"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/636 Esas, 2023/1715 Karar
HÜKÜM : Yeniden hükümle kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/302 E., 2021/113 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 18.02.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında muhalefet şerhi koymuş olduğu 4., 6., 9. ve 12. maddelerinin iptalinin gerektiğini, m. 4 ile alınan kararda şirketin çok daha fazla kar payı dağıtma gücü varken hem az kar payı dağıtılmasına hem de bu kâr dağıtımı azaltma hakkını müdürlere vermesine ilişkin karar verildiğini, haksız ve yersiz yetki devrinin yasanın amir hükmüne aykırı olduğunu, yine m.6 da alınan ortak ... tam mesaiyle çalışan personelden daha fazla maaş verilerek müdür sıfatıyla atandığını, verilen maaşın çok yüksek olduğunu, şirketten haksız kazanç elde edildiğini belirterek bu maddenin iptalini istediğini, yine m. 9 da yer alan Müdür ...'e ait aracın yenilenmesine ilişkin kararın şirket menfaatine aykırı olduğunu, yine m. 12 de alınan şirketin yangın tertibat yükümlerine uygun hale getirilmesi ve şirket ortağının şirket resmi defter ve kayıtlarını incelenmesinin kısıtlanmasına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, alınan kararların hukuka aykırı olduğunu, tüm bu kararlara muhalif olduklarını belirterek genel kurul kararının bu maddelerinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;genel kurul toplantısının m.4 bendinde belirlenen kararın 2 kısımdan oluştuğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortaklar için eşit olarak etkileyecek biçimde alındığını, ortaklardan her biri için aynı uygulama yapıldığından eşitlik ilkesine aykırı olmadığını, dağıtılacak kâr payının 2.000.000,00 TL olarak belirlenip bu kâr payına itiraz etmediğini, aynı zamanda maddenin ikinci kısmında İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/232 E. sayılı dosyasında huzur hakkıyla ilgili alınan kararın iptali halinde arttırılacak huzur hakkı oranı kadar bu kâr payı dağıtımının azaltılması için müdürler kuruluna yetki verildiği, davacının muhalefet ettiği, kararın metninden İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/232 E. sayılı dosyasında genel kurul kararın mahkeme kararıyla iptal edilmesi durumunda uygulanmasına ilişkin tedbir niteliğinde bu olasılığa karşı bir karar alındığını, dağıtılacak kâr payına herhangi bir itirazının bulunmadığını, tedbir niteliğinde ki kararın şirketin zarar görmesini engellemek amacıyla alındığını, 06.03.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan huzur hakkına ilişkin kararın davacı tarafından dava konusu edildiğini, şirketin aleyhine bir karar çıkması halinde geçmiş dönem huzur hakkı ödemelerinde düzenleme yapması gerektiği, böylece 2019 yılı kâr payının da belirleneceğini, davanın sonucunun 18.02.2020 tarihli genel kurul toplantısından önce belirlenmiş olması halinde geçmişe dönük ödeme yükümlülüğü oluşan şirketin 2.000.000,00 TL kâr payı dağıtamayacağı, davacının yine aynı madde de yetki devri yapıldığına ilişkin itirazının da yersiz olduğunu, zira genel kurulda ihtimaller dâhilinde izlenecek işlemin belirlendiğini, müdürlere bu konuda icra için yetki verildiğini, kâr payı hakkında ki kararın genel kurul tarafından alındığını, şirket kaynaklarının kâr dağıtımı yapılarak azaltılmaması amaçlandığı, müvekkili şirketin de bu dönemden etkilendiğini, yapılacak bilirkişi incelemesiyle bu durumun sübut bulacağını, davacının müdür ücretlerine yönelik olarak m. 6 da ki karara ilişkin olarak ta müdürlerin aldıkları ücretin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/232 E. sayılı dosyasında ki bilirkişi raporunda incelendiğini ve ücretin mali yapıya uygun olduğunu, şirketin işinin 6331 sayılı Kanun kapsamında çok tehlikeli iş olarak nitelendiğini, verilen ücretin iş yükü oranla az olduğunu, müdürlerin üretim, insan kaynağı, finans gibi işleri tek başına yaptıklarını, 2016 tarihinde müdür ... iş sözleşmesine ve maaşına davacının itirazının olmadığı ve imza attığını, müvekkilin yine m.6 da alınan kararla müdürler kuruluna ... atanmasını da kabul ettiğini, şirketin metal kaplama işi yapması nedeniyle bu bilgiye sahip kişinin müdür olarak atandığını, davacının kendisi dışında ki tüm ortakların müdür olarak atanması sebebiyle şirkete profesyonel yönetici atanmasını istediğini, ancak pay sahibi ... ve ...'