"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/641 Esas, 2024/85 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/58 E., 2022/16 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, 1997 yılından beri ülkemiz içerisinde ruhsatlandırma, üretim, tanıtım, satış ve dağıtım haklarına ve ithal ruhsatına sahip olduğunu, "erdostein" etken maddeli orijinal ilacı tescilli ... markası ile ticarileştirdiğini, ilacın Türkiye'deki ruhsat sahibi olduğunu, Sandoz'un, davalılardan EİP Eczacıbaşı İlaç Pazarlama A.Ş. (EİP) ile 22.07.2010 tarihinde bir ortak pazarlama sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme kapsamında EİP'e, Sandoz'un ... markası altında piyasaya sürdüğü orijinal ilacı, ilacın piyasada jeneriği yokken, ortak pazarlama (co-marketing) ruhsatı alması sağlandığı ve ... markası altında, uzun yıllar pazarlama yetkisi verildiğini, davacının ruhsatı kendisine ait ERDOSTIN ürününü, ... markası altında satması için, EİP'e ortak pazarlama hakkı tanımış olduğunu, EİP'in de bu sözleşme kapsamında, kendi adına tescilli bulunan 2006 12845 sayılı ... markasını kullanma taahhüdünde bulunduğunu, sözleşmenin 1 Mart 2019'da sona erdiğini, Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği uyarınca ortak pazarlama ilişkisi bitince ilgili ilaç ruhsatının ya asıl ruhsat sahibine devredilebileceğini yada iptal edilebileceğini, ilgili yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca ruhsatı iptal edilen ürünlerin isimleri, ruhsat sahibinin bilgileri ve ruhsat numaraları ile birlikte Resmi Gazete'de ilan edileceğini, ancak Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan ve iptali istenen ruhsatlar listesinde ... markasının adını yer almadığını, ElP'in, Sandoz'dan habersiz olarak, rakibi firmaya ... markasını devredeceği duyumu üzerine ... ismi ile yapılacak herhangi bir beşeri tıbbi ürün başvurusuna veya mevcut ruhsatlı bir ürünün isminin ... olarak değiştirilmesine yönelik bir başvuruya bakanlığın onay verilmemesinin talep edildiğini, EİP'e 20 Aralık 2019 tarihli bir mektup göndermek suretiyle, ... markasının sözleşmenin sona ermesinden sonra EİP veya başka herhangi bir firma tarafından sözleşme amacından farkı bir amaçla kullanılmasının haksız rekabet yaratacağı belirtilerek, ... markasının davacıya devrini talep ettiklerini, aslında davacının bu markayı devralmasının gerekmediğini, zira ortak pazarlama ilişkisi gereği EİP'in, ortak pazarlama ürününe bağlı bu markayı artık kendisine veya başka bir rakibine hiçbir şekille kullandırmamasının gerektiğini, çünkü ortak pazarlama anlaşmaları uyarınca ilaç ürünlerinde kullanılan marka, ana ilaç ruhsatına sıkı sıkıya bağlı olduğundan, anlaşma sona erdiğinde bu markanın da işlevi kalmadığını, ancak davacının yıllardır iş birliği yaptığı EİP'in bu markadan haksız olarak hala menfaat elde etmeyi hedeflemesi karşısında, EİP'e güveni kalmadığı için, ileride olası benzeri bir ihtilafı önlemek amacıyla, ... markasının kendisine devredilmesini istediğini, EİP, basiretli bir tacir olarak sözleşme ile kendine tanınan hak uyarınca kullandığı ... markasını, sözleşme sona erdikten hemen sonra, bilhassa da sözleşmeye konu ürünün jeneriği üzerinde kendisi yada rakip bir firma tarafından kullanılmaması gerektiğini bildiği halde- dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde ve marka hakkını kötüye kullanarak, yüksek bir bedel karşılığında davacının rakibi Abdi İbrahim ... A.Ş. 'ye devrettiğini, EİP'in bu eyleminin müvekkili aleyhine haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı Abdi İbrahim ... A.