Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6643 E. 2024/8514 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından verilen kesin ve süresiz teminat mektubuna dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Teminat mektubunun kesin ve süresiz olması nedeniyle yüklenicinin taahhütlerini yerine getirmemesi halinde lehtarın ilk yazılı talebi üzerine ödeme yapılması gerektiği, bankanın riskin gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda esasa ilişkin bir inceleme yapamayacağı ve lehtar ile muhatap arasındaki sözleşmenin ifasına ilişkin def'ileri ileri süremeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına hükmettiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1548 Esas, 2023/1580 Karar

DAVA TARİHİ : 10.10.2017

HÜKÜM : Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/868 E., 2019/145 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı adi ortaklık arasında gerçekleştirilen sözleşme ile davacıya ait arsa üzerinde her türlü imalat ve sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığını, anılan sözleşme ve ihale dökümanları kapsamında üstlenilen taahhütlerin teminatı olarak verilmesi gereken toplam 20 adet 30.393.000,00 TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektuplarının davalı tarafından dava dışı adi ortaklığın taahhütlerinin garantisi olarak müvekkiline verildiğini, adi ortaklığın hakim ortağı ... ... Ltd. Şti.'nin projeyi tamamlayamadan finansal sıkıntılar içine girdiğini, adi ortaklığın, müvekkiline gönderdiği 18.04.2016 tarihli yazısında projeyi finanse edemediğini, hesap komisyonu kurularak ve müvekkiline destek sağlanması suretiyle projenin tamamlanmasının, ayrıca nama ifa sürecinde masrafların bağımsız bölüm satışlarından karşılanmasının, bunun yetmemesi ve eksik kalması halinde ise verilen teminat mektuplarının kullanılmasının talep edildiğini, devam eden süreçte ... ... Ltd. Şti.'nin 22.02.2017 tarihli mahkeme kararı ile iflasına karar verildiğini, adi ortaklığın sözleşme konusu işi tamamlayamadığını, geçici kabuller dahi yapılmadan finansal sıkıntılar ve iflasın söz konusu olduğunu, müvekkilince 29.04.2016 tarihli nama ifa sürecinin başlatıldığını, yüklenicinin ödemekle ve tamamlamakla yükümlü olduğu sözleşme konusu işle ilgili tüm giderlerin, sözleşmeye göre yükleniciye düşen hasılattan mahsup edilmek üzere nama ifa çerçevesinde müvekkilince karşılandığını, halen de karşılanmaya devam edildiğini, maliyetlerin artmasıyla mevcut bütçenin kalan imalatların tamamlanmasına yetmeyeceğinin anlaşılması üzere teminat mektubunun nakite çevrilmesi yönünde müvekkilince karar alındığını, bu kapsamda dava konusu teminat mektubu bedelinin ödenmesi için davalıya başvurulduğunu, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2017/6680 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın ilk yazılı talep üzerine teminat mektubu bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu, Yargıtay İBK'nin 1966/16 E., 1967/7 K. sayılı ilamı ile yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca teminat mektubunda ödemeyi taahhüt eden bankanın yükleniciden tamamen bağımsız bir borç altına girdiğini, esasa ilişkin inceleme yapma yetkisinin bulunmadığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile dava dışı "Emlak Planlama ... Adi Ortaklığı" arasında arsa satışı karşılığı inşaat ve hasılat paylaşımı sözleşmesi akdcdildiğini, müvekkilinin, yüklenicinin işbu sözleşme kapsamında vermek zorunda olduğu teminat mektuplarını, teminat mektuplarının metninde açıkça yazılı olduğu üzere "Yüklenici, taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmediği takdirde" şartı ile verdiğini, buna göre 2010- 2016 tarihleri arasında yaklaşık 5,5 yıl içerisinde muhtelif tarihlerde toplamda 20 adet ve 30.393.000,00 TL tutarındaki teminat mektuplarının