ün şirkette müdür olarak görev yapmadığını, yine davacının toplantı da teknik donanımının ... dan üstün olduğunu belirterek kendisini müdür olarak teklif ettiğini ancak üstün niteliklerini açıklayamadığını, şirketin davacı 2014 – 2016 yıllarında müdürlük yapmasından sonra kârının arttığını, yine genel kurulun m. 9 da ki alınan ... ün aracının satılması ve yeni araç alınması hakkında ki kararın ise bu aracın bilançonun aktifini güçlendirdiği ve alınan araç nedeniyle araç değerlerinin artması üzerine %25 kâr sağladıklarını, genel kurulun m.12 de alınan kararın şirketten bilgi ve belge almak talebine ilişkin olup her ortağın resmi kayıtları inceleme yetkisinin bulunduğu ancak rekabet yasağının ihlal edilmemesine ilişkin karar alındığını, anonim şirket pay sahiplerinin TTK m. 437'e göre bilgi alma ve inceleme hakkının sınırlanamayacağı belirtilmekle birlikte TTK m. 614'te buna ilişkin bir sınırlamanın yer almadığını belirterek TTK m. 448 gereğince davanın reddini ve teminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, ''....davacının davasının kısmen kabulü ile; davacının davalı ... Otomotiv Şti'ne 18.02.2020 tarihli olağan genel kurulda alınan 4-6-9 maddelerinin iptaline ilişkin talebinin hakkaniyet ve yasanın amir hükümlerine aykırı olmadığı tespit edilmekle, bu yönde ki taleplerinin reddine, davacının m. 12'de ki bilgi alma ve inceleme hakkının sınırlanmasına ilişkin genel kurul kararının yasaya aykırı olması nedeniyle (rekabet yasağı ve dürüstlük kuralına aykırılık gibi muğlak bir kavrama dayanmış olması nedeniyle) iptaline....'' gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, 18.02.2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 12 numaralı kararı ile “...... söz alarak her ortak şirketin resmi kayıtlarını incelemeye, rekabet yasağını ihlal etmemek şirket çalışanlarını ve müdürlerine ayrıca bir yük yüklememek kaydıyla inceleyebilir. Resmi evraklar dışında şirket bilgileri (müşteri bilgileri, tonaj bilgileri, teknik ve üretime ilişkin bilgiler vb) rekabet yasağını ihlal ihtimali oluşabileceği için ortakların incelemesine açık olmamasını önerdi. Oylamaya sunuldu. %65 hisse oranına tekabül eden ortakların kabul oyuyla %35 hisseye tekabül eden ortak ...’nin ret oyuna karşılık oyçokluğuyla kabul edildi.” şeklinde karar alınmış olduğu; davacının ortakların inceleme yetkisinin kısıtlanmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek karara muhalefet şerhi koyduğunun anlaşıldığı, mahkemece, tesis edilen hükmün (B) bendinde,"... davacının genel kurulda alınan m. 12'de ki bilgi alma ve inceleme hakkının sınırlanmasına ilişkin genel kurul kararının yasaya aykırı olması nedeniyle (rekabet yasağı ve dürüstlük kuralına aykırılık gibi muğlak bir kavrama dayanmış olması nedeniyle) iptaline,..." şeklinde hüküm tesis edilmiş ise de, genel kurulun 12. maddesi ile alınan karar yasa ile düzenlenen emredici hususa aykırılık teşkil ettiğinden 3 aylık dava açma süresinin burada uygulanma yerinin bulunmadığı, emredici kurala aykırılık nedeniyle 3 aylık süreden sonra dava açılabileceği, dolayısıyla bu karar mutlak butlan ile batıl olup, yok hükmünde sayılması gerektiği halde, mahkemece bu kararın mutlak butlan ile malul olduğu nazara alınmaksızın kararın iptali şeklinde karar verilmesi hatalı olup, kararın belirtilen yönden kaldırılarak düzeltilmesi gerektiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve yeniden hükümle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı şirketin 18.02.2020 tarihinde genel kurulunda alınan 4-6-9 ve 12 nolu kararlarının iptaline karar verilmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6102 sayılı TTK'nın 446, 447, 614 ve 622 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı TTK'nın 622. maddesi yollamasıyla TTK 446. maddesine göre genel kurul kararının iptali davası için öngörülen 3 aylık sürenin geçtiği gerekçesiyle 18.02.2020 tarihli genel kurul 4, 6 ve 9. gündem maddelerinin iptali davasının usulden reddine karar verilmiş ise de inceleme ve değerlendirme eksik olmuştur.
7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi ve 30.04.2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararına göre covit salgını nedeniyle, durma süreleri 13.03.2020 tarihinden başlayıp, 15.06.2020 tarihine kadar uzatılmış ve bu tarih itibariyle bitimine 15 gün veya daha az kalmış olan sürelerin on beş gün uzamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, Covid-19 salgın hastalığının yayılması ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen ve yürürlüğe konan işbu düzenlemeler nedeniyle genel kurul kararının iptali istemli dava açmaya ilişkin süre durmuş olup olmadığı ve bu düzenlemelere göre davanın süresinde açılıp açılmadığı değerlendirilmeksizin gündemin 4, 6 ve 9 maddelerine ilişkin iptal davası açma süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2.Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, 16.12.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.