"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/144 Esas, 2023/921 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/992 E., 2020/828 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, birleşen dava yönünden temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 358.160,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; taraflar arasında servis hizmeti sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 5/4. maddesi gereğince davacı tarafından gerçekleştirilen taşıma hizmetine ilişkin bedellere ait faturaların faturayı takip eden ayın sonunda taşımacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, 2015 yılı Haziran ayı hizmet bedelini ödemekten kaçındığını, ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2015/14728 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davalının 2015 yılı Mayıs ayı servis araçları hizmetleri için KDV dahil olmak üzere toplam 271.258,83 TL üzerinden düzenlenen faturaya dayalı borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Adana 11. İcra Müdürlüğünün 2015/11549 E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik cevap dilekçesinde; asıl ve birleşen itirazın iptali davalarından önce tarafları ve dayanağı aynı olan Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1594 E. sayılı dosyasında görülen davada, davacı şirket aleyhine cezai şart alacağının tazminin talep edildiğini, iş bu dava açılmadan önce davalı tarafından davacı şirkete gönderilen ihtarname ile de ilgili sözleşmenin cezai şart hükümleri gereği 2015 yılı Mayıs ayı dahil olmak üzere doğmuş ve doğacak tüm hak ediş ve alacakların mahsup edileceği hususunun ihtaren bildirildiğini, bu ihtarname ile takas/mahsup talebinin davacıya ulaştığını, artık davacının alacak talebinde bulunamayacağını, davalının temerrüde düşürülmediğini savunarak takas def'inin dikkate alınıp davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden, 2015 yılı Haziran ayı hizmet bedeline yönelik olarak başlatılan takibe itirazın iptali davasında, dosyaya ibraz edilen defter ve belgeler ile bunlara dayanılarak alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 129.685,83 TL asıl alacağının olduğunun tespit edildiği, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda birleşen 2015/1594 E. sayılı dava dosyası yönünden cezai şart alacağına ilişkin davanın reddine karar verildiğinden davalının takas mahsup talebinin değerlendirilemeyeceği, davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığı, birleşen dava yönünden ise, taraflar arasındaki sözleşme gereği taşıma bedellerine ait faturaların, fatura tarihini takip eden ayın sonunda taşımacıya ödeneceği, dosyaya ibraz edilen defter ve belgeler ile bunlara dayanılarak alınan bilirkişi raporunda, takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalıdan 271.258,83 TL asıl alacağının olduğunun tespit edildiği, ayrıca Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davalı tarafından takas mahsup talebine konu edilen cezai şart alacağına ilişkin davanın reddedilmiş olması karşısında Mahkemece davalının takas/mahsup talebinin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne, asıl ve birleşen davalara konu takiplerin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkâr tazminatlarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, davacının davalıya sunduğu servis hizmetine dayalı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemlerine ilişkin olup; uyuşmazlık ise davalının takip konusu alacağa karşılık, sözleşmeye göre davacıdan talep ettiği cezai şart alacağının takas/mahsup defi olarak ileri sürüp süremeyeceği, borcun sona erip ermediği noktalarında toplanmaktadır.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Asıl dava yönünden; Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, HMK'nın 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-b hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 129.675,83 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238,730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2.Birleşen dava yönünden; yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.