karşı tarafa verildiğini, tazmin talebi ve bizzat davacının elinden davacının resmi makamlara yapmış olduğu yazılı bildirimler, davacının müvekkiline gönderdiği yazılı belgeler, geçici kabul beyanları, teminat mektuplarına konu ihale dokümanı, sözleşme hükümleri, adi ortaklık değişikliğine dair devir sözleşmeleri birlikte incelendiğinde, tazmin talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun anlaşıldığını, çünkü teminat mektupları ile garanti edilen riskin doğmadığını, YHGK'nin 2007/892 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere bankanın lehtarın her uyarısını değil likit delillere dayanan talebini dikkate almakla yükümlü olduğunu, risk doğmadığı gibi taahhüt konusu işin geçici kabulünün de yapıldığını, işin %93 oranında tamamlandığını, davacı tarafça yaptırılan ekspertiz raporunun da bunu doğruladığını, sözleşmenin 8 inci maddesine uyarınca teminat mektuplarının yarısının iadesinin gerektiğini, tazmin talebinin teminat mektubu ile garanti edilen taahhütler için değil, davacı ve yüklenicinin aralarındaki başka hukuki işlemler nedeniyle ileri sürüldüğünü, teminat mektubuna konu işin yüklenicisinin ihale dokümanına aykırı şekilde değiştirildiği, müvekkili şirketin, yüklenici ve davacıdan temlik alacaklısı olduğunu, resmi vesaikler ve davacının el mahsulü belgelerle sabit olduğundan tazmin talebinin haksız olduğunun anlaşıldığını, bu sebeple talebin reddedildiğini, davacının sözleşmeyi feshetmediğini, kalan işin yükleniciye ait paydan karşılanması sureti ile yüklenici adına tamamlanacağını beyan ettiğini, davacı tarafça 01.02.2017 tarihinde 357 sayılı yazıda gönderilen hesap dökümü ile nam ve hesap için 46.774.488,76 TL masrafın yapıldığı, 9.247.511,24 TL'de kalan işler için masraf yapılacağının beyan edildiğini, yüklenicinin satışlardan gelecek olan ve henüz satılmamış bağımsız bölümlerden kaynaklanan 210.731.706,89 TL payı olduğunun belirtildiğini, işin toplam değerinin 909.932.740,44 TL olarak hesaplandığını, kalan iş bedelinin ise 9.247.511,24 TL belirtildiğini, bu hususların davacı eli mahsulü yazıdan da anlaşılacağını, işin satış değeri ile kalan iş bedeli orantılandığında işin yaklaşık %99 seviyesinde tamamlanmış olduğunun anlaşıldığını, doğrudan davacı eli mahsulü yazılı belgelerle anlaşıldığı üzere işin geçici kabullerinin yapıldığını, tazmin talebinden yaklaşık 2 yıl önce %93,71 oranında tamamlanmış olan inşaata bağlı olarak bu tarihten sonra 1 yıl boyunca nam ve hesap uygulamasına alınarak yaklaşık 46.000.000,00 TL daha ilave iş yapıldığı ve bu harcama hesabına göre bitirilmiş bir iş için teminat mektuplarını tazmin edilmek istendiğini, davacının ayrıca 01.02.2017 tarihli belge ile nam ve hesaba 46.000.000,00 TL harcandığını, işin kalan kısmı için harcanacak bedelin ise yaklaşık 9.000.000,00 TL olduğunu bildirmiş olmasına rağmen, sayın mahkemenizde ikame ettiği işbu davada nam ve hesaba 189.000.000,00 TL mertebesinde bir rakam harcadığını ileri sürdüğünü ve teminat mektupların tazminini de bu nedenle istediğini, 01.02.2017 tarihi ile 23.02.2017 tarihi arasındaki 22 gün arasında bu kadar fahiş bir mali hesap farkının kabulü ve bu farka dayalı tazmin talebinin yerine getirilmesinin imkansız olduğunu, müvekkilin teminat mektuplarını "Emlak Pazarlama ... İnşaat Adi Ortaklığı"na verdiğini, davacının ileriki süreçte yükleniciyi değiştirdiğini, dolayısıyla teminat mektuplarının lehtarının değiştiğini, "...