ve davacının ödediği bedelin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Finansal kiralama sözleşmesine konu taşınmazın satın alma bedelinin bir kısmının davacı tarafından sözleşme tarihinden önce ödenmiş olması ve bu kısmın finansal kiralama şirketi tarafından finanse edilmemiş olması nedeniyle, sözleşmenin kalan bedel yönünden geçerli bir finansal kiralama sözleşmesi olarak kabul edilerek, davacı tarafından taşınmaz maliklerine ödenen bedelin finansal kiralama şirketinden tahsiline karar verilmek suretiyle, ilk derece mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/569 Esas, 2023/1415 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/265 E., 2019/123 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar-karşı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 11.02.2025 günü hazır bulunan davacı/karşı davalılar vekili Avukat Serkan Fırat ile davalı/karşı davacı vekili Avukat ... ve temlik alan Dünya Varlık Yönetim vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA VE KARŞI DAVAYA CEVAP

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, fabrika arayışı içine girdiğini, ... ga İlçesi'nde fabrika binası bulduğunu, tadilat yapılarak faaliyete geçirilmesi için finans kaynak arayışına girdiklerini, amaçlarının ticari kredi bulmak olmasına rağmen davalının fabrika binasını elinde tutmak için sözleşmeyi finansal kiralama sözleşmesi şeklinde yapmak istediğini, bu şekilde sözleşmenin yapıldığını, müvekkili ...'nın şirketi temsilen fabrika sahiplerine finansal kiralama sözleşmesi kurulmadan önce fabrikanın bedelinin %40'ı olan 600.000,00 USD'yi 06.06.2007 tarihinde peşin olarak ödediğini, ancak davalının bu ödeme yapılmamış gibi hesaplama yaptığını, 08.06.2007 tarihinde yapılan kredi sözleşmesini 900.000,00 USD olarak yapması gerekirken 1.500.000,00 USD üzerinden yaptığını, müvekkilinin ödediği 600.000,00 USD bedelin müvekkiline gönderilen ödeme planında 28.06.2007 tarihinde ödenmiş vade bedeli gibi gösterildiğini, 900.000,00 USD'lik kredilendirme için aylık 18.828,40 USD ödemeli 5 yıllık ödeme planı yapıldığını, müvekkilin davalıya kurumsallığı nedeniyle güvendiğini, müvekkil şirketin 13 ay düzenli olarak toplam 244.769,20 USD ödeme yaptığını, 2008'in 8. ve 9. aylarında temerrüde düştüğünü, mevcut global kriz nedeniyle piyasa daraldığından ve temerrüdün devam edeceği öngörüldüğünden çözüm bulunması için durumun davalıya bildirildiğini, ancak davalının 27.10.2008 tarih ve 33200 numaralı ihtarname çekerek cevap verdiğini ve şirket ortağı davacı ...'un gayrimenkul ve araçlarına haciz konduğunu, temerrüt durumundan kötü niyetli davalı şirketin faydalandığını, hem fabrika binasını elinde tuttuğunu hem de müvekkilden tahsil ettiği 844.769,20 USD miktarda sebepsiz zenginleştiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olarak yapılmış bir sözleşme olduğunu, asıl olanın ticari kredilendirme sözleşmesi olduğunu, buna göre fabrikanın satılarak paraya çevrilmesi, elde edilen değerle müvekkilinin ödemeleri toplanarak davalı şirketin verdiği kredi miktarı düşülerek bakiyenin müvekkiline iadesi gerektiğini, müvekkili şirketle davalı arasında yapılan sözleşme finansal kiralama sözleşmesi olarak değerlendirilse dahi, sözleşmede şeklen emredici olarak düzenlenmiş 33. madde hükmüne göre müvekkiline fabrikanın zilyetliği devredilmediğinden Finansal Kiralama Kanunu hükümlerine göre müvekkilin bu sözleşme uyarınca ödemiş olduğu bedelin iadesi gerektiğini, öte yandan Finansal Kiralama Kanunu'nda finansal kiralamanın kesin emredici hükümlerine göre kiralananın tam olarak leasing şirketince sağlanarak kiracıya teslim edilmesi ve kiraya verilmesinin gerektiğini, karma şekilde yarıya yakın mülkiyetinin satın alınması, satış bedelinin ödenmesi, yarısının kiralanmasının Finansal Kiralama Kanunu'na göre mümkün olmadığını iddia ederek aslında ticari kredi sözleşmesi olan ancak muvazaalı olarak görünürde yapılan 08.06.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin iptaline, ticari kredi sözleşmesi hükümlerine göre müvekkilin zararının tespiti ile şimdilik 900.000,00 USD'nin işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, iptaline karar verilmeyecek olsa dahi, finansal kiralama sözleşmesine göre de müvekkili şirkete teslim edilmiş bir kiralama olmadığından ve davalı sebepsiz zenginleştiğinden, davalının sebepsiz olarak zenginleştiği miktarın ve müvekkilinin zararının tespiti ile şimdilik 900.000,00 USD'nin işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, karşı davaya cevabında; davanın reddini istemiştir.

