"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/282 Esas, 2023/478 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki aynen iade, olmazsa alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı şirketin İflas İdare Memurluğu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi aktedildiğini, davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin 10.09.2013 tarihli ihtarname ile 60 gün süre verip kira borcunun ödenmesini istediğini, davalı kiracının ihtara rağmen borçlarına ödemediğini, sözleşmenin münfesih hale geldiğini, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nun (6361 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi uyarınca finansal kiralamaya konu malların mülkiyetinin kiralayana ait olduğunu, sözleşme de bu hususun açıkça belirtildiğini, aynı Kanun’un 31 ve 33 üncü maddelerinde sözleşmenin feshi halinde kiracının iadeyle yükümlü bulunduğunun düzenlendiğini, fesih ile davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü ileri sürerek finansal kiralama konusu malların aynen iadesini, aynen teslimin mümkün olmaması halinde dava tarihindeki değerinin sözleşmede belirtilen temerrüt faizi oranından hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin iflas erteleme süreci içinde bulunduğunu, 24.12.2013 tarihinde bir yıl süre ile iflas erteleme ve 24.09.2013 tarihli ihtiyati tedbirin aynen devamı kararı verildiğini, 24.09.2013 tarihli tedbir kararında da icra takibi yapılmaması, evvelce yapılanların durdurulması yönünde kararlar tesis edildiğini, talep edilen alacağın imtiyazlı alacaklar arasında yer almadığını, anılan kararların malların fiilen iadesine engel teşkil ettiğini, dava konusu araçların ülke ekonomisine ciddi katkısı ve kamu yararı bakımından önemli olan elektrik arıza, bakım, onarım işlerinde kullanıldığını, malların geri alınmasının iflas erteleme sürecine zarar vereceğini, iyileştirme projesinin uygulanmasını güçleştireceğini, telafisi güç, hatta imkansız zararların doğacağını, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun (3226 sayılı Kanun) 7 nci maddesi hükmü ile 21.12.2012 tarihinde kabul edilen 6361 sayılı Kanun’a göre finansal kiralama sözleşmelerinin aktedildikleri tarihten itibaren 4 yıl süre ile feshedilemeyeceğinin emredici nitelikte düzenlendiğini, sözleşmenin imza tarihi ile feshedildiği iddia edilen tarih karşılaştırıldığında bu sürenin dolmadığını, bir veya birkaç taksit gecikmişse de iflas erteleme süreci davacıya aktarılıp geciken taksitlerin ödendiğini, diğer taksitlerin henüz vadesinin gelmediğini, taraflar arasında alacak- borç miktarı hususunda uyuşmazlık bulunduğunu, müvekkilinin bugünkü bakiye borcunun tümünü ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 26.11.2014 tarih, 2013/352 E. ve 2014/414 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarih, 2015/3391 E. ve 2015/15772 K. sayılı kararıyla davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş, Mahkemece davalının bildirdiği banka kayıtlarının celp edilmesi, bu kayıtlar ve her iki tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, ihtarname ile verilen sürede geciken kira bedellerinin tamamen ödenip ödenmediğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, Mahkeme karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının kira bedelleri ile gecikmelerden kaynaklanan 1.155,93 TL tutarındaki temerrüdünü ödemediği, davacının 10.09.2013 tarihli ihtarname ile kira bedellerini ve gecikme bedelini tebliğden itibaren 60 gün içerisinde ödenmesi, aksi halde sözleşmesin feshedilmiş sayılacağı, sözleşmenin feshi ile malların 3 gün içerisinde iadesi ile kalan kira bedellerinin ödemesi gerektiği, aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtarında bulunulduğu, ihtarnamenin tebliği ile borcu ödenmesi için 60 günlük süre tanındığı, ihtarnamenin davalıya 16.09.2013 tarihi itibariyle tebliğ edildiği, verilen 60 günlük sürenin de ilavesiyle davalının 17.11.2013 tarihinde temerrüde düştüğü, talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, ilgili bankalardan talep edilen ve bankalarca gönderilmiş olan ekstreleri ve davalı ticari defter kayıtları üzerinde gerekli incelemelerin yapıldığı, iki bankanın gönderdiği ekstre bilgilerinden ve davalı şirkete ait yevmiye defteri kayıtları üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davalının banka ekstrelerinde ve defter kayıtlarında ihtarnamenin çekildiği 10.09.2013 tarihi ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği 17.11.2013 tarihine kadar ki sürede