Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1842 E. 2025/1996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sigorta poliçesinden kaynaklanan zarar ve gecikme cezası alacağı davısında, mahkemenin vekâlet ücreti hesabında hata yapıp yapmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3. maddesi gereğince, maddi tazminat davasının kısmen reddi halinde, davalı yararına hükmedilecek vekâlet ücretinin davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği gözetilerek, mahkemenin vekâlet ücreti hesabındaki hatası düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/753 Esas, 2022/932 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İlk Derece Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili, duruşma istemi olmaksızın davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 18.03.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ve davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı şirketlerle birlikte üstlendiği petrol arama ve üretim faaliyetlerinden kaynaklanan rizikolardan doğacak zararlarının, bir yıllığına davalı tarafından yangın all risk, üçüncü şahıs mali mesuliyet ve artı kuyu kontrol sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçe kapsamında Doğu Ayazlı boru hattında hasar meydana geldiğini, hasarın artmasını önleyici her türlü tedbiri alan müvekkilinin hasarı davalıya ihbar ettiğini, davalının hasarın bir kısmını ödemeyi kabul etmediğini, bir kısmını ise kabul etmesine rağmen ödemediğini, poliçede, sigorta tazminatının teknik şartnamede belirtilen sürelerden sonra ödenmesi halinde müvekkiline, cezai şart mahiyetinde olan gecikme cezası talep hakkının tanındığını ileri sürerek davalı tarafça kabul edilmeyen 140.760,00 USD ile bu miktara dava tarihine kadar işleyecek en yüksek reeskont faizinin 2 katı oranında gecikme cezası olan 91.298,50 USD'nin, davalının kabul ettiği halde dava tarihine kadar ödemediği 107.948,34 USD ve 70.016,49 USD gecikme cezasının ve davalı tarafından gecikmeli olarak ödenen 1.257.118,31 USD'nin dava tarihine kadar işlemiş gecikme cezası olan 751.010,83 USD'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, talebin zamanaşımına uğradığını, sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararın tamamının müvekkilince ödendiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmemesi sebebiyle gecikme cezasının istenilemeyeceğini, kusuru bulunan davacının gecikme cezasını isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan 28.11.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, bozma ilamı gereğince %25 oranında stopaj bedeli dahil edilerek yapılan hesaplama sonucunda asıl alacak miktarı 150.290,41 USD, bu tutara ilişkin gecikme cezası 27.286,97 USD, davacının hissesine düşen ve dava tarihinden sonra ödenen 107.948,34 USD için gecikme cezası 21.083,94 USD, davadan önce ödenen 1.257.118,31 USD için 205.316,67 USD gecikme cezası olmak üzere toplam alacak miktarının 403.977,99 USD hesaplandığı, davacı vekilinin stopaj bedeline ilişkin rapora itiraz dilekçesinde sunduğu belgelere göre stopajın ödendiğinin kabul edilmesi gerektiği, rapordaki alacak kalemlerinden gecikme cezasına ilişkin 205.316,67 USD ve 21.083,94 USD 'nin hükme esas alınması gerektiği, asıl alacağın talepten fazla hesaplanması nedeniyle asıl alacak miktarının taleple bağlı kalınarak 140.760,00 USD olarak kabul edilmesi gerektiği, bu miktara dava tarihine kadar işleyen gecikme cezasının 26.405,03 USD olduğu (26.04.2022 tarihli ek rapor), buna göre davacının alacağının dava tarihi itibariyle 393.565,64 USD olduğu, bu alacağın ödenmesinden davalı ... şirketinin poliçe gereğince sorumlu olduğu, dava tarihinden sonra 31.10.2018 tarihinde ödenen 520.837,79 USD'nin mahsubu sonucunda davacının ödeme tarihi itibariyle bakiye 127.025,17 USD alacağının kaldığı, ödeme tarihine kadar işlemiş faiz ödenmiş olduğundan bakiye alacağa 31.10.2018 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, 266.540,47 USD asıl alacağın dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 127.025,17 USD alacağın ödeme tarihi olan 31.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, davacının 266.540,47 USD miktarındaki asıl alacağı davadan sonra ödendiğinden bu miktara ilişkin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, poliçe kapsamında bakiye zararın ve ödemede gecikme nedeniyle gecikme cezasının tahsili istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3. maddesinde, maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlenmiştir. Anılan bu düzenleme gereğince davalı yararına da 87.609,56 TL vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken daha yüksek bir miktara hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 438/7 hükmü gereğince Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “ (kabul ve red oranına göre) 146.721,01 TL"

ibaresinin çıkartılarak yerine “87.609,56 TL" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.