"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/692 Esas, 2023/1250 Karar
HÜKÜM : Hükmün kaldırılması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/64 E., 2020/677 K.
Taraflar arasındaki haksız rekabet ve yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalılar ... Bilgi Sistemleri San. ve Tic. A.Ş., ..., ..., ..., ... ve ...'a karşı haksız rekabete dayalı açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar ..., ..., ... ve ...'e karşı açılan yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat davasının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ... firmasında %9,8'er hisse sahibi olduklarını, ... firmasının sahibinin tüzel kişilik olan ... şirketi olduğunu, dolayısıyla müvekkillerinin ... şirketinin de hisseleri oranında ortağı olduklarını, aynı zamanda şirket çalışanı olduklarını, her ikisinin de SAP bölümü yöneticileri olduklarını, diğer ortakların müvekkillerine mobbing uyguladıklarını, haksız fesih ile iş akitlerini sonlandırdıklarını, TÜBİTAK'tan haksız teşvik temin ettiklerini, müvekkillerin bu suça ortak olmak istemedikleri için aralarında uyuşmazlık çıktığını, şirketin içinin boşaltılmaya çalışıldığını, kâr payı dağıtılmadığını, müvekkillerinin hala ortağı olduğu bu firmalara rakip olması için davalı ... Bilgi Sistemleri San. Tic. A.Ş. (...) firmasının kurulduğunu, şirket kârının düşürüldüğünü, tüm iş ve müşterilerin ... firmasına aktarılmaya başlandığını, bu şirketin ortaklarının ... P., ... K., Esen Ş. ve ... U. olduğunu, şirketin aynı amaç ve konu için kurulduğunu, şirket sözleşmelerinin ... firmasına aktarıldığını, bu suretle şirket aktiflerinin azaltıldığını, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini, ... ve ... firmalarının yönetim kurulu üyeleri ve imza yetkilisi olan şirket muhasebe müdürü ...'ın görevi kötüye kullandıklarını, şirketi zarara uğratmak için hareket ettiklerini, kasıtlı hareketlerle 2016-2017 yılı döneminde şirketin içinin boşaltıldığını, şirket sözleşmelerinin transfer edilerek feshedildiğini, rakip firma olan Konsalt firmasına 41.300,00 TL para çıkışı olduğunu, bu firma ile ne iş yapıldığının neyin ödemesi olduğunun belli olmadığını, ... firması hesabından ...'a 78.000,00 TL para çıkış yapıldığını, bu paranın iadesinin yapılmadığını, genel kurulda şirketin zarar ettiğinin bildirilmesine rağmen yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkına %100 zam yapıldığını belirterek davalılardan 50.000,00 tutarında maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen haksız fiillerin başladığı tarihten itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte HMK 107 nci maddesi kapsamında tahsil edilmesini, davalılar hakkında verilecek hükmün masraflarının davalılarca karşılanmak üzere tirajı en yüksek ulusal iki gazetede ilanına karar verilmesini, haksız rekabet eyleminde bulunan davalı ... Bilgi Sistemleri San. Tic. A.Ş.'nin (...) haksız rekabet eylemlerine son verilmesi için tedbiren banka hesaplarına bloke konulmasını ve ticari faaliyetlerinin durdurulmasını, yargılama ve vekâlet ücretinin de davalılara yükletilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı tarafa talebin açıklanması için verilen süre içerisinde davacılar vekilinin 24.07.2018 tarihli dilekçesi ile ''... Şirketi ve ortakları (... eski çalışanları) yönünden özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırılıkları nedeniyle haksız rekabet (BK 396 md., TTK 54 vd maddeler) ve ... Şirketi ortakları yönünden haksız rekabet (TTK 54 vd. Maddeleri) ve şirket yönetim kurulu üyeleri ve genel müdür bakımından rekabet yasağının ihlali ( TTK 396 md) ve şirketi zarara uğratmaları nedeniyle (TTK 553 md) sorumluluk davasıdır." şeklinde açıklama yapılarak aynı dilekçe ile şimdilik 50.