"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/554 Esas, 2023/1191 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2018/47 E., 2019/351 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 18.03.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıdan 98.000,00 euro karşılığı araç satın aldığını, müvekkili tarafından satın alınan söz konusu aracın değişik zamanlarda aynı arızayı defalarca verdiğini ve söz konusu arızanın giderilmediğini, satın alınan aracın verdiği arıza nedeniyle garanti kapsamında olduğunu, araçta meydana gelen ve servis bölümü tarafından giderilemeyen arızanın söz konusu aracın kusurlu bir şekilde satıldığını gösterdiğini, konu ile ilgili olarak yapılan tespit ve bilirkişi raporuna istinaden dava konusu aracın muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal niteliğinde olduğu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla söz konusu aracın bedeli olan 98.000,00 euronun 07.03.2016 tarihinden itibaren dövize uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişitr.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasından ve müşteri memnuniyetsizliğinden kaynaklandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davaya konu aracın değişik sorunlar nedeniyle servise gittiği, turbo arızası ve hızlanma sorunu nedeniyle iki kez servise gitmesine karşın söz konusu sorunun giderilmediğinin 30.04.2019 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği, turbo arızası ve hızlanma sorununun sürücü güvenliğini tehlikeye düşürür mahiyette olduğu ve kullanıcı kaynaklı olmadığı, bu nedenle aracın ayıplı olduğunun kabulü ile satıcının söz konusu ayıp nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 219/2 hükmü gereğince sorumlu tutulması gerektiği, her ne kadar söz konusu arıza nedeniyle araçta değer kaybı olmasa dahi, aynı arıza için iki kez servise gidilmesine karşın arızanın halen devam etmesi nedeniyle, alıcının araçtan beklediği faydayı sağlayamadığı, söz konusu arızanın sürücü güvenliğini de tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle davacının TBK'nın 227. maddesi kapsamında kullandığı seçimlik hakkı olan sözleşmeden dönme hakkı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu araçta meydana gelen arızaların ayıp nitelediğinde olduğu, ayıbın oluşumunda kullanıcı hatası değil üretim hatası bulunduğu, arızanın kullanılmaya başlandıktan sonra zamanla ortaya çıkması ve satın alınırken uzman olmayan bir kişi tarafından gözle veya basit bir muayene ile tespit edilmesi mümkün olmadığı için davacının mevcut ayıbı aracı alırken fark edemeyeceği, dolayısıyla araçta mevcut olan ayıbın gizli ayıp niteliği taşıdığı, davacının ayıba katlanmasının beklenemeyeceği, ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmediği, davacının servise hemen onarım talebiyle başvurarak davalı tarafa ayıbı bildirdiği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ancak duruşma açılarak yargılama yapıldığından esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, 98.000,00 euro araç satış bedelinin, davalıya aracın teslim tarihinden itibaren Devlet bankalarının euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 18.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.