davacıya yapılmış her hangi bir ödeme bilgisine rastlanılmadığının bildirildiği, davalının sunduğu defter ve muavin kayıtlar incelendiğinde; toplam 9.500,00 TL ödemede bulunduğunun, bunların yetersiz kaldığının, Kanun gereği verilen süreye rağmen kiracı tarafından ihtarnamede belirtilen miktarda ödeme yapılmadığının görüldüğü, 6361 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrası ve sözleşmenin 26.3 maddeleri kapsamında sözleşmenin ihlal edildiği, 17.11.2013 temerrüt tarihi itibariyle finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiği, 6361 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi hükmü gereğince kiracının sözleşme süresi içerisinde finansal kiralanan malların zilyedi olduğu, malları sözleşmede belirtilen şart ve hükümlere göre özenle kullanması gerektiği, 30 uncu maddesine göre sözleşme süresinin dolması, sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31 inci maddesi hükmüne göre sözleşmenin ihlali hallerinde, 32 ve 33 üncü maddeleri gereğince kiracının finansal kiralama konusu mal veya malları kiralayanın finansal kiralama şirketine derhal geri vermekle yükümlü olduğu, davacının iflasına, iflasının 21.03.2016 saat 10:33 itibariyle açılmasına karar verildiği, kararın 06.06.2018 de kesinleştiği, iflas dairesinin “Finansal Kiralamaya konu malların; şirket adına kayıtlı olmamakla, kayıtlarına iflas şerhi işlenemediği ve masa varlığına dahil edilemediği, müflis şirket yetkilisine sorularak tefrik talebinin yeniden değerlendirilmesine...” şeklinde cevap verildiği, davacı vekilinin sunmuş olduğu beyan dilekçesinde kiralamaya konu malların bir kısmı teslim alınmışsa da teslim alınmayan ekipmanlarla ilgili bir tefrik kararı bulunmadığından dava dilekçesindeki tüm ekipmanlar hakkında davaya devam ettiklerini bildirdiği, hukuki yararın bulunduğu, sözleşmenin fesih şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, sözleşme ve kiralama konusu olup hükümde bilertilen makine ve ekipmanların aynen davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirketin iflas idare memurluğu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirketin iflas idare memurluğu vekili temyiz dilekçesinde özetle; finansal kiralama sözleşmesi kapsamında yer alan araçların iflas kararının verildiği tarihten beri iflas masasının varlığına dahil edilmediğini, bu halde aynen iade kararının infazının mümkün olmadığını, 3226 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinde yer alan emredici hükmün uygulanabilmesi için iflas masası dışında bırakılacak olan malların hiçbir tereddüde meydan bırakmayacak şekilde finansal kiralamaya konu edilmiş mal olduğunun açıkça anlaşılması ve malın kiracının elinde bulunması gerektiğini, bunun için aynı Kanun’un 8 inci maddesinde açıklandığı üzere, sözleşmenin taşınır mallarda özel sicile tescil, taşınmazlarda tapu kütüğüne ve gemilerde gemi siciline şerhinin zorunlu olduğunu aksi halde iflas memurluğunun tefrik işlemini bizzat kendi yapması hali düşünülebilirse de, iflas memurunun bu şekilde sözleşme inceleyerek detaylı inceleme yapmasının icra iflas hukukunun prensipleriyle bağdaşmayacağını, özel sicile tescilin ise, malın finansal kiralama konusunun mevzu olduğu hususunda gerekli aleniyeti sağlayacağını, davacının herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, öncelikle finansal kiralama konusu malların tefriki için iflas müdürlüğüne başvurulması, akabinde gerekli yargısal prosedür işletilmesi gerekirken doğrudan dava açılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, infazı mümkün olmayacak biçimde hüküm kurulduğunu, müvekkil müflisin iflas halinde olmasından bahisle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 195 ve 196 ncı maddeleri uyarınca iflasın açıldığı ana kadarki faizi ile birlikte alacak hesabı yapılıp bu yönde karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmadığını, davanın müvekkili müflis açısından kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüştüğü gerçeği göz ardı edildiğinden, vekalet ücreti ve harcın maktu hesap edilmesi gereğinin de dikkate alınmadığını gerekçesiyle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, sözleşme konusu malların aynen teslimi, aksi halde alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6361 sayılı Kanun'un 23, 31 ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirketin iflas idare memurluğu vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı şirketin iflas idare memurluğu vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.