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ... Şirketine ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ..., ... Ş., ... U., ... K., ... P. ve ... O. vekili cevap dilekçesinde; davanın konusunun haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davası olduğunu, bu davanın ... K. ve ... Ö. tarafından davacı sıfatıyla açılmasının mümkün olmadığını belirterek aktif husumet itirazında bulunduklarını, davanın reddinin gerektiğini, müvekkilleri ... Ş., ... U., ... K., ... P. ve ... O. adına da pasif husumet itirazında bulunduğunu, gerçek kişiler aleyhine bu davanın açılamayacağını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkillerinin eski ... çalışanları olduğunu, istifa etmeleri nedeniyle iş akidlerinin sona erdiğini, müvekkillerinin iş akitleri sona erdikten sonra yeni bir şirket kurmalarının, şirkete ortak olmalarının yasal mevzuata aykırı bir yanı bulunmadığını, müvekkili şirket ile ... şirketi veya ... şirketi arasında organik bir bağ bulunmadığını, ... ve ...'ın tüm iş ve müşterilerinin ...'e aktarıldığı, ... ve ...'ın tüm imkanlardan faydalandırıldığı iddialarının gerçek olmadığını, müvekkili şirket ...'in, ... şirketine fatura karşılığı hizmet sunduğunu, zamanaşımı ve husumet itirazlarının öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalılar ... N., ... ... C., ... B., ... Ö. vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından gerçekleştirilen ve suç teşkil eden eylemlere ilişkin olarak müvekkili şirketler tarafından davacılar ile haksız menfaat temin etmek amacıyla kurdukları ... Sistem Şirketinin kurucusu ve eski çalışanları hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, yürütülen soruşturma neticesinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaktan ötürü İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi 2016/407 E.sayılı dosyada dava açıldığını, davacıların dava açtıkları şirketlerin müşterilerinin ve gelirinin en az yarısını, eski çalışana kurdurmuş oldukları paravan firma olan ... Sistem adlı şirkete hukuka aykırı ve haksız yöntemlerle yönlendiren, müşteri sözleşmelerini feshettiren, müvekkil şirketin en büyük müşterilerinden birinin (Türk Telekom) sözleşmesini önce rakip firmaya hukuka aykırı yollarla devretmeye çalışan kişiler olduğunu, ...’e ulaşan bilgiler neticesinde; şirketin çalışanları, ortağı ve aynı zamanda SAP Basis grubu yöneticileri olan davacılar ... K. ve ... Ö.’nün bir süredir şirketin tamamen menfaatine aykırı bir takım faaliyetlerde bulunduklarını, hem bir ortak olarak hem de şirketin bir çalışanı olarak sadakat ve bağlılık yükümlüklerine aykırı davrandıkları, kendilerine duyulan güveni kötüye kullandıklarını, davacıların ...'e karşı haksız ve hukuka aykırı eylemleri gerçekleştirdikleri esnada aynı zamanda yönetim kurulu üyesi ve şirket ortağı olmaları nedeniyle İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1020 Esasta yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan sorumluluk davası açıldığını, yargılamanın sürdüğünü, aynı şekilde davacılar hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1066 E. sayılı dosya ile haksız rekabet ve güveni kötüye kullanarak firmayı zarara uğratmalarından ötürü maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, davacıların ... şirketindeki ortaklık haklarına dayanarak şirketin zarara uğratıldığını iddia ettiklerini, oysa şirketin mahfına neden olacak eylemler içine girenin bizzat davacılar olduğunu, davalı ... firmasının ... firmasından istifa suretiyle ayrılan eski çalışanlar tarafından kurulduğunu, ...'in bu firmadan bir kısım işler kapsamında hizmet aldığını, belirterek öncelikle, davacıların iddia ve taleplerinin haklı olması bir yana tam aksine müvekkillerine ve şirketlere karşı kasıtlı ve suç unsuru taşıyan hukuka aykırı eylem ve işlemlerde bulundukları da sabit olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mali bilirkişi aracılığı ile davalı şirketin ticaret defter, kayıt ve dayanak belgeleri incelenmesi sonucunda davalı şirketin hasılatı dava dışı ... A.Ş.'nin hasılatının ancak %1,4 'ü olduğu, dava dışı ... A.Ş.'nin davalı şirketten 64 misli daha fazla kâr ettiği, tespit edilen duruma göre sadece hasılatların kıyaslamasında dahi ... A.