"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1249 Esas, 2023/1168 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/225 E., 2021/101 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin “...” markasının 04.11.1988 tarihinde 88/107322 sayı ile tescil edildiğini, müvekkilinin “...” ana markası ile birlikte ..., ... ..., ... BAHARAT ... AŞKINA ve ... DERMAN markalarının sahibi olduğunu, davalı şirketin “... ... ... A.Ş. D” ibareli markasının 30. sınıf yönünden tescil ettirilmek istendiğini, tescili istenen sınıfın müvekkili firmanın yıllardır faaliyet yürüttüğü ve ticaret yaptığı ürünlerle aynı sınıfta yer aldığını, dava konusu başvurunun müvekkili şirket markaları ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu ve aynı sınıftaki mal hizmetleri kapsaması nedeniyle iltibas tehlikesi yarattığını, tescilin haksız rekabete sebebiyet vereceğini, davalının bu durumdan haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun (YİDK) 16.06.2020 tarih ve 2020-M-4758 sayılı kararının ve “... ... ... A.Ş. D” ibareli marka başvurusunun iptaline, markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili firmanın ana faaliyet konusunun doğal siyez buğdayından un, bulgur gibi doğal ürünler elde etmek ve buna ilişkin ürünler üretmek olduğunu, müvekkilinin söz konusu markayı belirlemesindeki amacın siyez ürünlerinin ... ilçesi ve şirket unvanı ile bağlantısını kurmak olduğunu, dolayısıyla davacının müvekkili ile ilgili iddia ettiği iyiniyet kurallarına aykırılık iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin markasını oluşturan ... DEV. A kelimelerindeki ...’nin faaliyet yerini çağrıştırmak, DEV. A’daki DEV’in şirketin ve diğer markası ... YEM’in DEV’ini çağrıştırmak, DEV’in devamındaki kırmızı daire içindeki A harfinin ise A kaliteyi işaret etme amacı taşıdığını, müvekkili markasındaki asli unsurun ... olmadığını, davacının sadece ... kelimesi üzerinde durduğunu, Kastamonu siyezi ve Kastamonu Siyez bulgurunun TÜRKPATENT tarafından coğrafi alan olarak tescil ve ilan edildiğini, davacı iddialarının yerinde olmadığını, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; davalı markası ile davacının itiraza mesnet markaları arasında ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, başvuru markasında itiraz markalarıyla kıyaslanamayacak derecede farklı şekil unsuru ve renk kombinasyonunun bulunduğunu, “...” ibaresinin piyasada sıklıkla kullanılan ayırt ediciliği görece düşük bir ibare olduğunu, başvuruda bulunan “...” ibaresindeki “a” harfinin “dev” ibaresinden ayrı algılanabilecek şekilde farklı renklerle konumlandırılmasının, başvuru kapsamında bulunan “...” ibaresi ve şekil unsuru birlikte göz önüne alındığında başvuru ile ret gerekçesi 2018/10010 sayılı “... baharat ... aşkına” ibareli markanın görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından karıştırılabilecek derecede benzer markalar olarak değerlendirilmediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, itiraza mesnet marka ile başvuru markasında kullanılan şekillerin ve ek ibarelerin detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markası ile aynı seri içinde bir marka olarak algılanması bakımından karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, ... kelimesinin her iki markada aynen yer almasının benzerliği arttırdığı, 30. sınıftaki mallar için ... kelimesinin ayırt edici olduğu, taraf markalarının 30. sınıftaki malların tamamı itibariyle aynı/aynı tür malları kapsadığı, markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, "... ... ... A.Ş. D" ibareli başvuru markası ile itiraza mesnet "..." asli unsurlu markalar arasında 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markada da "..." ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, dava konusu başvuruda yer alan "..." ibaresinin bilinen bir coğrafi yer adı (Kastamonu ilinin ilçesi) olması sebebiyle yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, başvurunun tescil edilmek istendiği mal ve hizmetlerin redde mesnet markaların kapsamında da yer aldığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.