"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/698 Esas, 2023/1555 Karar
HÜKÜM : Esastan ret; asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/358 E., 2022/382 K.
BİRLEŞEN DAVA : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/364 E.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 531 inci maddesi gereğince şirketlere tedbiren kayyım atanmasını, yetkili ...'nin münferit ve sınırsız imza yetkisinin kaldırılmasını, davalı şirketlerin ve davalı şirketlerin ortağı olduğu diğer bağlı şirketlerin tamamının bölünmesine karar verilmesini, bölünmenin mümkün olmaması halinde şirketleri zarar uğratan ... 'nin paylarının karşılığının hesaplanarak tüm şirketlerden çıkarılmasına karar verilmesini, sonuç olarak Mahkemece 6102 sayılı Kanun'un 531 inci maddesi gereğince bir çözüme karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava dosyasının tarafların duruşmaya gelmemeleri nedeni ile 23.02.2022 tarihinde davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tarihten itibaren 3 aylık yasal süresi içinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca asıl davanın ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekilince yalnızca kayyım ücretinin tahsiline ilişkin istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmadığı, gerekçeli kararın 5 inci bendindeki kayyım ücretine ilişkin istinaf talebinde bulunduğu, istinaf konusu hüküm fıkrasının beş numaralı bendinde taraflara yüklenen bir yargılama giderinin bulunmadığı, anılan fıkrada mahkemece, kayyımların davacıdan talepte bulunma konusunda serbest bırakıldıkları, 6100 sayılı Kanun'un 323 ün kayyım heyetinin hak etmiş oldukları kayyımlık ücretini (Her biri için 11 x 20.000,00 TL = 220.000,00 TL) icra takibi yada dava açmak suretiyle tahsil etmeleri hususunda muhtariyetlerine, aynı Kanun'un 323 üncü maddesinde geçici hukuki koruma tedbirlerine ilişkin giderlerin de yargılama giderlerinden olduğunun belirlendiği, aynı Kanun'un 326 ncı maddesine göre kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınacağı, aynı Kanun'un 331 inci maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde davacıya yükletileceği, bu durumda, ara kararla kime yüklenmiş olursa olsun yargılama giderlerinden, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, yasa gereği davacının sorumlu olduğu ve esasen hükmün beşinci fıkrası ile de davacıya yüklenmiş bir sorumluluk da bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar asıl ve birleşen davada davacı vekilince yalnızca kayyım ücretinin tahsiline ilişkin temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık hüküm fıkrasında kayyım ücreti yargılama giderine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi, 331 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun'un 531 inci maddesi
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve her ne kadar 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesinin (ç) bendinde yargılama giderleri olarak sayılan kayyum ücretinin aynı Kanun'un 331 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kayyumlara verilmek üzere davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının beşinci bendinde "...kayyım heyetinin hak etmiş oldukları kayyımlık ücretini icra takibi yada dava açmak suretiyle tahsil etmeleri hususunda muhtariyetlerine..." şeklinde karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatı ve temyiz sebebine göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.