-... Adi Ortaklığı" döneminde verilen teminat mektupların öncesinde verilen 23.451.000,00 TL tutarındaki teminat mektuplarının tazmininin mümkün olmadığını, aslında müvekkilinin davacıya borçlu değil davacıdan alacaklı olduğunu, zira iş bedelinin 46.000.000,00 TL tutarındaki kısmının, Kadıköy 9. Noterliğinin 11.06.2014 ve 19161 sayılı temliknamesi ile müvekkilince temlik alındığını, alınan temlikin davacı tarafa tebliğ edildiğini ve davacının temlikname ödemelerinin müvekkili bankaya yapılacağını bildirdiğini, temlik gereği müvekkiline ödenmesi gereken paranın yükleniciye ödenmesi suretiyle müvekkiline ait bir parayı başkasına ödediğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, bu tutarın müvekkiline ödenmesi gerektiğini, temlik alacağının tahsili için müvekkilince davacı aleyhine İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/539 E. sayılı alacak davasının açıldığını, davanın halen derdest olduğunu savunarak davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2017/6680 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 30.393.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren (%9,75 oranında) reeskont avans (ticari temerrüt) faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20'si üzerinden hesaplanan 6.078.600,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, reddedilen alacağın %20'si üzerinden hesaplanan 4.871,21 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu teminat mektuplarının kesin ve süresiz olması nedeni ile yüklenicinin, taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmemesi halinde yazılı tutarın ilk yazılı talep üzerine ödeneceği ibaresinin bulunduğu, dava dışı yüklenici adi ortaklığın, davacı lehtara gönderdiği 18.04.2016 tarihli yazısı ile projeyi finanse edememesinden dolayı projenin namı hesap komisyonu kurulması sureti ile davacı yanca tamamlanmasının talep edildiği, somut olayda dava konusu kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektuplarının nakde çevrilmesi şartlarının oluştuğu, zira teminat mektupları içeriğinde de belirtildiği üzere ''yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmemesi'' halinde ilk yazılı talep üzerine derhal ve gecikmeksizin teminat mektupları bedellerinin nakden ve tamamen ödeneceğinin belirtildiği, dolayısıyla davacı lehtarın, davalı bankadan ödeme talebinde bulunduğunda, davalı banka, sadece şekli anlamda bir inceleme yapabilecek olup riskin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda esasa dair inceleme yapamayacağı gibi teminat mektubunun lehtarı ile muhatabı arasındaki sözleşmenin ifa edilip edilmediği ya da gerektiği şekilde ifa edilip edilmediği gibi sözleşmenin taraflarınca ileri sürülebilecek def'i ve itirazları ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçınamayacağının belirtildiği, bu sebeplerle mahkemece, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi şartları oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla birlikte davacı tarafça İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2017/6680 E. sayılı icra dosyasında, teminat mektuplarının toplam değeri olan 30.393.000,00 TL asıl alacak ve bu miktara takip tarihine kadar işlettiği 24.356,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.417.356,03 TL alacak yönünden icra takibi başlatmış olmasına rağmen dava dilekçesinde dava değerinin 30.393.000,00 TL olarak gösterilerek bu miktar üzerinden eldeki davanın açıldığı, bu durumda, dava değerinin ve davacının itirazın iptali talebinin sadece 30.393.000,00 TL asıl alacağa yönelik olduğunun kabul edildiği, bu nedenle, işlemiş faiz yönünden harcı yatırılarak açılmış usulüne uygun bir itirazın iptali davası bulunmadığından mahkemece, takipteki 24.356,03 TL işlemiş faize yönelik de itirazın iptali davası açılmış gibi bu miktarın da reddi ile bu miktar üzerinden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu, bu durumda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dava konusu edilen 30.393.000,00 TL yönünden davanın kabulü ile bu miktarın %20'si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ilse Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 02.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.