Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1866 E. 2025/570 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının rızası dışında, yetkisiz kişi tarafından açıldığı iddia edilen internet bankacılığı aracılığıyla gerçekleştirilen para transferleri nedeniyle davalı bankadan tazminat talep edilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, davacının yetkilisi veya yetkili vekiline internet bankacılığı sözleşmesi imzalattığını, şifre ve OTP cihazını teslim ettiğini ispatlayamaması ve davacının hesap üzerinde işlem yapmadığının anlaşılması, davalı bankanın mevduatı koruma yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ve kusurlu olduğunun kabul edilmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince verilen davanın kabulü kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1969 Esas, 2023/1741 Karar

HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/269 Esas, 2020/871 Karar

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilileri tarafından, davalı Bankada vadesiz euro hesabı açıldığını, mevduat hesabı ile ilgili para transferlerinin müvekkili şirket yetkilileri tarafından banka yetkililerine gönderilen imzalı talimatlar doğrultusunda gerçekleştirildiğini, 29.09.2016 tarihinde banka yetkililerine yöneltilen para transferi talimatına cevaben banka hesabında 1,88 euro bakiye kalması nedeniyle talep edilen işlemin gerçekleştirilemeyeceğinin bildirildiğini, hesap ekstrelerinin incelenmesinde banka hesabında bulunanan 694.596,00 euronun, Mayıs 2015 - Haziran 2016 dönemi içerisinde müvekkili şirket yetkililerinin bilgisi ve rızası dışında, parçalar halinde çekilerek ... isimli şahsa ait banka hesabına aktarıldığı ve hesabın tamamen boşaltıldığının tespit edildiğini, Mayıs 2015 - Haziran 2016 döneminde, müvekkili şirket yetkililerince banka hesabı üzerinden işlem yapılmasına ihtiyaç duyulmadığını, banka tarafından söz konusu şüpheli hesap işlemlerinin müvekkiline hiçbir şekilde bildirilmediğini, hesabın boşaltılmış olduğunun 29.09.2016 tarihine kadar müvekkili şirket yetkililerince öğrenilemediğini, ... isimli şahsın bir şekilde müvekkiline ait banka hesabına erişim sağlamış olduğu ve hesapta bulunan parayı parçalar halinde kendi hesabına aktardığını, bu şahsın İran merkezli şirketlere Türkiye'de şirket/şube kurmak ve bu şirketlerin Türkiye'deki işlerini yürütmek gibi konularda hizmet veren bir şahıs olduğunu, müvekkili şirket tarafından Türkiye'deki ofisiyle ilgili idari işleri yapmak ve malları gümrüklerden teslim almak üzere sınırlı yetki ile yetkili kılındığını, vekaletnamede müvekkili şirket banka hesapları ile ilgili herhangi bir işlem yapmak üzere yetki verilmediğini, müvekkili şirket imza yetkilisinin internet bankacılığı başvurusu yapıldığı tarihte Türkiye'de bulunmadığını, herhangi bir internet bankacılığı şifresi veya OTP cihazı da teslim almadığını, davalının kendi kusuru neticesinde yetkisiz kişilerin müvekkiline ait banka hesabından para transferleri gerçekleştirmeleri nedeniyle hesabın boşaltılmasına neden olduğunu belirterek 694.596,00 euronun banka hesabından usulsüz ve hukuka aykırı bir şekilde çekildiği tarihlerden itibaren euro bazında bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ortaklarının firmayı temsile müştereken yetkili olmakla beraber "Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde bulunan Defterdarlıklar, Mal Müdürlükleri, ... (23 adet farklı kurum sayılmıştır.) ... adı zikredilen (sayılan 23 kurum) veya zikredilmeyen tüm özel ve resmi makamlarda ve mercilerde tam yetkili olarak temsile, işlemleri takibe ve sonuçlandırmaya, her türlü