Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1052 E. 2024/8844 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılara intikal eden şirket paylarının Ticaret Sicil Gazetesi'ndeki ilanının iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin şirket payları üzerindeki mirasçılar lehine iştirak halinde mülkiyetin, mahkeme kararı veya sulh yoluyla müşterek mülkiyete dönüştürülmeden şirket yönetim kurulu kararı ve Ticaret Sicil Müdürlüğü ilanıyla mirasçılara intikal ettirilmiş gibi gösterilmesinin ve bu işlemin miras hukuku kurallarına aykırı bulunmasının, davacı mirasçının iptal talebini haklı kıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1977 Esas, 2023/1768 Karar

HÜKÜM : Davanın kabulü (Esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle)

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/78 E., 2023/444 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı Kurum temsilcisi ve feri müdahil Tasfiye Halinde ... Makina San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin .....A.Ş.'nin ortağı olduğunu, müvekkilinin 09.08.2021 tarihinde vefat eden babasının da sağlığında adı geçen şirketin ortağı olup şirkette 87.000 adet payı bulunduğunu, muristen kalan payların mirasçalara henüz mahkeme kararıyla ya da sulhen intikali gerçekleşmediğinden mirasçıların paylar üzerinde elbirliğiyle malik olduğunu, bunun yanında daha önce görülen bir yargılama sebebiyle murise ait paylar üzerine üçüncü kişilere devir ve temliğinin önlenmesi amacıyla konulmuş ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu, bu kararın halen ayakta olduğunu, şirkete mahkeme kararıyla yönetim kayyımı olarak atanan Zelal Sezer'in, "pay devri" adıyla aldığı kararla, murise ait 87.000 adet şirket payını mirasçıları arasında ikiye bölerek intikal ettirdiğini, adı geçenin başvurusu üzerine intikalin davalı Kurum tarafından Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini ancak belirtilen sebeplerle yönetim kayyımı tarafından yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, davalı Kurum'a başvurarak bu işlemin iptal edilmesini istediklerini ancak taleplerin davalı Kurum tarafından kabul edilmediğini ileri sürerek davalı Kurum'un başvurularının reddine dair kararının kaldırılmasına, bu doğrultuda dayanak pay devri işleminin silinmesine, önceki ilanın sehven yapıldığı belirtilerek bu hususun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde düzeltme ilanıyla yayınlanmasına ve pay devri yapılmadan önceki son genel kurulda düzenlenen hazirun cetvelinin Ticaret Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü ile İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesine bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Feri müdahiller vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleriyle; davalı Kurum tarafından yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, davacının işbu kararın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ...... A.Ş. yönetim kurulunca, murisin vefatı üzerine ilgili Noterlikçe verilen veraset ilamına dayalı olarak murisin şirketteki paylarının miras payları oranında mirasçılara intikaline karar verildiği ve kararın, davalı Kurum tarafından 17.11.2021 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, evveliyatında murisin kısıtlanması için Urla Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açıldığı ve yargılama sürecinde, murisin şirketteki payları üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiği, murisin vefatı üzerine anılan Mahkemece ihtiyati tedbirin kaldırıldığı ve keyfiyetin 09.12.2021 tarihli müzekkereyle davalı Kurum'a bildirildiği, ilan işlemi her ne kadar tedbir kararı süreci içerisinde yapılmış olsa da bu ilanın yasal mirasçıların hak sahipliğini belirten bir durumun açıklaması niteliği taşıdığı, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davası sebebiyle İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen tedbir kararının ise ilânın yapılmasından sonra olduğu, bu nedenlerle davacının davaya konu Kurum kararının kaldırılmasına yönelik davasının haksız olduğu, davacının sonrada ileri sürdüğü 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 38 inci maddesinin uygulanması yönündeki talebine gelince, alınan nüfus kayıt örneği ve veraset ilamı kapsamlarında müteveffa ...'nun mirasçılarının davacı ve feri müdahil ... anlaşılması karşısında gerçeğe aykırı bir beyanın söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak somut olayda; öncelikle murisin vefatından sonra terekenin veya hisselerin taksimi konusunda alınmış bir karar olmadığı, davalı tarafından bu hususun araştırılmadığı ve değerlendirilmediği, ihtiyati tedbir kararı davalının bilgisi dahilinde olmasına rağmen ve vesayet mahkemesinden hisselerin ilanına ve tesciline yasal bir engel olup olmadığı hususu sorulmadan ilan ve tescil işlemi yapıldığı, ihtiyati tedbir kararının akıbetinin araştırılmadığı, yine şirket kayyımı Zelal Sezer tarafından vesayet makamının tedbir kararı şirkete tebliğ edilmesine ve ihtiyati tedbir kararına rağmen karar alınarak hisse devir işlemlerinin yapıldığı, tedbir kararını veren mahkemeden hisselerin devrine engel bir hal olup olmadığının sorulmadığı, ihtiyati tedbirin kalkıp kalkmadığının ve akıbetinin mahkemesinden araştırılmadığı, tüm bu nedenlerle davalının kusurlu olduğu ve yapılan işlemin usule uygun olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 07.04.2022 tarihli ret kararının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı Kurum Temsilcisi, feri müdahil ... A.Ş. vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun'un 34 üncü ve 38 inci ve 494 üncü maddeleri.

