"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1508 Esas, 2023/1346 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/87 E., 2021/129 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; "..." esas ibareli tanınmış markalarına dayanarak davalının "..." markasına karıştırılma ihtimali, tanınmışlık, kötü niyet gerekçeleriyle yaptıkları itirazın Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından nihai olarak reddedildiğini, mukayese konusu markaların benzer olduğu 29, 30, 31, 35, 43 üncü sınıflar açısından müşterek emtiada kullanılacağını ileri sürülerek YİDK kararının iptalini ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı Tural Sanayi ve Ticaret İth. İhr. Ltd. Şti. vekili davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalının "...+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "..." ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusundaki şekil (M) ibaresi baskın ve ayırt ediciliği yüksek derecede görüldüğünden davacı markasından görsel farklılığın belirginleştiği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının "..." ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının "...+şekil" ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki iltibas tehlikesi bulunmadığı, aksi yöndeki bilirkişi görüşüne iştirak edilmediği, taraf marka işaretleri benzemediğinden tanınmışlık koşulunun oluşmadığı, dava konusu marka açısından kötü niyetli başvuru yapıldığı veya haksız rekabet oluşturduğu iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu başvuru, 29, 30, 31, 35 ve 43 üncü sınıf mal ve hizmetleri kapsadığı, davacının itirazına mesnet markaları da aynı sınıflarda tescilli olduğundan somut uyuşmazlıkta bir kısım mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliğine ilişkin şartın gerçekleştiği, dava konusu başvuru siyah zemin üzerine sarı renkle yazılmış üstte büyük M şekli, altında küçük harflerle yazılmış ... ibaresinden, davalı markaları büyük harflerle yazılmış ... kelimesinden oluştuğu, davalı markalarında N harflerinden biri düz, diğeri ters konumlandırıldığı, dava konusu başvuru, davacının itiraza mesnet ... markasını aynen içerdiği, başvurudaki "m" harfi markalar arasında ayırt ediciği sağlamaya yeterli olmadığı gibi söylenişte vurgu ... ibaresi üzerinde olduğu, bu hali ile taraf markaları arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunmakta olup, markaların aynı sınıf mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde aralarında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, tüketicilerin başvuru markasını gördüklerinde hemen ve ilk bakışta bunun davacının itiraza mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacakları ve taraf markaları arasında 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki iltibas koşullarının oluştuğu, davacı vekili, tanınmışlık ve kötü niyet nedeniyle de tescil engeli bulunduğunu ileri sürmüş ise de, dava konusu marka kapsamında kalan hizmetler bakımından 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin beşinci fıkrasındaki maddesindeki koşulların oluşacağı ve başvurunun kötü niyetle yapıldığı kanıtlanamadığından davacı vekilinin bu yöndeki iddiaları yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının ve dava konusu markanın kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2.İlk derece mahkemesince bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, davalının "...+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "..." ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusundaki şekil (M) ibaresi baskın ve ayırt ediciliği yüksek derecede görüldüğünden davacı markasından görsel farklılığın belirginleştiği, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki iltibas tehlikesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bir kısım mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliğine ilişkin şartın gerçekleştiği, dava konusu başvuru, davacının itiraza mesnet ... markasını aynen içerdiği, başvurudaki "m" harfi markalar arasında ayırt ediciği sağlamaya yeterli olmadığı gibi söylenişte vurgu ... ibaresi üzerinde olduğu, bu hali ile taraf markaları arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunmakta olduğu, markaların aynı sınıf mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde aralarında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Marka tescilinde nispi ret nedenlerini düzenleyen 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedileceğini düzenlemiştir.
Bu itibarla başvuru markasının kapsadığı mallarla itiraza mesnet markaların kapsadığı mallar aynı ve benzer ise de davalının "...+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "..." ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusundaki şekil (M) ibaresi baskın ve ayırt ediciliği yüksek derecede görüldüğünden davacı markasından görsel farklılığın belirginleştiği, markaların benzer olmadığı ve ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda tescil engeli için gerekli olan diğer şart sağlanmamış, başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında iltibas tehlikesi yaratılmamıştır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerektirmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri hâlinde ilgililere iadesine, 19.12.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.