izin ve ruhsatları almaya, kayıt ve tescilleri yaptırmaya, gerektiğinde kayıtları sildirmeye, ilgili mercilere teftişler vermeye, ... Vergi Dairelerinde yapılacak her türlü ödemelerin ve borçların izlenmesi için elektronik ortam ve internet kullanım şifrelerimi almaya, ..., resmi kuruluşlarda iş ve işlemleri yapmaya" yetkili olmak üzere ...'ye yetki verildiğini, davacı şirket temsil ve ilzama yetkili olanlarca 15.05.2013 tarihinde ise ... adına da geniş kapsamlı bir vekâletname çıkartıldığını, davacının hesap hareketleri incelendiğinde firmanın euro hesabına çeşitli zaman ve tutarlarda havaleler geldiği, hesaptan üç kere para çekme işleminin gerçekleştiği, çeşitli tutar ve tarihlerde havalelerle para çıkışı olduğunun anlaşıldığını, firmanın banka nezdinde açık durumda bulunan 2 adet bank kart ürünü bulunduğunu, bu kartlardan birinin firma vekili ... imzasına teslim edildiğini, euro hesabının bağlı olduğu 5003 ek numaralı hesaba benzer bir durum göze çarptığını, firmanın 5003 ek numaralı euro hesabından güncel kur üzerinden bozdurulan tutarların 5001 ek numaralı TL hesabına aktarıldığı, bu hesaptan geniş kapsamlı vekaletnamenin tanımlandığı ... isimli müşterinin para çekme işlemleri bulunduğunu, TL hesabından internet bankacılığı ana kullanıcısı olarak banka sistemine kaydedilmiş ... isimli müşterinin telefon faturasının ödendiğini, fatura ödemelerinin davacı adına otomatik ödeme tanımlanmak suretiyle yapıldığını, davacı adına internet bankacılığı için 08.05.2015 tarihinde bankaya başvurulduğunu, ilgili başvuru için ana kullanıcının vekaletname verilen ve elektronik ortamda istediği tasarrufu yapmaya yetkilendirilen ... olarak belirlendiğini, başvuru sırasında belirtilen telefon numarası faturalarının davacı hesaplarından otomatik ödeme şeklinde ödendiğini, internet bankacılığı için ilk teyit SMS'inin gönderildiği numaranın davacı adına satın alındığı ve davacı adına tescil edildiğinin anlaşıldığını, elektronik başvurunun yapıldığı sırada otp cihazının tahsis edildiğini, bu cihazın tutarı olan 20,00 TL'nin aynı gün tahsil edildiğini, ...'ye firma hesaplarından herhangi bir para ödenmediğini, havalelerin internet bankacılığı üzerinden yapıldığını, firmaya özgü şifre, parola ve otp cihazına bir başkasının kullanımına sunulmasının bankanın tasarrufu dışında olduğunu, tacir olan davacının havale işleminin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra dava açması, hesap bakiyesinden bu kadar süre haberdar olmamasının mümkün olmadığını, hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile davacı şirket arasında bila tarihli mevduat hesabı sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşme kapsamında davacı adına vadesiz Euro hesabı açıldığı, davacının hesabındaki tutarların 25.05.2015 - 10.06.2016 tarihleri arasında 14 işlem ile havale edildiği, bu havalelerin 20.000,00 euro tutarlı 1 adedinin Alpha Enerji ... Ltd. Şti.'nin hesabına, diğer 13 adedinin ise ...'nin firma hesabına gönderildiği, davacının internet bankacılığı ürünü tanımlanmasının 08.05.2015 tarihinde yapıldığı, ürüne ilişkin elektronik bankacılık sözleşmesinin şube arşivindeki aramalarda bulunamadığı, firmanın telefonuna ilişkin otomatik ödeme ürünü tanımlanmasının 05.08.2015 tarihinde yapıldığı, otomatik ödeme talimatının şube arşivindeki aramalarda bulunamadığı, otomatik ödeme tanımı yapılan telefon numarası ile internet bankacılığının tanımlandığı telefon numarasının aynı olmadığı, otomatik ödeme tanımı yapılan telefonun banka sisteminde ... adına kayıtlı olduğu, internet bankacılığı tanımı yapılan telefonun ise banka sisteminde ... başta olmak üzere 10 müşteride kayıtlı durumda bulunduğu, internet bankacılığına giriş yapılan IP'ler ile ...'nin ve aynı zamanda adı geçenin % 50 paylı ortak olduğu Bijan Tercüme ... Ltd. Şti.'nin internet bankacılığına da giriş yapıldığı, davacının ortakları ... ve ...'