3.4721 sayılı Kanun'un 701 inci ve 703 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı Kurum temsilcisi ve feri müdahil .....A.Ş. vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.6102 sayılı Kanun'un 494 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince, anomim şirketlerde, pay sahibinin ölümü üzerine mirasçıları murisin payları üzerindeki mülkiyet hakkını başkaca herhangi bir merasime gerek kalmaksızın derhal iktisap ederler. Bu halde, murise ait payların 4721 sayılı Kanun'un 701 inci maddesi hükmü gereğince elbirliğiyle (iştirak) mülkiyet hükümlerine göre mirasçılara geçeceği ve mirasçıların murise ait paylar üzerinde iştirak halinde mülkiyete sahip olacağı hususunda duraksama bulunmamaktadır. Aynı Kanun'un 703 üncü maddesi hükmüne göre ise mirasçıların paylar üzerindeki iştirak halindeki mülkiyeti, payların devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesine kadar devam edecektir. Somut olayda, davacının ve feri müdahil ...'nun murisleri, feri müdahil ..... A.Ş.'nin ortağı iken 29.08.2021 tarihinde vefat etmiş olup, anılan Yasal düzenlemeler uyarınca murisin şirkette bulunan payları derhal ve elbirliğiyle (iştirak) mülkiyet hükümlerine göre mirasçılarına geçmiştir. Dosya kapsamında, paylar üzerindeki iştirak halinde mülkiyetin Mahkeme kararı veyahut sulhen müşterek halinde mülkiyete (paylı mülkiyet) dönüştürüldüğüne ilişkin bir delil bulunmamakta olup mirasçıların, murisin payları üzerindeki iştirak halinde mülkiyetinin halen devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır.

Feri müdahil şirketin 11.11.2021 tarihli yönetim kurulu kararı Ticaret Sicil Gazetesinin 17.11.2021 tarihli sayısında ilan edilmiş olup ilan edilen metinde, murisin, şirkette bulunan bir kısım payını davacıya, bir kısım payını ise feri müdahil ...'na devrettiği belirtilmiştir. İlan metninden, murisin şirkette bulunan paylarını sağlığında ve sağlararası bir pay devri sözleşmesiyle adı geçenlere devrettiği gibi bir anlam çıkmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki ilan metniyle ilana konu 11.11.2021 tarihli yönetim kurulu kararı uyuşmamakta olup sözü edilen yönetim kurulu kararında, murisin vefat ettiği belirtilerek şirketteki payları, sanki iştirak halinde mülkiyet müşterek mülkiyete dönüştürülmüş gibi miras payları oranında mirasçılarına intikal ettirilmiştir. Ancak sözü edilen yönetim kurulu kararı da gerçek durumu yansıtmamakta olup somut olayda, paylar üzerindeki iştirak halinde mülkiyet mahkeme kararıyla veyahut sulhen sona erdirilmemiştir. Yönetim kurulunun, mirasçıların talebi veyahut bir mahkeme kararı bulunmaksızın iştirak halindeki mülkiyeti sona erdirip müşterek mülkiyete dönüştürme yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün, iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürüldüğüne ilişkin delilleri sorup bu hususu tevsik etmeden üstelik de ilânı talep edilen metne sadık kalmaksızın bambaşka anlama gelecek bir metni ilân etmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın bu gerekçelerle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki davanın kabulüne dair verilen karar sonuç itibariyle doğru olduğundan ve bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının, gerekçesi açıklandığı şekilde düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı Kurum temsilcisi ve feri müdahil .....A.Ş. vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davalı Kurum temsilcisi ve feri müdahil .....A.Ş. vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı Kurum ve feri müdahil tasfiye halinde ... Makina San. ve Tic. A.Ş.'ye iadesine, 10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.