"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/500 Esas, 2023/1940 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/204 E., 2021/280 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin ortağı olduğu ... Games...Ltd Şti.'nin eski çalışanı olduğunu, davalının müvekkilinin yanından ayrıldıktan sonra "..." ibareli markayı 2016/60185 tescil numarası ile kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin temsilcisi olduğu şirkette sosyal medya işlerinin yapılması için deneme amaçlı Nisan -Mayıs 2016 döneminde çalışan davalının, 28.04.2016 tarihinde yapılan proje çalışması sonrası basit bir sunum yaptığını, proje için seçilen ....com alan adının 2014 yılından itibaren müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin ilk olarak 22.08.2014 tarihinde "..." ibaresini alan adı olarak kullanmaya başladığını ve internet ortamından insan kaynakları, prodüksiyon yapım hizmeti sunduğunu, davalının tescilinin kötü niyetle yapıldığını, davalının müvekkilinden şikayetçi olduğu ve halen İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinde görülen 2019/67 E. sayılı dosyada müvekkilinin yargılandığını, Savcılıkta alınan 07.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin "..." ibaresini davalıdan 2 sene önce kullandığının tespit edildiğini ileri sürerek davalıya ait 2016/60185 numaralı "..." markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacının temsilcisi olduğu şirkette 4-5 ay çalışmasına rağmen maaş ve diğer özlük haklarını alamadığını, müvekkilinin marka tescilinde mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını, müvekkilinin marka başvuru ve tescilinin akabinde ... isimli internet sitesini oluşturup aktif hale getirerek faaliyetine başladığını, davacının müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemleri nedeniyle 14.03.2017 tarihli ihtarnameyi gönderildiğini ve suç duyurusunda bulunduğunu, savcılıkça alınan bilirkişi raporunda "....Şüphelinin (...) ... alan adındaki kullanım 41. emtia sınıfındadır ve kullanılan logo müştekinin (...) tescilli markasındaki logodan farklıdır. Bu nedenle müştekinin sonraki marka tescilinin kötü niyetli olmadığı (emtia sınıfı açısından) kanısı baskındır...” şeklinde tespitte bulunulduğunu ve davacı hakkında iddianame düzenlendiğini, davaya video biyografi projesi ve markasının müvekkiline ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu marka başvurusunun davalı tarafından, davacının ortağı olduğu şirkette çalıştığı dönemde gerçekleştirildiği, ... alan adlı internet sitesinin web arşiv kayıtlarından, davalının marka başvurusu tarihi olan 21.07.2016 tarihinden önceki görüntülerin incelenmesinde, davalının başvuru tarihi öncesinde 10.06.2016 tarihinde, davalının 2016/60185 numaralı marka başvurusuna konu edilen ... ibaresinin aynı yazı şekli ve logo ile ... alan adlı internet sitesinde, davalı marka başvurusundan önceki tarihte kullandığının tespit edildiği, davalının, başvurusuna konu ... markasından davacı ile olan iş ilişkisi neticesinde haberdar olduğu, marka görsellinin de birebir aynı bulunduğu, davalının, dava konusu marka başvurusunu yaptığı tarihte markanın davacı tarafından kullanıldığını bildiği halde başvuru yaptığı anlaşıldığından, davalı markasının kötü niyet gerekçesi ile hükümsüz kılınması koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, ceza soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporu ve Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile ... alan adının davacı adına 22.08.2014 tarihinde tahsis edildiğinin tespit edildiği, arşiv kayıtlarının incelenmesinde 13.06.2014 ve 09.08.2014 tarihli arşiv kayıtları ile 41. sınıfta yer alan prodüksiyon hizmetleri ile ilgili tanıtımlara yer verildiğinin, logosu farklı olsa da “...” markasının internet sitesinde kullanıldığının tespit edildiği, 10.06.2016 tarihinde, davalının marka başvurusundan önce davalının markasında yer alan logo ile birlikte “...” markasının davalının markasının tescili kapsamında kalan 35. sınıftaki” İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık; personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri” için kullanıldığının tespit edildiği, bu kullanımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davacıya marka üzerinde tescilsiz kullanım nedeniyle hak sağlayacak boyutta değilse de markanın ilk olarak davacı tarafça oluşturulduğunun ve kullanıldığının anlaşıldığı, davalının bir süre davacının yanında çalıştığının her iki tarafın da kabulünde olduğu, davalının davacıya personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleriyle ilgili bir projeyle ilgi sunum yaptığının da dosya kapsamı ile anlaşıldığı, ancak bu sunumun konusu veya internet sitesinin dizaynı, yazılım programının çalışma sistemi gibi fikri ürünlerden kaynaklanan haklar ile marka haklarının birbirlerinden farklı haklar oldukları, bu projeyle ilgili fikrin davalıya ait olduğu varsayılsa bile davalının, yanında çalıştığı davacı tarafından oluşturulan markayı kendi adına tescil ettirme hakkını sağlamayacağı, davalının bu markanın davacı tarafça oluşturulduğunu ve bu marka ile personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleriyle ilgili ticari faaliyete başlayacağının bilindiği, bu amaçla sunum yapıldığı, davacının bu alanda “...” markasıyla piyasaya girmesine engel olmak amacıyla davalının markasının kötü niyetle tescil ettirdiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 6, 25 inci ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.