Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6958 E. 2024/1238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, kefilin sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, kefalet tarihini müteakip kullandırılan kredilerden sorumlu olduğu, ancak takip talebinde yer alan alacak miktarının hangi kredi sözleşmelerinden kaynaklandığının tespiti için davacı bankadan izahat istenmesi ve banka kayıtlarının bilirkişi incelemesine tabi tutulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1327 Esas, 2022/1160 Karar

DAVALILAR :1.... ...

2....

3....

4.... vekilleri Avukat ...

DAVA TARİHİ :

HÜKÜM :Kısmen kabul

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 26.05.2022 tarihli ve 2021/73 E., 2022/4131 K. sayılı kararı ile bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2023 tarihli ve 2023/11-386 E., 2023/1186 K. sayılı ilâmı ile direnme kararının usule ilişkin kısmının yerinde olduğuna karar verilerek, esasa ilişkin taraf vekillerinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı Zek-San İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. ile arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını ve sözleşmelere istinaden anılan şirkete nakdi ve gayrinakdi ticari krediler kullandırıldığını, davalıların ise bu sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıklarını, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalılar aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalıların haksız itirazları üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde; müvekkilleri ile davacı arasında geçerli bir kefalet ilişkisinin bulunmadığını, müvekkillerinin icra takibine konu edilen alacak miktarı kadar borçlarının bulunmadığını, asıl borçluya kullandırılan gayrinakdi kredilerden sorumlu olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2019 tarihli ve 2017/530 E., 2019/293 K. sayılı kararıyla; davacı ile dava dışı Zek-San İnş. Tic. ve San.Ltd. Şti. arasında 10.05.2011, 25.05.2012 ve 19.09.2012 tarihli üç adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılardan ... ...’nin sadece 19.09.2012 tarihli genel kredi sözleşmesine 07.04.2016 tarihinde kefil olduğu, diğer davalıların ise her üç sözleşmeye de kefil oldukları, icra takibine konu alacağın 10.05.2011 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, dolayısıyla davalı ... ...’nin kefaletinin bulunduğu tarihten önceki sözleşmelerden kaynaklanan borçlardan sorumlu olmadığı, diğer davalıların ise çek yapraklarından kaynaklanan depo talebi haricinde kalan borçlardan sorumlu oldukları, zira kefillerin çek yapraklarından kaynaklanan riskler nedeniyle sorumlu olacaklarına ilişkin sözleşmelerde açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... ... hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile nakde dönüşen teminat mektupları yönünden toplam 1.406.293,38 TL alacak üzerinden itirazların iptaline, meri olan teminat mektupları yönünden toplam 8.680.000,00 TL alacağın davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmek üzere davalılardan tahsilini teminen takibin devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.11.2020 tarihli ve 2019/887 E., 2020/1198 K. kararıyla; dava ve icra takibine konu kredilerin 10.05.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırıldığı, davalılar ..., ... ve ...’nin davacı banka ile asıl borçlu arasında düzenlenen her üç genel kredi sözleşmesine de kefil oldukları, dolayısıyla icra takibine konu nakde dönüşmüş teminat mektupları ile depo talebine konu teminat mektuplarından anılan davalıların sorumlu olduğu, ancak her üç genel kredi sözleşmesinde de kefillerin çek yapraklarından kaynaklanan risklere kefil olduklarına dair hüküm bulunmadığı, davacı bankanın çek bedelinin bankaya depo edilmesini ancak asıl borçlu olan dava dışı şirketten isteme hakkı bulunduğu, bu nedenle henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden söz edilemeyeceği, bu nedenle anılan davalılar yönünden çek yapraklarına ilişkin depo isteminin reddi gerektiği, ilk derece mahkemesince bu yönde verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, dava ve takibe konu nakde dönüşmüş teminat mektupları ile depo talebine konu teminat mektupları ve nakde dönüşen çek yapraklarının davalı ... ...'nin kefil olduğu 19.09.2012 tarihli sözleşmeden önceki tarihte imzalanan 10.05.2011 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı, 10.05.2011 tarihli sözleşmede davalı ... ...'nin herhangi bir kefaleti bulunmadığından dava ve takibe konu borçtan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, öte yandan 10.09.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde doğmuş doğacak ibaresi yer alsa da bu ibarenin ancak bu sözleşme kapsamındaki borçları kapsadığı, sözleşmede başka genel kredi sözleşmesi ile bağlantı kurulmadığı gözetildiğinde diğer genel kredi sözleşmesi borçlarını kapsamadığı, bu nedenlerle davalı ... ... yönünden açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararının da usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 26.05.2022 tarihli ve 2021/73 E., 2022/4131 K. kararıyla; "...1- Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, nakde dönüşen teminat mektubu ile depo talebine konu teminat mektubu ve nakde dönüşen çek yapraklarının davalılardan ... ...'nin kefaletinin bulunduğu tarihten önceki sözleşmelerden dolayı kullanıldığından bu davalı yönünden koşulları bulunmayan davanın reddine diğer davalı kefillerin ise 10/05/2011, 25/05/2012 tarihli sözleşmeleri de kefil olduklarından bu sözleşmelere kamu borçlarından da sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince dava ve takibe konu nakde dönüşmüş teminat mektupları ile depo talebine konu teminat mektupları ve nakde dönüşen çek yapraklarının davalı ... ...'nin kefil olduğu 19/09/2012 tarihli sözleşmeden önceki tarihte imzalanan 10/05/2011 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı, bu sözleşmede davalı ... ...'nin herhangi bir kefaletinin bulunmadığı 19/09/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde doğmuş doğacak ibaresinin ancak bu sözleşme kapsamındaki borçları kapsadığı, gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde ve halen yürürlükte olan 353/1-b-2 maddesinde; "b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, ... duruşma yapılmadan karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır. Anılan düzenleme uyarınca davacı vekilinin istinaf talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında, değiştirilen ve genişletilen gerekçelerle davalı ... ... yönünden açılan davanın reddine yönelik karar verilmesi gerektiği sonucuna varılması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine şeklinde hüküm kurulması doğru olmamış Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu sebeple re’sen bozulması gerekmiştir.