Ş'nin söz konusu jenerik ürünleri için aslında RESTORYN markası ile ruhsat almasına rağmen, o marka ile piyasaya çıkmamayı, ruhsata konu ilacın markasını ... markası ile değiştirerek piyasaya çıkmayı istediğini, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden ve bu sözleşmenin amacı/niteliği gereği, her ne kadar ...'e ait marka tescili kendisinde olsa da EİP'in bu markayı yalnızca sözleşmenin amacı ile sınırlı olacak şekilde kullanabileceğini, ortak pazarlama ilişkilerinde ilaçlar üzerinde kullanılan markaların tıpkı ilaç-ruhsat arasındaki sıkı ilişki gibi üzerinde kullanıldıkları ilaç ile et ve tırnak gibi bağlı olduğundan, sözleşme boyunca orjinal ilaçta Sandoz'un ERDOSTIN ilacı ile birlikte piyasada var olan ve orijinal ilaç üzerinde tanınan ve belli bir pazar payına erişen ... markasının, sözleşmenin sona ermesinden sonra rakip bir firma tarafından özellikle aynı ilacın jeneriğinde kullanılması durumunda, rakip firmanın aslında kendisine ait olmayan, tam tersi Sandoz tarafından daha önce yaratılan piyasa payına haksız şekilde konması sonucunun ortaya çıkacağını, sözleşmenin 11.1 maddesinde tarafların izni olmadan devir yapılmasının yasaklandığını, Abdi İbrahim'in RESTORYN markasını ... markası ile değiştirerek piyasaya girmeyi planlaması, "orijinal ilaç üzerinde, ... markası ile yaratılmış pazar payına" doğrudan, hiçbir caba sarf etmeden sahip olmayı amaçladığını gösterdiğini, piyasada Sandoz'a ait ... markalı orijinal ilacın, ortak pazarlama ilişkisi sona eren EİP tarafından ... markalı ilaçla birlikte bulunmasının yanında bir de Abdi İbrahim tarafından ... markalı jenerik ilacın piyasaya giriş yapması, tüketiciler nezdinde markaların kaynağına dair çok büyük karışıklıklar yaratacağını, ... markasının Abdi İbrahim'e devri işleminin tamamen kötüniyetli bir işlem olduğunu ve bu marka üzerindeki tescilin de kötüniyetli hale geldiğini, Sandoz, ... markasının tescil sahibi değilse de sunulan hukuki mütaala da dikkate alınarak sözleşme sona erdiğinden, bu markanın gerek EİP tarafından bizzat kullanılması gerekse de markanın devredilmesine bağlı olarak üçüncü kişilerce kullanılmasına imkan bulunmadığını belirterek davalıların eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 2006 12845 sayılı ... markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı EIP Eczacıbaşı vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı Abdi İbrahim ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilaç patentlerinin sınırlı koruma süresi dikkate alındığında bu tür ortak pazarlama sözleşmeleri ile ilacın patent koruma süresi içerisinde olabildiğince fazla satışının amaçlandığı, davacının da bu kapsamda ilacın patent koruma süresi dolmadan, jenerik ürünler çıkmadan ERDOSTEİN etkin maddeli ruhsatlı ilacının pazarlamak için davalı ile anlaştığı, taraflar arasındaki sözleşmelerde davalının ilaç üzerinde kullanacağı tescilli markası olan ... markasının işbu sözleşmeye veya ERDOSTEİN etken maddesine özgülendiğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, sözleşmenin sona ermesinden sonra davalı markasının davacıya devrine veya hiçbir şekilde kullanılmayacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, her iki tarafın da kendi markaları ile birbirinden bağımsız şekilde ilacın pazarlamasını yürüttüğü, dolayısıyla her bir markanın kendi pazar payını kendi emeği ve faaliyeti ile oluşturduğu, zira sözleşmenin 4.2. maddesinde; taraflar bu sözleşme kapsamındaki tüm satış, pazarlama ve tanıtım faaliyetlerini birbirlerinden bağımsız olarak kendi satış ve pazarlama ekipleri ile gerçekleştireceklerdir şeklinde bağımsız satış ve pazarlamanın öngörüldüğü, her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin 11/1. maddesindeki; “Tarafların hiçbiri, bu Sözleşme'den doğan hak, menfaat, edim ve yükümlülüklerini diğer tarafın iznini ve onayını almadan herhangi bir üçüncü gerçek veya tüzel kişiye devredemez ve temlik edemez” hükmü doğrultusunda davalı markasının başkasına devrinin mümkün olmadığı iddia edilmekte ise de sözleşme hükmünden de açıkça görüleceği üzere bu hükmün sözleşmenin sona ermediği ve devam ettiği sürece ilişkin yükümlülük getirdiği, tarafların fesih sonrasında bir protokol düzenledikleri, bu protokolde de davalı markasının kullanılmayacağına ilişkin bir hükme yer vermedikleri, basiretli tacir ilkesinden dahi hareket edildiğinde davacının bu yönde ileri sürdüğü iddialarının sözleşme hükümlerine göre dinlenemeyecek nitelikte olduğu, tarafların bu yönde bir iradeleri olsaydı sözleşmeye açıkça yazmalarının gerektiği, davalı tarafça davacıya gönderilen 26.07.2019 tarihli e-posta ile ... markasının devir alınması ile ilgili herhangi bir taleplerinin olup