II. CEVAP VE KARŞI DAVA

Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; asıl davada taraflar arasında 08.06.2007 tarih, 1743 ve 1744 yevmiye numaralı, 35362 ve 35361 sözleşme numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiğini ve sözleşmeye konu mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan 2 adet tam otomatik dikey paketleme makinası, 1 adet Shrink makinası ve ... İli, ... İlçesi, Hamdibey Mah., 202 III-A 4 pafta, 13 ada, 3 parsel numaralarında kayıtlı üzerinde fabrika binası olan tarla vasıflı gayrimenkulün finansal kiralama yoluyla kiralandığını, diğer davacının iş bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davacıların 26.10.2008 tarihi itibariyle sözleşmeden kaynaklanan kira borcu ve gecikme faizi borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüklerini, 27.10.2008 tarih ve 33200 yevmiye nolu ihtarname gönderilerek borçların 60 gün içinde ödenmesini, ödenmediği takdirde sözleşmenin fesh edileceğinin davacılara ihtar edildiğini, ihtarnamenin 01.11.2008'de tebliğ edildiğini, borç ödenmeyince sözleşmelerin fesh edildiğini, davacıların sözleşmelerin feshi nedeniyle kiralananları müvekkili şirkete teslim etmesi gerekirken etmediğini, keza muaccel hale gelen borçlarını da bu güne kadar ödemediklerini, aksine gösterdiği olumsuz davranışlarıyla yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğinin anlaşıldığını, feshi takiben 35362 numaralı sözleşmeye konu makinaların davacı tarafça rızaen teslim edildiğini, teslim edilmediği iddia edilen gayrimenkulün de satışı için gerekli işlemlerin yapılmasını istediklerini, bu meyanda gayrimenkulün satışı için kiracı ile birlikte hareket edilerek ilanlar verildiğini, bunun yanında harici bilgilendirmeler yapıldığını, ancak bugüne kadar gayrimenkule hiçbir ciddi alıcı çıkmadığını, müvekkil şirketin iyi niyetli olarak gayrimenkulün satışını beklerken davacılar tarafından anlaşılmayan nedenle huzurda görülen dava ikame edilerek 3 yıl önce imzalanan sözleşmenin geçersizliğinin iddia edildiğini, akdedilen sözleşmede belirtilen ve proforma fatura ile tevsik edilen gayrimenkulün tamamen, eksiksiz ve hasarsız olarak kiracıya teslim edildiğini, üstelik davacıların bu davayı gayrimenkulün kendilerine teslim edildiği tarihten yaklaşık 3 yıl sonra ikame etmesi ve bu süre zarfında da gayrimenkulü kullanmalarının izahtan vareste olduğunu, davacıların dava dilekçesinde yaşanan ekonomik kriz sebebiyle fabrika binasını faaliyete geçiremediklerini, gayrimenkulün ekonomik kriz sebebiyle tadilatının yaptırılmadığını beyan ettiklerini, bu beyanın davacıların tesellüm ve kabul belgesinde de açıklandığı üzere sözleşme konusu ekipmanları teslim aldıklarını gösterdiğini, kiracının şirketlerine hitaben yazdığı 24.10.2008 tarihli yazı ile sözleşme konusu gayrimenkulün kendi zilyetliğinde bulunduğunu ve teslim alındığını, şirketlerine olan borçlarını da açıkça ikrar ettiğini, temerrüt nedeniyle sözleşme fesih edildiğinden, kiracı davacının ileri sürebileceği veya yerine getirilmesini talep edeceği bir hakkı kalmadığını, aksine sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşme konusu ekipman ve gayrimenkulün iadesi ve teslimi yanında, muaccel hale gelen kira, temerrüt faizi, sigorta ve masraf bedelini isteme hakkı bulunduğunu, davacıların ise kötü niyetli olarak bu kalemleri ödememek ve yapılan takipleri sürüncemede bırakmak için huzurdaki davayı ikame ettiklerini, özellikle finansal kiralama sözleşmesinin tesisinde, devamında, takip aşamasında davacıların, dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda bir beyan ve itirazları bulunmamışken sözleşmelerin fesih edilmesinden sonra