Logo

11. Hukuk Dairesi2024/73 E. 2024/8305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, davacı banka ile aralarındaki kredi sözleşmesine istinaden müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu olup olmadıkları ve icra takibine yapılan itirazlarının iptali gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ... ...'in imzasının bulunmadığı kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı, davalı ... ... yönünden ise alacak miktarının hesaplanmasında ve temerrüt faizinin uygulanmasında usul ve yasaya uygunluk göz önünde bulundurularak, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1936 Esas, 2023/1224 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul, ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/399 E., 2019/572 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davadışı şirket arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığını ve sözleşme kapsamında davadışı şirkete kredi kullandırıldığını, kredi sözleşmesini davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçlu şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine asıl borçlu ve davalı kefillere hesap kat ihtarının gönderildiğini, ancak sonuç alınamadığını, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla davalılara yönelik genel haciz yoluyla takibe girişildiğini, davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibinde davalı ...'in 5.992.692,38 TL'ye, davalı ...'in 320.879,58 TL'ye yönelik itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ... Ltd Şti arasında 24.07.2017 tarihli, 25.07.2017 tarihli, 26.07.2017 tarihli, 29.04.2014 tarihli ve 04.03.2015 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, tüm sözleşmelerde davalı ... ...'in kefalet imzası bulunuyorken davalı ... ...'in sadece 26.07.2017 tarihli sözleşmede kefalet imzasının bulunduğu, tüm sözleşmelerin toplam limitinin 94.700.000,00 TL davalı ... ...'in imzasının bulunduğu sözleşmenin limitinin ise 10.000.000,00 TL'den oluştuğu, tüm borçlular yönünden temerrüdün 09.02.2017 tarih itibariyle gerçekleştiği, geri ödeme planında akdi faiz oranının yıllık %15,48 temerrüt faiz oranı %39 olarak belirtildiği, dava konusu yapılandırma (taksitli) kredisinin açılış tarihinin 14.04.2016 olup, taraflarca en son imzalanan sözleşmenin 04.03.2015 tarihli olduğu, ancak bu sözleşmede davalı ... ...'in imzasının bulunmadığı, ... imzası bulunan tek sözleşmenin 26.07.2012 tarihli olduğu, her ne kadar ...'in imzası bulunan sözleşmenin "Kefalet Hükmü" bölümünde müteselsil kefaletin ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı belirtilmişse de, davacı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan ve kefil Ramazan ...'in de imzası alınan Kredi Geri Ödeme planında davalı ... ...'in imzasının bulunmadığı, tüm bu açıklamalar doğrultusunda davaya konu kredi nedeniyle davalı ... ...'in sorumluluğunun bulunmadığı, diğer davalı yönünden ise bankanın imzasını taşıyan taksit tablosunda ana para miktarının 4.930.796,90 TL, toplam taksit sayısının 48 olduğu, hesap kat tarihi itibariyle vadesinde ödenmeyen 14.09.2016, 14.10.2016, 14.11.2016 ve 14.12.2016 tarihli 4 adet taksit bulunmakta olup ödenmeyen taksitlere, taksit tarihlerinden hesap kat tarihine temerrüt faizi ve ana para miktarına da akdi faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takip dosyasında davalı ... ... yönünden davanın reddine, davalı ... ... yönünden davanın kısmen kabulüne, 4.930.796,90 TL asıl alacak + 340.681,42 TL kat öncesi akdi faiz + 39.293,42 TL kat öncesi temerrüt faizi + 83.647,93 TL kat sonrası akdi faiz + 179.129,77 TL kat sonrası temerrüt faizi + 32.137,63 TL BSMV = 5.605.687,07 TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, itirazın iptaline karar verilen 5.605.687,07 TL'nin %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı ... ...'den tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin davalı ... ...'e yönelik istinaf itirazları incelendiğinde; dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı ... ...'in imzasının yer aldığı kredi geri ödeme planında temerrüt faiz oranı açıkça %39 olarak belirtildiği, yapılandırma protokolünde de kararlaştırılan akdi faiz oranının %15,48 olarak belirtildiği, bu oranlara göre hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik görülmediği, davalı kefil temerrüte düşmeden, asıl borçlunun firma riskinin takip hesaplarına aktarıldığı tarihten itibaren temerrüt faizi talep edemeyeceğinin kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, davacı vekilinin davalı ...'e yönelik istinaf itirazlarına gelindiğinde, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 26.07.2012, 29.04.2014 ve 04.03.2015 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, anılan sözleşmelerden 26.07.2012 tarihli sözleşmede davalı ... ...'in müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmakta ise de, anılan sözleşme dışındaki diğer sözleşmelerde davalı ...'in müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmadığı, davalı kefil Funda ...'in imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan rotatif kredi borcunun banka kayıtlarında tahsilat kaydı ile sıfırlandığı, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen kredi borcunun 14.04.2016 tarihinde açılan krediden kaynaklandığı, anılan kredinin davalının imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı ... ...'in imzasının bulunmadığı sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle anılan davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında gerekçe yönünden isabet görülmediği, tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulüne, sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne, anılan davalının takip dosyasında 4.930.796,90 TL asıl alacak, 424.329,35 TL işlemiş akdi faiz, 218.423,19 TL işlemiş temerrüt faizi, 32.137,63 TL BSMV olmak üzere toplam 5.605.687,07 TL'ye yönelik itirazının iptaline, takibin 5.605.687,07 TL üzerinden, 4.930.796,90 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmak suretiyle devamına, davalı ... ... hakkındaki fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm altına alınan 5.605.687,07 TL'nin %20'si oranında hesaplanan 1.121.137,41 TL icra inkâr tazminatının davalı ... ...'den tahsil edilerek davacıya verilmesine, davalı ... ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince ve davalılar Ramazan ... ve Funda ... vekilince temyiz edilmiş, Bölge adliye mahkemesince yalnızca davalı ... ... yönünden süresinde temyiz harç ve giderlerini yatırmadığından temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun(2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.Davalı ... ... vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge adliye mahkemesince davalı ... ... yönünden davanın reddi hükmünün kurulmuş olması nedeniyle temyiz dilekçesinin hukuki menfaat yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

2.Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ...'in temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı banka harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı bankaya iadesine,

peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalı ... ...'e iadesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.