Ş.'nin müşterilerinin davalı şirkete yönlendirilmesi ve müşterilere faturaların davalı şirket tarafından kesilerek davalı şirkete kazanç aktarılması şeklinde bir durumun mevcut olmadığının anlaşılabilir durumda olduğu, davanın açıldığı tarih olan 2017 yılına ilişkin yapılan incelemenin de aynı olduğu, 2017 yılında da davalı şirkete menfaat sağlamak suretiyle dava dışı ... şirketinden müşteri ve kazanç aktarımının mevcut olmadığı kanaatine varıldığı, davalı şirketin yaptığı işlerin ve elde ettiği hasılatın büyük bir kısmı dava dışı ... şirketine verdiği hizmet bedellerine ilişkin olduğu da, mali bilirkişinin yaptığı tespitler arasındadır, bu durum dahi tek başına dava dışı şirketin müşterilerinin davalı şirkete aktarılmadığına karine teşkil ettiği, bir şirketin yöneticiler tarafından zarara uğratıldığı söyleyebilmek için öncelikle o şirketin maddi bir kaybının olduğunun kanıtlanması gerektiği, ilişkili şirkete emsallerine nazaran daha ucuz fiyatla iş yapılması veya o firmaya emsallerine nazaran daha yüksek fiyatla iş yaptırılması vergi kanunları açısından transfer fiyatlandırılması olarak adlandırılmakta ve yasaklanan böyle bir işleme cezalı tarhiyat uygulandığı, yine masrafların fazla gösterilmesi, gelirlerin az gösterilmesi şirketin zarara uğramasına yol açacak mahiyette işlemler olduğu, cari hesaba işlenmek kaydı ile bankadan para çekilmesi, cari hesap hareketleri ile uzun vadeli olmamak kaydı ile borçlanılması veya alacaklı hale gelinmesi her zaman şirketin zararı anlamında olmadığı, mali bilirkişi yaptığı inceleme sonucunda neticeten dava dışı şirketin zararına yol açacak, tazminat gerektirecek bir işlemin bulunmadığı yönünde görüş bildirdiği, dava dışı ... şirketi ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olması, ... tarafından davalı şirkete fatura düzenlenmesi nedenleri ile TBK.nun 553 üncü maddesi kapsamında da rekabet yasağına aykırılığın mevcut olmadığı sonucuna varıldığı, davalı şirket dava dışı şirkete fatura kesmek suretiyle hizmet verdiği, davalı şirketin dava dışı şirkete ait müşterileri kendi portföyüne aktardığına ilişkin dosya kapsamındaki delillere göre bir kanaat oluşmadığı, davalı şirketin yaptığı işlerin ve elde ettiği hasılatın içerisinde ...'e kestiği danışmanlık ve hizmet bedeli faturalarının KDV hariç tutarlarının da bulunduğu, buradan davalı şirketin davacı şirketin müşterilerine değil doğrudan ...'in kendisine hizmet verdiği, dolayısıyla her iki şirket arasında fiili bir rekabet ilişkisinin bulunmadığı, dava dışı ...'in yönetim kurulu üyeleri olup, işbu davada davalı olan şahısların diğer davalı ... şirketinde yönetici pozisyonunda olmadıkları, dolayısıyla TTK. 396 ncı maddeye aykırı bir eyleminde mevcut olmadığı, davacı taraf 2013-2014 yılında dava dışı ... 'in kârlılığındaki düşüşü öne sürmüş ise de, davalı ... Şirketinin kuruluşuna ilişkin tescilin 13.04.2016 tarihli Sicil Gazetesinde ilan edildiği görülmekle, söz konusu dönemde gerçekleşen kârlılıktaki düşüşün davalı şirkete izafe edilmesi mümkün gözükmediği gibi davacılar kendi kabullerinde de olduğu üzere ticaret sicil dosyalarından davacıların 10.02.2015 tarihine kadar dava dışı ... şirketinde yönetim kurulu üyeliği görevlerini yerine getirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların; davalı ... Şirketi ile bu şirketin ortakları, aynı zamanda ... Şirketi eski çalışanları olan davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'a karşı yönelttikleri haksız rekabetin tespiti, meni ve hükmün ilanı ile haksız rekabete dayalı ... Şirketi zararının tespiti ile şirkete ödenmesi talepleri bakımından aktif husumetleri bulunmadığı, zira 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 56 ıncı maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca; haksız rakebete dayalı taleplerini dava yolu ile ileri sürme hakkı, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimseye ait olup, eldeki davada ileri sürülen iddialar bakımından bu kimse davacılar değil, ... Şirketi'nin bizzat kendisi olduğu, yine dava dışı ... Şirketi'nin eski çalışanı olan davalılara karşı, aynı alanda faaliyet gösteren ... Şirketi'ni kurmaları nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 444 üncü ve devamı maddeleri uyarınca rekabet yasağına aykırılık nedeniyle dava açma hakkının da bizzat ... Şirketi'ne ait olduğu, davada taraf sıfatı (husumet) def'i değil itiraz mahiyetinde bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen araştırılması gerektiği, mahkemece, sözü geçen davalılara karşı haksız rekabete dayalı ileri sürülen taleplerin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilmesi yerinde olmadığı, davacıların; davalılar ..., ..., ... ve ...'e karşı açtıkları yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede; yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile amaçlananın; zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesi olduğu, sorumluluğu düzenleyen 6102 sayılı Kanunun 553 üncü maddesi hükmüne göre kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal etmeleri halinde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları, hukuk sisteminin anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu halinde de her türlü zarara tazminat sonucunu bağlamadığı, yönetim kurulu üyelerinin Türk Ticaret Kanunu'na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesinin; zarar, hukuka aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullarının gerçekleşmesine bağlı olduğu, ispat yükünün iddia eden davacı üzerinde olduğu, anılan Kanunun 396 ncı maddesinde öngörülen ve yöneticilerin rekabet yasağını ihlali hallerinde açılacak davalarda, dava açma hakkı şirkete ait olmakla birlikte, aynı maddenin son fıkrası gereği bu eylemler nedeniyle şirket ortaklarının, 6102 sayılı Kanunun 553 ve devamı maddelerine dayalı sorumluluk nedeniyle tazminat davası açabilecekleri, ancak dosyaya dosyaya mübrez sicil kayıtları kapsamından, ... Şirketi yönetim kurulu üyesi olan adı geçen davalıların, davalı ... Şirketi'nin yöneticisi veya ortağı olmadıkları gibi, mahkemece bu şirketlerin ticari defter ve kayıtları ile dosyadaki deliller üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, ... Şirketi'ni perde arkasında davalıların kurdurduğu yönündeki iddiayı ispatlar somut delil bulunmadığının tespit edildiği, yine bu davalıların, dava dışı ... veya ... Şirketileri'nin müşterilerini davalı ... Şirketi'ne aktardıklarına dair iddianın ispat edilemediği, davacıların, davalıların Tubitak'dan usulsüz teşvikler alarak kamuyu dolandırdıklarına ve şirketi zarara uğrattıklarına dair iddia yönünden, kendilerince verilen şikayet dilekçesi dışında somut bir delil sunmadıkları, mahkeme gerekçesinde de açıklandığı üzere davalı ... Şirketinin 13.04.2016 tarihinde kurulmuş olması karşısında, dava dışı ... Şirketi'nin 2014 yılında bir önceki yıla göre kârının azalmasının ... Şirketi ile ilişkilendirilemeyeceği, kaldı ki davacıların 10.02.2015 tarihine dek ... Şirketi'nin yönetim kurulu üyesi oldukları, davalı ... Şirketi'nin kurulduğu 13.04.2016 tarihinden dava tarihine dek, ... ve ... arasındaki tek ilişkinin hizmet alım ilişkisi olduğu, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere; davalı şirketin 2016 yılı cirosunun 357.415,25 TL, dava dışı ... Şirket'nin 2016 yılı cirosunun 24.898.198,27 TL olması, yine 2017 yılından dava tarihi olan 26.01.2017 tarihine dek davalı şirketin 45.908,20 TL'lik, dava dışı ... Şirketi'nin ise 1.374.668,17 TL'lik cirosu bulunması, ... Şirketi'nin 2016 yılındaki satış maliyetinin 21.641,649 TL olması ve davalı şirketten 2016 yılında alınan hizmetin bu maliyetin %1'ini dahi bulmaması karşısında, davalı yöneticilerin, davalı ... Şirketi'nden, dava dışı şirketi zarara uğratacak ve şirketin içini boşaltacak şekilde hizmet alımı yaptıklarından bahsedilemeyeceği, davacıların bilirkişi raporuna yönelik tüm itirazlarının mahkeme gerekçesinde karşılandığı, yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat istemi bakımından ispat yükü üzerinde olan davacıların, davalıların hukuka aykırı eylemleriyle şirketi zarara uğrattıklarını ispat edememiş olmaları nedeniyle, bu talep bakımından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalılar ... Bilgi Sistemleri San. ve Tic. A.Ş., ..., ..., ..., ... ve ...'a karşı haksız rekabete dayalı açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar ..., ..., ... ve ...'e karşı açılan yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat davasının esastan reddine karar verilmiş; karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalılardan ... ve bu şirketin ortakları yönünden haksız rekabete dayalı olarak tazminat talebi, diğer davalılar yönünden yöneticinin sorumluluğu hükümleri uyarına meydana gelen zararın tespiti ve şirkete ödenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 04.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.