olmadığının sorulduğu, davacının 31.07.2019 tarihli cevabında marka üzerinde herhangi bir taleplerinin olmadıklarını bildirdikleri, davalı adına kayıtlı ... markasının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden önce 2006 yılından beri davalı ... adına tescilli olması ve sözleşmede açıkça bu markanın ürüne veya sözleşmesel ilişkiye özgülenmesine ilişkin hüküm bulunmaması dikkate alındığında davalılar arasında ... markasının devri ve davalının ... markası ile ERDOSTEİN etken maddeli ilaç pazarlamasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı TTK) 54. vd hükümleri doğrultusunda haksız rekabet yaratamayacağı hususunun sabit olduğu, bunun aksinin sunulu delillere göre davacı tarafca ispat edilemediği, keza davacı haksız rekabet iddiasını davalı ...'nin pazar payını arttırması nedeniyle emek ilkesine dayandırmış ise de taraflar arasındaki ortak pazarlama sözleşmesinde “ortak” olan hususların aynı etken maddeli ilaç olduğu ancak bunun dışında bu ilacın taraflarca kendi ayrı markaları ile kendi ayrı satış ve pazarlama ağları ile kendi pazarlarında piyasaya sürülmesinin birbirlerinden bağımsız yürütüldüğü dolayısıyla emek ilkesinin doğrultusunda haksız rekabet yarattığı sonucuna ulaşılmasının imkansız olduğu, öte yandan, davalıların ayrı ayrı, ilaç ruhsatları üzerindeki isim değişikliği işlemleri için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na başvurup bu işlemler için izin talebinde bulundukları, davalı Abdi İbrahim'in mevcut “RESTORYN ürün isminin “... olarak değiştirilmesine yazılı olarak izin aldığı da dikkate alındığında piyasada ilaçların alıcı grubunun dikkat seviyesi en üst düzeyde bilinçli kullanıcı olan eczacılar ve doktorlar olması nedeniyle iltibas yaratmayacağı hususu da bilirkişi heyeti içinde yer alan doktor bilirkişi görüşü ile de anlaşıldığı, somut olayda kötüniyet iddiasının incelenirken 6102 sayılı TTK'nın 18/3 hükmü anlamında basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranılıp davranılmadığı da göz önüne alınması gerektiği, davaya konu uyuşmazlıkta ise davacı ile davalı ... arasındaki Ortak Pazarlama sözleşmesinde açıkça bu markanın ürüne veya sözleşmesel ilişkiye özgülenmesine ilişkin hüküm bulunmaması, sözleşme sona erdikten sonra markanın başkasına devredilemeyeceğine ilişkin bir hükmün bulunmaması, ortak pazarlama sözleşmesinin markasal açıdan birlikte var olma sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği, birlikte var olma sözleşmesinde aynı ya da benzer markaların birlikte olması halinin söz konusu olduğu, oysa taraflar arasındaki ortak pazarlama sözleşmesinde davacı ve davalı ...'nin açık iradesinin tarafların kendi ayrı markaları ile aynı etken maddeli ilacı satmaları olduğu dikkate alındığında davalılar arasında ... markasının devri ve davalının ... markası ile ERDOSTEİN etken maddeli ilaç pazarlamasının 6102 sayılı TTK 54 vd. hükümleri doğrultusunda haksız rekabet yaratamayacağı, ayrıca yüksek yargı içtihatlarında kötüniyetin marka tescil başvurusu sırasında ve tescil anında mevcut olması gerektiği, davaya konu uyuşmazlıkta ise hükümsüzlüğü talep edilen ... markasının davacı ile davalı ... arasında sözleşme imzalanmadan çok daha önce 2006 yılında tescil edildiği dolayısıyla henüz davacı ile sözleşme imzalanmadan tescil olunan bir marka için kötüniyete dayalı hükümsüzlük istenilmesinin yerinde olmadığı, markanın davalı Abdi İbrahim'e devrinin tescili hükümsüz hale getirdiği iddiasının ise 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 25. maddesinde belirtilen hükümsüzlük sebepleri içerisinde bulunmadığı zira davalı Abdi İbrahim, EİP’ adına 2006 yılında usulen tescil edilmiş markayı hukuka uygun bir şekilde devraldığı, EİP de kendi gayret ve çabalarıyla tanıttığı, satış-pazarlama ağını seferber ederek müşteri çevresine kabul ettirdiği ... markasını hukuka uygun bir şekilde devrettiği, davalının marka devrinin iyiniyetli olduğu, dolayısıyla anılan Yasa hükmünde tanımlanan hükümsüzlük sebeplerinin hiçbirinin somut uyuşmazlıkta gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
05.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.