"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1144 Esas, 2023/1587 Karar
HÜKÜM : Asıl dava ret, birleşen dava kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/378 E., 2021/204 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından, duruşma istemsiz olarak asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 21.01.2025 günü hazır bulunan davacı-birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile davalı-birleşen davada davacı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin üretiminin büyük bir kısmını yurt dışına ihraç ettiğini, ürünlerin taşıma işinin davalı şirket tarafından yapıldığını, yapılan iç denetimde istiflenebilir yüklerin istiflenerek çift sıra taşınmasına rağmen, istiflenmeden tek sıra yüklenmiş ve taşınmış gibi fatura düzenlenerek müvekkilinden 137.073,00 euro fazla navlun bedeli tahsil edildiğinin tespit edildiğini, bu kısım için fatura düzenlendiğini, davalının yapmış olduğu taşımalar nedeniyle doğmuş olan 118.375,60 euro tutarındaki alacağının mahsup edilmesi sonucu müvekkilinin 18.697,40 euro alacağı kaldığını ileri sürerek fazla ödenen navlun bedellerinin tahsil tarihindeki avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan fatura karşılığı 118.011,15 euro ve 5.062,62 TL tutarında alacaklı olduğunu, bunun tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının hangi taşımanın istifleme yapılarak gerçekleştirilmiş olmasına rağmen istifleme yapılmadan taşınmış gibi fatura düzenlendiğini somutlaştırması gerektiğini, davacı tarafından taşınmak üzere teslim edilen ürünlerin nitelikleri gereği istiflemeden zarar görebilecek ürünler olduğunu, müvekkilinin taşıyıcının göstermesi gereken özen yükümlülüğü kapsamında taşıma gereklerine ve talimatlara uygun olarak istifleme yapmaksızın taşımaları gerçekleştirdiğini, faturalara süresinde itiraz etmeyen davacının takasa konu edilebilecek bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; asıl davadaki iddialarını tekrar ederek müvekkilinin davacıya olan borcundan, 137.073,00 euro istifleme farkı faturasının mahsup edilmesi neticesinde 18.697,40 euro müvekkilinin alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, taşınan ürünlerin istiflenmeden taşınmasını gerektirir bir durumun olmadığı, davalı taşıyanın yükün istiflenmeden taşınması konusunda davacı taşıtanın talimat verdiğini ispat edemediği, birleşen dava yönünden ise takas hakkının kullanıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 131.232,72 euronun dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada tarafların her bir taşıma yönünden eşyanın ne şekilde (istiflenerek/istiflenmeden) taşınacağı konusunda anlaşma sağladıklarına ilişkin bir delil bulunmadığı, davacı tarafından hiçbir faturaya yasal süresinde itiraz edilmediği, son fatura tarihi üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra 137.073,00 euro bedelli fiyat farkı faturası düzenlendiği, karine olarak davacının fatura içeriklerini kabul ettiği, bu noktada davalının taşımaları istiflemeden yaptığının kabul edilmesi, aksinin ise davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, eşyanın istiflenerek taşınabilecek nitelikte olması hasebiyle taşımaların istiflenerek yapıldığı kabulünden hareketle hesaplama yapılan bilirkişi raporları esas alınarak hüküm tesisinin doğru olmadığı, birleşen davada alacağın varlığının sabit görüldüğü gerekçesiyle asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, fazla tahsil edilen navlun bedelinin iadesi; birleşen dava ise faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen birleşen davaya ilişkin nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen asıl davaya ilişkin nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre asıl davada davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Asıl davada davacının davayı açarken göstermiş olduğu harca esas değer 126.188.75 TL (18.697.40 euro x 6.7490 TL) olup, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davanın reddine karar verildiği ve bu miktar nazara alınarak davalı lehine 20.190,20 TL vekalet ücreti takdir edildiği anlaşılmıştır. Ancak asıl davada davacı, 05.01.2021 harç ikmal tarihli dilekçesi ile talebini 131.232.72 euroya yükseltmiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince bu değerin dava tarihindeki kur ile çarpılması sonucu elde edilecek Türk Lirası karşılığı esas alınarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup dava dilekçesindeki talep miktarı nazara alınarak vekalet ücreti tayini yerinde olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen birleşen davaya ilişkin kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bent uyarınca asıl davada davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5-e) numaralı bendinde yer alan “ 20.190,20 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “127.425,86 TL” ibaresinin yazılması suretiyle asıl davada verilen hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı - birleşen davada davalıdan alınarak asıl davada davalı-birleşen davada davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde Evolog Nakliyat ve Lojistik Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti.'ye iadesine, 23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.