2-Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... ... yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de dosya ekinde bulunan icra takip dosyası ve sözleşmelerden, davacı bankanın takip talebinde borca konu kredi sözleşmesi numaralarını gerekçe göstererek takip başlattığı davalı ...’ın 19.09.2012 tarihli sözleşmeye sonradan 07.04.2016 tarihinde kefil olarak katıldığının belirtildiği; ancak icra takip dosyasında takip konusu yapılan borcun davalı Abdulah ...’nin sonradan kefil olduğu sözleşmeyi de kapsadığı, davacı tarafından her 3 genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borç için ... bir takip başlattığı oysa davalı ...’ın sadece bunlardan birinin kefili olduğu anlaşılmakla Mahkemece öncelikle, takibe konu 1.406.293,38 TL nakdi alacak ile 8.733.070,00 TL gayrinakdi alacak toplamı üzerinden başlatılan takipte, takibin hangi miktardaki kısmının davalı ... ... imzası bulunan sözleşmeye ilişkin olduğu hususunda öncelikle davacı Bankadan izahat istenilerek, akabinde konusunda uzman bankacı bilirkişi görevlendirilmek suretiyle, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak denetime elverişli rapor alınarak ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı banka yararına bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı oy çokluğuyla bozularak dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten bozma ilâmında belirtilenin aksine davalı ... ... yönünden açılan davada İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının değiştirilmediği veya genişletilmediği, davalı ... ...’nin kefil olduğu 10.09.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde yer ... doğmuş doğacak ibaresinin ancak bu sözleşme kapsamındaki borçları kapsadığının belirtildiği ve bu suretle 10.09.2012 tarihli sözleşmenin önceki sözleşmelerle bağlantısının kurmadığı tespitine yer verildiği, bu tespitin İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin genişletilmesi olarak kabul edilemeyeceği, zira davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin karşılanması gerektiği, bankacı bilirkişinin gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli raporuna göre dava ve takibe konu nakde dönüşmüş teminat mektupları ile depo talebine konu teminat mektupları ve nakde dönüşen çek yapraklarının davalı ... ...'nin kefil olduğu 19.09.2012 tarihli sözleşmeden önceki tarihte imzalanan 10.05.2011 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı, 10.05.2011 tarihli sözleşmede davalı ... ...'nin herhangi bir kefaleti bulunmadığından dava ve takibe konu borçtan herhangi bir sorumluluğu bulunmamakla 10.09.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde doğmuş doğacak ibaresinin ancak bu sözleşme kapsamındaki borçları kapsadığı, başka genel kredi sözleşmesi ile bağlantı kurulmadığı gözetildiğinde de diğer genel kredi sözleşmesi borçlarını kapsamadığından davalı ... ... yönünden açılan davanın reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Daire kararında direnilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk Derece Mahkemesinin davalı kefil ... ... yönünden ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... ...'nin kefaletinin bulunduğu sözleşmenin 3.5. maddesinde, müteselsil kefilin kefaletinin doğmuş borçları da kapsadığının açıkça belirtildiğini, ayrıca tüm davalılar yönünden gayri nakdi çek bedeli riskleri ile ilgili olarak sözleşmelerin 5.20. maddesinde 'çek sorumluluk bedeli kredisi' başlıklı altında bu hususun açıkça düzenlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açıldığı için müvekkilleri lehine vekâlet ücreti takdiri gerekirken aksi yönde verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bu yönden bozulmasını veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

