"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1713 Esas, 2023/1112 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/274 E., 2019/78 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 2007/62520 tescil numaralı "..." ve 96/017078 tescil numaralı “...+Şekil” markalarının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde davacı adına tescilli olduğunu, davalı şirket tarafından davacıya ait markaları taşıyan taklit ürünlerin piyasaya sürüldüğünü, davalıya ait iş yerinde yapılan aramada davacıya ait ürünlerin taklitleri olan 465 adet ürünün tespit edildiğini, piyasaya sunulan bu taklit ürünlerin davacı şirketi hem maddi hem de manevi büyük kayıplara uğrattığını ileri sürerek davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin tespitine ve durdurulmasına, dava konusu markaların yer aldığı davalının ürettiği mal ve ambalajların toplatılarak imhasına, başka firmalar tarafından dağıtılması, stok ve pazarlamasının ve satışının önlenmesine, işaretin mal veya ambalaj üzerine konulmasının ve işaretin davalının iş evrakı ve reklamlarında kullanılmasının yasaklanmasına, davacıda meydana gelen maddi zararın 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (556 sayılı KHK) 66 ncı maddesi uyarınca lisans bedeli üzerinden tespitine, markanın ekonomik kazanç açısından önemli bir etkisi bulunması sebebiyle tazminata mahkemece makul bir payın eklenmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının işyeri adresinde yapılan bahsi geçen aramada imalat fazlası, iade için üretim yaptıran ... firması veya temsilcisi tarafından alınmayı bekleyen bir kısım ikinci kalite ve eski sezon üretimi mal tespit edildiğini, ürünlerin davacı şirket adına bizzat davadışı ... Tekstil ve Konfeksiyon Limited Şirketi için (... Tekstil) yaptırılmış orijinal ve eski sezon ürünleri olduğunu, hatta bir kısmının davacıya teslim edildiğini, bu süreçten davacının da bilgisi olduğunu, davalı şirket merkezinde ele geçirilen ürünlerin sahte ve taklit ürün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalıya ait depoda davacının markalarını taşıyan 465 adet ürün bulunmuşsa da, davacı şirket adına üretim yapan ... Tekstil ve Konfeksiyon Ticaret Ltd. Şirketi ile davalı şirket arasındaki anlaşma uyarınca davacının markasını taşıyan ürünlerin üretildiği, ele geçirilen ürünlerin iç etiketleri ile uyumlu üretim takip etiketlerine göre 2008 yılında davacı şirket için üretildikleri, ... Tekstil ve Konfeksiyon Tic. Ltd. Şirketi'nin ticari kayıtlarında yer alan faturalar ile davalının kayıtlarında yer alan faturların birbirini doğruladığı, ayrıca Gümrük Beyannamelerinin örneklerinden de davalı şirket tarafından üretilen "..." markalı ürünlerin ... Tekstil ve Konfeksiyon Ltd. Şirketi tarafından davacı şirkete gönderildiğinin belli olduğu, davacı vekilinin de 03.07.2018 tarihli duruşmada ürünlerin orijinal olduğunu kabul ettiği, ancak davalı tarafından piyasaya sürüldüğünü iddia ettiği ürünlerin piyasaya sürüldüğüne dair hiç bir delil bulunmadığı, ürünlerin davalının deposunda bulunduğu, gerek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan bilirkişi raporunda, gerekse Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ürünlerin orijinal ve eski sezon ürünler olduğunun tespit edildiği, bu nedenle davacının marka haklarına tecavüz edilmediği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirkette ele geçirilen ürünlerin gerek bilirkişi incelemeleri gerekse davacı vekilinin beyanı nazara alındığında orjinal ürünler olduğu, dolayısıyla davalının taklit ürün üretmek ve ticaretini yapmak şeklinde bir fiilinin bulunmadığı, ele geçirilen ürünlerin davacı adına üretim yapan ihbar olunan şirket ile davalı şirket arasındaki anlaşma sonucu 2008 sezonunda üretilen ürünler olduğu, bu ürünlerin ihbar olunan şirket tarafından yurt dışına sevk edildiği, bunun dışında davalının davacı şirket için üretilen orjinal ürünleri izinsiz piyasaya sürdüğüne dair iddianın ispatına yarar delil bulunmadığı, davacının iddiasını yöntemince ispatlayamadığı dikkate alındığında davalı tarafça marka hakkına tecavüz sayılan bir fiilin ve haksız rekabet teşkil edecek bir faaliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırı bir husus söz konusu olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti meni ve refi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.556 sayılı KHK'nın 9 uncu, 61 inci, 62 nci, 66 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Uyuşmazlık davalı tarafından üretilen "..." markalı ürünlerin taklit olup olmadıkları, buradan varılacak sonuca göre davacı markasına tecavüz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2.İlk derece mahkemesince, davalıya ait depoda davacının markalarını taşıyan ürünlerin davacı şirket adına üretim yapan ... Tekstil şirketi ile davalı şirket arasındaki anlaşma uyarınca üretildiği, ürünlerin orijinal olduğunun sabit olduğu, ürünlerin davalı tarafından piyasaya sürüldüğüne dair hiç bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince ise ürünlerin orjinal ürünler olduğu, dolayısıyla davalının taklit ürün üretmek ve ticaretini yapmak şeklinde bir fiilinin bulunmadığı, ürünlerin davacı adına üretim yapan ihbar olunan şirket ile davalı şirket arasındaki anlaşma sonucu 2008 sezonunda üretilen ürünler olduğu, ürünlerin izinsiz piyasaya sürüldüğüne dair iddianın ispatına yarar delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3.Davacı vekili, davacı şirketin Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) mukim, ABD uyruklu ...unvanlı şirket olduğunu, davalı tarafından üretilen ürünlerin faturalandırıldığı ve gümrük beyannameleri ve taşıma senetlerinde görüldüğü üzere ihraç edilen Fransa'da mukim Fransa uyruklu ... unvanlı şirketle bir bağlantıları olmadığını, bu nedenle ürünlerin izinli ve bilgileri dahilinde piyasaya sürüldüğünden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek davanın kabulünü istemiştir.
4.Davalı vekili ise ürünlerin Fransa uyruklu ... unvanlı şirket için fason üretim yapan davadışı ... Tekstil'in siparişi üzerine üretildiğini, aramada ele geçirilen ürünlerin ise ihraç fazlası olup ithalatçı tarafından alınmak üzere depoda bekletildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
5.Hâl böyle olunca, davacı firmanın ABD uyruklu şirket olduğunun anlaşılması karşısında davalının savunmasında belirtilen Fransa uyruklu şirketin "..." ibareli, Türkiye'de korunmaya değer markasının bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 19.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.