itirazlarda bulunmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, leasing şirketlerinin ana faaliyet konuları dışında faaliyette bulunamayacaklarını, davacının iddia ettiği ticari kredi tesis etmesinin zaten mümkün olmadığını, davacıların dava dilekçesinde beyan ettikleri 600.000,00 USD'nin kiracının ödeme planında görülmekle birlikte ödendiğinin belli olduğunu, bu tutarın işlemin gerçekleştirilmesi için peşinat olarak alındığını, daha sonra da bu bedelin kiracı davacıdan tahsil edildikten ve ödendikten sonra kira olarak görünen rakama mahsup edildiğini, bu durumun işlemin geçerliğine hiçbir etkisi olmamakla bizatihi finansal kiralama işleminin doğasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında ise, finansal kiralama sözleşmesine konu Çanakkale, Biga İlçesi'ndeki üzerinde fabrika binası bulunan gayrimenkulün aynen teslimine, sözleşme konusu gayrimenkulün beyanlar hanesine düşülen sözleşme şerhinin terkinine, aynen teslimde fiili imkânsızlık olması halinde değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı ...Ş. ile 1.500.000,00 USD bedelli finansal kiralama sözleşmesi akdettiği, fabrika satış bedelinin 600.000,00 USD'sinin gayrimenkulün 1/2 hissedarları olan Muammer Kahriman ve Raşit Baldış'a ödendiği, dosya içerisinde mevcut açıklamalı Türkiye Finans Katılım Bankası dekontları ile sabit olduğu, bakiye 900.000,00 USD için ise 5 yıllık ödeme planı yapıldığı ve 14 ay düzenli olarak ödeme yapıldığı, davacı tarafın ekonomik zorluğa düştüğü için kalan taksitleri ödemediği, taraflar arasında akdedilen sözleşmede ödeme planında temerrüde düşülmesi hâlinde ve ilgili sözleşmenin 23. maddesine uygun ödeme yapılmaması durumda kiralayanın sözleşmeyi feshetme yetkisi bulunduğu, akdin feshi hâlinde 3 gün içinde kiracının, kiralanan malı leasing şirketine iâde ve teslim edeceği, satım bedelinin bir kısmının davacı tarafça ödenmesinin finansal kiralama sözleşmesinin geçerliliğini etkilemeyeceği, davalı, karşı davacının, davacılardan talep ettiği taksit tutarları, davacının ilk aşamada satıcılara ödediği tutar gözetilerek hesaplandığından ve davacının bakiye istemi başta ödediği tutarın ikinci kez davalıya ödenme

sini kapsamadığından davalı nezdinde bir sebepsiz zenginleşme teşkil etmeyeceği veya davalının davacıdan zaten ödemiş olduğu bir tutarı ikinci kez talep etmesinin söz konusu olmadığı, davacı, karşı davalı taraf borçlarını ödemede temerrüde düştüklerinden davalı, karşı davacı ... şirketinin 27.10.2010 tarihli ihtarnameyi gönderdiği, verilen 60+3 günlük sürede borçlar ödenmediğinden dolayı davacı şirketin 02.01.2009 tarihinde, diğer davacı ...'nın ise 12.01.2009 tarihinde temerrüde düştüğü ve mülga 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 24. ve 25. maddesi gereğince taşınmazın davalı adına tescili ve finansal kiralama şerhinin kaldırılması yönünde davalı, karşı davacı tarafın iddiasının ispatı ile taleplerinin kabulü gerektiği gerekçesiyle asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, Çanakkale İli, Biga İlçesi, Hamdibey Mahallesi, 202 III-A 4 pafta 13 Ada 3 parsel numaralarında kayıtlı, üzerinde fabrika binası olan tarla vasıflı gayrimenkulün aynen teslimine, sözleşme konusu Çanakkale İli, Biga İlçesi, Hamdibey Mahallesi, 202 III-A 4 pafta 13 Ada 3 parsel numaralarında kayıtlı üzerinde fabrika binası olan tarla vasıflı gayrimenkul niteliğindeki gayrimenkulun beyanlar hanesine düşülen sözleşme şerhinin terkinine karar verilmiş, hüküm davacılar, karşı davalılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davacılar, karşı davalılar, finansal kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ile zarar tazmini talebinde bulunmuş ise de, kiracı tarafından taşınmaz maliklerine yapılan ödemenin sözleşmenin peşinatı olarak gösterildiği, bu durumun ortada finansal kiralama sözleşmesi bulunmadığını göstermeyeceği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin, finansal kiralama sözleşmesi olup geçerli olduğu, taşınmaz bedelinin 600.000,00 USD'si davacı tarafça ödenmekle birlikte sözleşmede davacıların satıcılara ödediği tutarın peşin ödeme olarak kabul edildiği, dosya kapsamında bulunan 08.