"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1712 Esas, 2023/1662 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/235 E., 2021/148 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şahsın 29, 31 ve 35. sınıf mal ve hizmetleri kapsayan 2019/48056 başvuru numaralı ve "MAKROFARM" ibareli marka başvurusuna müvekkilinin "..." ve "..." esas unsurlu markalarını mesnet göstererek yapılan itirazın davalı ... Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin seri markalarıyla görsel anlamda ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu markaların serisi olduğu algısını doğurduğunu, taraf markaları arasında markaların başlangıcında yeralan ".../..." ibarelerinden doğan görsel ve işitsel benzerliğin yanısıra sınıfsal benzerliğin de bulunduğunu, davaya konu markanın müvekkilinin makrocenter.com.tr alan adı ile de benzer olduğunu, davacıya ait 60 adet ... center mağazası bulunduğunu, müvekkilinin seri markalarının çok yoğun reklam, pazarlama ve tanıtım çalışmaları neticesinde yurt çapında ve yurt dışında tanındığını, başvurunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek 10.07.2020 tarih ve 2020-M-5128 sayılı YİDK kararının iptali ile 2019/48056 başvuru sayılı “MAKROFARM” ibareli marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Diğer davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; çekişme konusu “.../...” ibaresinin “büyük, geniş” anlamlarına geldiğini, ayırt edici gücünün yüksek olmadığını, genel ibarelerin bir şirketin tekelinde kullanılamayacağını, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, başvuru kapsamında kalan 29, 32 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, dava konusu 2019/48056 sayılı marka başvurusunda "..." kelimesi markanın başlangıcına kalın ve koyu renkli harflerle yerleştirilerek ilk ve esas vurguyu yapacak ve vasati alıcının dikkati çekecek şekilde ön plana çıkartılırken, "..." ibaresinin, "..." kelimesine ek olarak ve sönük bir renk olan sarı renkli harflerle yazılmak suretiyle geri planda bırakıldığı, ayrıca, “çiftlik” anlamına gelen "..." kelimesinin, davalı markasının kapsadığı 29. sınıfa konu gıda malları ve 31. sınıfa konu “İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Canlı hayvanlar, Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar” mallarına işaret eden ayırt ediciliği düşük tali unsur şeklinde kullanıldığı, bu ibarenin markayı tek başına temsil eden/ayırt edicilik katan bir unsur olduğunun varsayılamayacağı, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; dava konusu markanın, davacının ".../..." asli unsurlu seri markalarıyla görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı, davaya konu "MAKROFARM" ibareli bileşke işarette, bağımsız role sahip olan "..." ibaresinin markanın ayırt edici niteliğine katkısının olmadığının veya “...” ibaresinin marka kompozisyonu içerisinde markanın bütünü tarafından absorbe edilerek davacının “..." veya "...” esas unsurlu markalarından uzaklaşan bambaşka yeni bir kavram/marka yaratıldığının ileri sürülemeyeceği, davalı başvurusu ile davacının itiraza mesnet markaları arasında SMK'nın 6/1 inci maddesi hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, marka işlem dosyasında yer verilmeyen ancak dava aşamasında ibraz edilen davacı markalarının tanınmış olduğuna ilişkin delillerin YİDK kararının iptali istemi bakımından hükme esas alınamayacağı, dava konusu marka başvurusunun tescil edilmediği, SMK'nın 6/6 ncı maddesi koşullarının oluşmadığı, davalının kötü niyetle hareket ettiğini gösterir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; 2020-M-5128 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılarca istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu "MAKROFARM" ibareli başvuru ile davacının itiraza mesnet ".../..." ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 inci maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira "..." ve "..." ibareleri, Türkçe'de "büyük, geniş" anlamlarına gelmekte ve ayırt edicilikleri düşük ise de başvuruda bulunan ve "çiftlik" anlamına gelen "..." ibaresinin başvuruyu itiraza mesnet markalarından yeterince uzaklaştırmadığı, dava konusu başvuruda "..." ibaresinin de marka kompozisyonundaki konumu ve rengi itibariyle öne çıkartıldığı ve markasal algıyı üzerinde topladığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...'in temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.