"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1474 Esas, 2023/1339 Karar
HÜKÜM : Esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/296 E., 2021/219 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının "KABLO" esas unsurlu itiraza mesnet markaları 09. sınıfa konu emtia bakımından tescilli olmasına rağmen, 2019/45641 sayılı "..." ibareli başvuru markasının 09. sınıftaki mallarla sınırlandırılan 35.06 sınıftaki perakendecilik hizmetleri için tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, “Kablo” ibaresinin, anlamından sıyrılarak davacının uzun süreli ve yaygın kullanımıyla toplumda ayırt edici niteliğe ve tanınmışlığa kavuştuğunu, ... ibaresinin tanımlayıcı olarak kabulü halinde, aynı gerekçe altında ... ibaresinin de tescil edilmemesi gerektiğini, davacının "KABLO" esas unsurlu markaları ile ilk sözcüğü/esas unsuru aynı olan "..." ibareli markanın görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunu, “cu” ekinin markalar arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerliği kaldırmadığını, davacı markasının tanınmış olduğunu, davalı marka başvuru sahibinin kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, 2020-M-8246 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ile tescili halinde 2019/45641 başvuru sayılı “...+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; başvuru markası olan “...+şekil” ibareli markanın, tamamen farklı bir kurgulanış şekliyle itiraza mesnet markalardan farklılaştığını, çekişme konusu kablo ibaresinin ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, kablo ibaresi veya türevlerinin belirli bir firmanın tekeline bırakılamayacağını, markalar benzer hizmetler içerse de, işaretler arasında benzerlik bulunmadığından, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması halinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6/1. maddesi uyarınca tescil engeli oluşturabilmesi için gereken iltibas koşulunu sağlamadığını, kötü niyetin ispatlanamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde; çekişme konusu markaların ortak olarak içerdikleri “kablo” ibaresinin ayırt edicilik vasfı zayıf bir ibare olması nedeniyle ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceğini, başvuru ile itiraza gerekçe gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, başvurunun tescilinin 6769 sayılı Kanun'un 6/5 hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde bir kanaat oluşmadığından tanınmışlık gerekçesine dayalı itirazın haklı görülmediğini ve başvurunun kötü niyetle yapıldığı itirazının somut delillerle ispatlanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının “...” markasının 38. sınıfa konu “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil)” hizmetleri bakımından, hitap ettiği nihai tüketiciye kadar uzanan ilgili alıcılar nezdinde tanınmış bir marka olduğu, davaya konu ve davacının kablo esas unsurlu çok sayıda marka tescilinin de kapsamında olan 35. sınıfta tescilli hizmetlerden “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetlerinin, davacının ... markasının tanınmışlık kazandığı kanaatine ulaşılan 38. sınıfa konu “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil)” hizmetleriyle ilişkilendirilebilecek nitelikte olduğu, davalı başvurusunun tescili ve kullanımı halinde, ortalama alıcı kitlesinin ekonomik davranışlarında ve satın alma tercihlerinde değişiklik olması, davalı yanca haksız menfaat temin edilmesi veya tüketicilerin umdukları kalitede hizmet alamamaları durumunda zihinlerindeki ... markasına ilişkin olumlu algı sarsılarak davacı markasının itibarına veya ayırt edici karakterine zarar verilmesi durumlarından birinin gerçekleşmesi ihtimalinin bulunduğu ancak kötü niyet iddiasına dayalı istemlerin yerinde olmadığı, dava konusu uyuşmazlıkta 6769 sayılı Kanun'un 6/1 ve 6/5 hükmü koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karar davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, itiraza ya da hükümsüzlük davasına mesnet markaların kapsamındaki 35. sınıf hizmetler davaya konu başvurunun kapsamında aynen yer aldığından emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, taraf markaları arasındaki işaret benzerliğine gelince; dava konusu başvuru “...” kelimesi ile şekil unsurunun bir araya getirilmesiyle
oluşturulmuş, bileşke/karma marka olup, itiraza mesnet markaların esas unsuru da "Kablo" ibaresi olduğu, davaya konu başvuru çekişmeli "Kablo" ibaresini aynen ve markanın başında içerdiği, ne var ki "Kablo", ayırt ediciliği düşük, zayıf bir ibare olduğu gibi, kelimeye "kablo satıcısı" anlamını veren "-cu" eki ve şekil unsuru ile davacının "kablo" asli unsurlu markalarına nazaran yeterli ayırt edicilik sağlandığından, taraf markaları arasında 6769 sayılı Kanun'un 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, her ne kadar davacı vekili müvekkilinin itiraza mesnet markalarının tanınmış olduğunu ileri sürmüş ise de, taraf markaları benzer bulunmadığından, iddiaların sonuca etkili görülmediği ve kötü niyet iddiaları da ispatlanamadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci ve beşinci fıkraları.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.