ı davacı şirketi temsile müştereken yetkili oldukları, ...'ye davacı tarafından verilen vekaletname ile bir takım yetkiler verildiği, ancak vekaletnamede açıkça banka hesaplarına ilişkin yetki verilmediğinin anlaşıldığı, davalının internet bankacılığı için başvuranın kim olduğunu ve otp cihazını teslim ettiği kişiyi ispat edici belgeleri sunamadığı, dava konusu tutarların doğrudan ... adına gönderildiği dikkate alındığında davalı bankanın internet bankacılığına erişim iznini ve OTP cihazını ...'ye vermiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğu, davacı şirket yetkililerinin bilgisi dahilinde para transferlerinin yapıldığını ispatlayamayan davalı bankanın objektif özen yükümlülüğü kapsamında kusurlu ve sorumlu olduğu, işlemlerin toplamda 13 aya yayılmış bir şekilde ancak 6 ayda bir tekrarlanarak gerçekleştirildiği, dava konusu tutarların doğrudan ... adına gönderildiği, davacı şirketin bu kişiye vekalet vermiş olması dikkate alındığında, bu kişinin davacı şirketle irtibatının bulunduğu, hesabından yapılan işlemleri uzunca bir süre kontrol etmeyen davacı şirketin de zararın meydana gelmesinde ve artmasında kusurlu olduğu, davacının keşide ettiği ihtarnamenin 28.09.2017 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 7 iş günü ödeme süresi de dikkate alındığında davalının 10.10.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 62. maddesi uyarınca mevduatta zamanaşımının 10 yıl olarak düzenlenmiş olması karşısında davalı tarafın zamanaşımı definin yerinde olmadığı, kusur dağılımı yapıldığında tarafların meydana gelen zarardan %50'şer oranında kusurlu oldukları, davacının uğradığı zararın kusur oranına isabet eden yarısını davalı taraftan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 347.298,00 euronun 10.10.2017 tarihinden itibaren devlet bankalarının euro cinsinden açmış olduğu 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilince ileri sürülen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince, davada ileri sürülen iddia karşısında ispat külfetinin davalı banka üzerinde olduğu, Mahkemece işbu davada ispat külfeti üzerinde bulunan davalının davacının yetkilisi veya bankacılık işlemleri konusunda yetki verdiği vekili ile elektronik bankacılık sözleşmesi imzaladığını, internet bankacılığı şifresi ile anlık şifre üreten OTP cihazını davacı yetkilisi veya yetkili vekiline teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, davacının 25.05.2015-29.09.2016 tarih aralığında hesap üzerinde bankadan veya ATM'den işlem yapmadığı, internet bankacılığı üzerinden yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve rızasının bulunduğunun ispatlanamadığı, davacının hesabının belirli aralıklarla kontrol etme yükümlülüğü bulunduğuna ilişkin yasal bir düzenleme olmadığı, davalının davacının bankada bulunan mevduatını korumakla yükümlü bulunduğu, davacıya yüklenecek bir kusur olmadığı, davalının ise tam kusurlu olup, davacının tam zararını karşılaması gerektiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davacıya da kusur atfedilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yetkisiz kişinin başvurusu üzerine internet bankacılığı açılıp, internet bankacılığı yoluyla banka hesabından rıza dışında havale yapıldığı iddiasıyla hesaptan çıkan paranın ödenmesi istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.