"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1122 Esas, 2023/809 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/90 E., 2020/505 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ve annesi ...'ün 30.11.2016 tarihinde davalı banka ile kiralık kasa sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmeye göre davacı ve annesi davalı bankada bulunan kasayı müşterek olarak istedikleri zaman dilimlerinde birbirlerinin onayı gerekmeksizin bağımsız olarak kullanabileceklerini, davacının annesi olan ...'ün vefat etmesiyle birlikte aslında kiracı vasfı taşımasına ve kullanmasında herhangi bir sakınca bulunmamasına karşın davacıya, kasayı tek başına açamayacağı ve yetkili memurların gönderilmesi gerektiğinin davalı tarafından belirtildiğini, sözleşmenin 15 inci maddesinde "kiracılardan her biri tek başına kasayı açarak muhteviyatını tasarruf edebilir." denildiğini, yapılan uygulamanın dayanağı olmadığını, davacının mirasçı olarak değil kiracı olarak kasayı kullanmak istediğini ileri sürerek davalı banka uhdesinde yer alan kasanın 30.11.2016 tarihli kiralık kasa sözleşmesinin de esas alınmasıyla birlikte davacıya tek başına kullanımının sağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ve annesinin kasayı müşterek olarak kiraladığını, ortaklardan ...'ün vefat ettiğini, kiralık kasaya genel müdürlük vefat talimatına istinaden mühür kaydı oluşturulduğunu, davalı banka Temel Bankacılık U.EU 6.11. kiralık kasa sahibinin ölüm haberinin alınması başlıklı maddesi kapsamında işlem yapıldığını, vefat öncesinde davacının kiracı sıfatına sahip olmasının mirasçılık sıfatını ortadan kaldırmayacağını ve hukuken bir üstünlük sağlamayacağını, sözleşmenin 11 inci maddesinde açıkça, ölüm halinde veraset ilamının ibrazı üzerine ve hep birlikte veya müşterek vekil veya vekilleri vasıtasıyla müracaat etmeleri şartıyla vergi dairesinin yetkili memuru huzurunda yapılacak tespitten sonra verileceği açıkça hükme bağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, murisin ve davacı ile birlikte ortaklaşa kullandıkları kiralık kasada bulunan ve davacı tarafından davaya konu edilen eşyaların veya malların kime ait olduğu belirtilmediğinden, kasayı ortaklaşa kullananlar eşit paylara sahip oldukları, buna göre davacı ve annesi kiralık kasadaki değerler üzerinde hesaptaki para üzerinde yarı yarıya hak sahibi olduğu, davacıya hakkından fazlası için annesi tarafından verilen kiralık kasayı açma yetkisinin vekil olarak verildiğinin kabul edilebileceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 28 inci maddesine göre kişiliğin ölüm ile sona ereceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olacağı, bu durumda davacının kiralık kasadaki dava dışı diğer hak sahibine ait kısım üzerindeki tasarruf yetkisinin bu kişinin ölümü ile sona erdiğinin kabul edilebileceği, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun (7738 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi uyarınca anne ...’ün 02.11.2017 tarihinde vefatı üzerine, davacı ile müşterek kullandıkları kiralık kasanın vergi dairesinin salahiyetli bir memuru hazır bulunmadıkça açılmasına ve bu memur huzurunda tesbit edilmedikçe muhteviyatının mirasçıları veya kanuni temsilcileri veya vekilleri tarafından alınmasına müsaade edilemeyeceği, bu itibarla sözleşme, ilgili mevzuat ve dosya kapsamına göre ...’ün ölümü ile müşterek kullanıma ilişkin hükümlerin sona erdiğinin kabulü ile sözleşmenin ölüme ilişkin durumu düzenleyen 11 inci maddesi ile 7338 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi kapsamında işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının vefat eden annesi ile birlikte kiraladıkları kasayı tek başına kullanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.7738 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 07.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.