Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1516 E. 2025/138 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın, davacının tanınmış markasıyla benzerlik teşkil edip etmediği ve davalının kötüniyetli olup olmadığına ilişkin marka hükümsüzlüğü davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markalarının baskın unsurunun aynı olması ve davalı markasına eklenen unsurların davacı markasından ayırt etmede yeterli olmadığı, bu nedenle iltibas riski bulunduğu gözetilerek, mahkemece marka benzerliği unsuru değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/31 Esas, 2024/9 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/185 E., 2022/672 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "..." esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı adına tescilli 2018/79372 sayılı "..." ibareli markanın, müvekkilinin zikredilen markalarıyla benzer olduğunu, davalının markayı kötüniyetli bir şekilde müvekkili markasının tanınmışlığından istifade etmek amacıyla tescil ettirdiğini ileri sürerek 2018/79372 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; her iki markada da yer alan "..." ibaresinin, davacının markası için ayırt edici olmadığını, markaların kullanıldığı ek ibare ve ambalajlar öne sürülerek yapılan açıklamaların mesnetten uzak olduğunu, dava konusu edilen kullanımların davacı şirkete ait özgün ve ayırt edici kullanımlar olmadığını, taraf markaları arasında aynı veya ayırt edemeyecek ölçüde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, somut uyuşmazlıkta 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1 ve 6/5 hükümleri koşullarının oluşmadığının bilirkişi raporları vasıtası ile tespit edildiği, davacı tarafın kötüniyet iddiasını, davalı tarafın davaya konu markayı müvekkil markasını taklit edip rant elde etmek için aynı sınıfta tescil ettirdiği vakalarına dayandırdığı, buna karşın davacının henüz anılan markanın tanınmış marka olduğuna ilişkin herhangi bir mahkeme yahut Türk Patent ve Marka Kurumu kararını dosyaya sunmadığı, dolayısı ile de kötüniyetli olarak davacının taklit edildiği iddialarının dinlenilmemesi gerektiği, salt marka başvurusunda bulunulması başvuru sahibinin kötüniyetini ispatlayamayacağı gibi davalı markası ile davacının tanınmış olduğunu beyan ettiği “...” markası arasında benzerlik de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

A.Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

1.Davacının iltibas iddiasına dayanak yaptığı markalarının "..." , davalı markasının ise "M & ..." kelime markası oldukları, her iki markada da ortak ibarenin "..." kelimesi olduğu, bu İngilizce kelimenin Türkçe'de iyi, güzel gibi anlamlara geldiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince her ne kadar taraf markaları arasında SMK'nın 6/1 hükmünde belirtilen iltibas riskinin oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, taraf markalarının asıl ve baskın unsurunun ortak "..." kelimesi olduğu, davalı markasına eklenen unsurların markayı davacı mesnet markalarından ayırt etmekte yeterli olmadığı, işbu haliyle davalı markasının davacı markasının serisi olarak algılanma ihtimalinin hitap edilen tüketici kitlesi bazında yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece taraf markaları arasında markasal benzerlik unsurunun bulunduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekiken yazılı gerekçe ile davanın reddine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

2.Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 15.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.