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu ödemenin taksitlerin daha makul bir düzeyde belirlenmesi amacına yönelik olup kiracının bu durumda daha düşük kira taksitleriyle taşınmazın edimini hedefleyen dava konusu sözleşmeyi akdettiği, davacı tarafça böyle bir ödeme yapılmamış olsaydı yüklenmek zorunda kalacağı kira bedelinin daha fazla olacağı, sözleşme bağlamında kiralayan tarafından talep edilen tutar kiracının ilk aşamada satıcılara ödediği tutar gözetilerek hesaplandığından ve bakiyenin talep edilmesinin kiracının ödediği tutarı ikinci kez kiralayana ödemesi kapsamında kalmadığından sebepsiz zenginleşme teşkil etmeyeceği, öte yandan tarafın kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceği gibi taksitleri ödemede temerrüde düşen davacının sözleşmenin akdedilmesinden 3 yıl sonra sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, kiralayan tarafından taşınmazın teslim edildiğine ilişkin kiracı şirketçe imzalanmış teslim tesellüm belgesinin dosya kapsamında bulunduğu nazar alındığında, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacılar, karşı davalıların, sözleşmede tespit edilen taksitleri ödemede temerrüde düştükleri ve ihtarnamede verilen süre içerisinde de ödemedikleri uyuşmazlık kapsamı dışında olup akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin 41. maddesi uyarınca kiracının kiralama bedellerini ödeme planına göre ödemede temerrüde düşmesi ve kiralayanın uygun olarak verdiği sürede de borçlarını ödememesi durumunda kiralayanın sözleşmeyi ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın fesih hakkı bulunduğu, kiralananın iadesi başlıklı 42. maddede ise sözleşmenin feshi halinde kiracının kiralananı 3 gün içerisinde kiralayana teslim etmek zorunda olduğu düzenlenmiş olup kiralayanın 27.10.2008 tarihli ihtarname ile sözleşme hükümlerine uygun olarak davacılar, karşı davalılara ihtarda bulunduğu, borcun 60 günlük süre içerisinde ödenmemesi halinde sözleşmenin başka ihtara gerek kalmaksızın fesih edilmiş olacağının ve malın iadesinin gerektiğinin belirtildiği, davalı, karşı davacı tarafından finansal kiralama sözleşmesinin haklı nedenlerle fesih edildiği nazara alınmakla, Mahkemece karşı davanın kabulü ile taşınmazın teslimi ve şerhin terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar, karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar, karşı davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Dava ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, aslında ticari kredi sözleşmesi olan, ancak muvazaalı olarak görünürde finansal kiralama sözleşmesi olarak yapılan 08.06.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin iptaline, ticari kredi sözleşmesi hükümlerine göre davacıların zararının tespitine, şimdilik 900.000,00 USD'nin davalıdan işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, iptaline karar verilmeyecek olsa dahi finansal kiralama sözleşmesine göre davacı şirkete teslim edilmiş bir kiralama olmadığından ve davalı sebepsiz zenginleştiğinden, davalının sebepsiz olarak zenginleştiği miktarın tespiti ile davacının zararının tespitine ve şimdilik 900.000,00 USD'nin davalıdan işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili istemine, karşı dava ise, finansal kiralama sözleşmesine konu, mülkiyeti davalı, karşı davacı şirkete ait olan, Çanakkale, Biga İlçesi'nde üzerinde fabrika binası olan gayrimenkulün aynen teslimine, sözleşme konusu gayrimenkulün beyanlar hanesine düşülen sözleşme şerhinin terkinine, aynen teslimde fiili imkansızlık oluştuğu takdirde değerinin tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik davacılar, karşı davalılar vekilinin asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi, karşı davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2.Kiralayanın, mülkiyeti kendisinde kalmak üzere kiracının seçip talep ettiği taşınır veya taşınmaz bir yatırım malının zilyetliğini her türlü faydayı sağlamak üzere devretmeyi, kiracının da buna karşılık bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmeye finansal kiralama sözleşmesi denir (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2018, s. 457).

Finansal Kiralama sözleşmesi atipik bir akit olup üçlü bir ilişki içermektedir. Burada alıcı, görüp beğendiği bir malı (taşınır veya taşınmaz) satın almak için satıcı ile anlaştıktan sonra finansal kiralama şirketine müracaat ile görüp beğendiği ve satın alma iradesini bildirdiği satıcıdan malın satın alınmasını ve kendisine teslimini, sonrasında da finansal kiralama sözleşmesine göre bedelini ödemeyi taahhüt eder. Satıcı, alıcı ile kendi arasındaki ilişki sonucu malı teslim ettiğine dair belgeleri finansal kiralama şirketine ibraz ederek faturayı finansal kiralama şirketi adına düzenler ve mal bedelinin tahsil eder (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.02.2020 tarihli, 2017/19-1647 E. ve 2020/88 K. sayılı kararı).

Somut uyuşmazlıkta finansal kiralama sözleşmesine konu, karşı davada finansal kiralama şirketine aynen teslimine karar verilen taşınmazın satın alma bedelinin belirli bir kısmının (600.000,00 USD), asıl davada davacı, karşı davada davalı ... tarafından taşınmaz tapusunun finansal kiralama şirketine devrinden ve finansal kiralama sözleşme tarihinden önce taşınmaz maliklerine ödendiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle asıl davada davalı, karşı davada davacı ... şirketi anılan bu kısım bakımından herhangi bir finansman sağlamamıştır. Taşınmaz bedeline ilişkin 600.000,00 USD bedelin asıl davada davacı, karşı davada davalı ... tarafından taşınmaz maliklerine ödenmiş olması, finansal kiralama şirketi tarafından finanse edilmemesi, karşı davada finansal kiralamaya konu taşınmazın aynen teslimine karar verilmiş olması gözetilerek finansal kiralama sözleşmesinin kalan bedel yönünden yapıldığının kabulü ile asıl davada davacı, karşı davada davalı ... tarafından taşınmaz maliklerine ödendiği anlaşılan bedelin asıl davada davalı, karşı davada davacı ... şirketinden tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile asıl davanın tümden reddi doğru görülmemiş, asıl davada verilen hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar karşı davalılar vekilinin asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, karşı davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile karşı dava bakımından Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar karşı davalılar vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava bakımından BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacılar karşı davalılara verilmesine, keza 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılar karşı davalılardan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin karşı dava yönünden davalılara yükletilmesine, 13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.