C. Dairemizin İnceleme Kararı

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

D.Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2023 tarihli ve 2023/11-386 E., 2023/1186 K. sayılı ilâmı ile Bölge Adliye Mahkemesinin davacı vekilinin istinaf sebeplerini karşılar şekilde yazdığı gerekçesinin davalı ... ...'nin dava konusu borçtan sorumlu olmadığına dair İlk Derece Mahkemesi gerekçesini değiştirecek ... bir gerekçe olarak kabulünün mümkün olmadığı, direnme kararının usule ilişkin uyuşmazlık noktası itibarı ile usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile direnme kararının usule ilişkin kısmı yerinde bulunarak, esasa ilişkin taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı bankanın icra takip talebinde borcun dayanağı olarak "genel kredi taahhütnamesi/sözleşmesi-ihtarname"si gerekçe gösterilerek takip başlattığı, davalı ... ...'nin 19.09.2012 tarihli sözleşmeye sonradan 07.04.2016 tarihinde kefil olarak katıldığı, kefil beyanı kısmında, "Zeksan İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. firmasına 07.04.2016 tarihinden önce kullandırılmış ve bu tarihten sonra kullandırılacak kredilerden kaynaklı borçlara 50.000,00 TL (Elli milyon Türk Lirası) on yıl süreyle işbu genel kredi sözleşmesi kapsamında müteselsil kefil olmayı kabul ediyorum" şeklinde beyanının bulunduğu, nakde dönüşen iki adet teminat mektubunun 03.11.2014 tarihli olduğu, icra takip dosyasında takip konusu yapılan borcun davalı ... ...'nin sonradan kefil olduğu sözleşmeyi de kapsadığı, davacı tarafından her 3 genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borç için ... bir takip başlattığı oysa davalı ... ...'nin sadece bunlardan birinin kefili olduğu anlaşılmakla Mahkemece öncelikle, takibe konu 1.406.293,38 TL nakdi alacak ile 8.733.070,00 TL gayri nakdi alacak toplamı üzerinden başlatılan takipte takibin hangi miktardaki kısmının davalı ... ...'nin imzası bulunan sözleşmeye ilişkin olduğu hususunda öncelikle davacı Bankadan izahat istenilerek, akabinde konusunda uzman bankacı bilirkişi görevlendirilmek suretiyle banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak denetime elverişli rapor alınarak ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı Banka yararına bozulması gerekmiştir.

3. Davalı vekilinin temyiz istemine gelince; Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemiz bozma kararından sonra duruşma açılarak karar verildiği anlaşıldığından, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hükmedilmemesi bozmayı gerektirmiş olup, istinaf mahkemesince hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin İlk Derece Mahkemesi kararı ile hüküm altına alınması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde taraflara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.