"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/369 Esas, 2024/22 Karar
HÜKÜM : Davacı ... hakkında açılan davanın usulden reddine, davacı ... hakkında açılan davanın esastan reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit/ istirdat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı ... hakkında açılan davanın usulden reddine, davacı ... hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı banka ile dava dışı ... Tarım Gıda Paz. Ltd. Şti. arasında düzenlenen tarımsal kredi sözleşmesi ile genel kredi sözleşmesinin davacılar tarafından kefil olarak imzalandığını, davalının davacılar hakkında Çorum 2. İcra Müdürlüğü 2016/5571 E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi ve Çorum 4. İcra Müdürlüğünün 2016/5579 E. sayılı dosyasında ilamsız takip başlattığını, kredi sözleşmelerinin davacılar yönünden geçersiz olduğunu ileri sürerek davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitini, bu talebin kabul görmemesi halinde davacı ...'ın ve Yusuf'un 06.08.2014 tarihli sözleşme gereği talep edilen kısım kadar borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davacılar vekili 05.12.2017 tarihli dilekçesi ile menfi tespit davasını istirdata dönüştürerek 23.11.2017 tarihinde icra müdürlüğüne ödenen 490.783,36 TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların ilamsız takibe yaptıkları itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını, menfi tespit davası açmakta davacıların hukuki yararları bulunmadığını, sözleşmelerin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, menfi tespit davasının, itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle genel haciz yolu ile icra takibine ilişkin dosya borcu yönünden her iki davacının da dava açmakta hukuki yararları bulunmamakla birlikte, menfi tespit davasına konu diğer icra dosyası olan Çorum 2. İcra Müdürlüğünün 2016/5571 E. sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu borç, itirazın iptali davasına konu olmadığından, icra dosyası borçlusu davacı ...’ın 2. İcra Müdürlüğünün 2016/5571 E. sayılı dosyası yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, dosyanın bankacı bilirkişiye tevdii edildiği, sunulan bilirkişi raporunda borcun dayanağını oluşturan sözleşmelerin, eklerinin geçerlilik taşıdığı, icra takibi sırasında icra vasıtası ile ödendiği anlaşılan 490.783,36 TL'den müşterek borçlu müteselsil kefil ...'ın sorumlu olduğu, 23.11.2017 tarihi itibariyle ödenmesi gereken borç tutarının 495.291,41 TL miktarında hesaplandığı, yapılan hesaplamaya göre davacılar tarafından herhangi bir fazla ödeme söz konusu olmadığı hususlarının mütalaa edildiği, genel kredi sözleşmesinde davacı ...'ın imzasının olmadığı, borcun ... tarafından ödendiği, hem kendisinin hem de diğer kefil ...'ın alacaklı bankaya olan kefalet sorumluluklarının sona erdiği gerekçesiyle davacı ... hakkında açılan davanın usulden reddine, davacı ... hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin davacı ... yönünden tüm, davacı ... yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar, davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitini istemiş, yargılama sırasında yapılan ödeme nedeniyle istirdat talep etmişlerdir. Davalı banka, dava dışı şirkete genel tarımsal kredi sözleşmesine dayalı olarak sübvansiyonlu ziraat düşük faizli tarımsal kredi kullandırıldığını, bu nedenle davacı kefillerin eşlerinin onaylarına gerek bulunmadığını savunmuş, dosyaya 31.05.2013 tarihli genel tarımsal krediler sözleşmesi ve 06.08.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi sunmuştur. Genel kredi sözleşmesinin 4. maddesinde “bu sözleşmenin 1. maddesinde limiti belirlenen kredilerde, kredi kullandırım talep formunda taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça bankanın aynı tür krediler ve hesaplar için cari olan kredi faiz oranının akdi faiz olarak uygulanacağı, akdi faiz oranının bankanın T.C. Merkez Bankası'na bildirdiği ve kredi türlerine göre farklılaşan azami kredi faiz oranlarını geçemeyeceği, müşterinin kredinin anapara, faiz, dönem faizi, taksit, komisyon, masraf, kur farkı, ücret, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri vb.leri ödemede gecikmesi halinde, gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin akdi faiz oranına azami %50'si oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edileceği, ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise gecikme faizinin cari faiz oranına azami %50’si oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edileceği, müşterinin temerrüde düşmesi halinde temerrüt faizi uygulanacağı, temerrüt faizinin akdi faiz oranına azami %100'ü oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edileceği, ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise temerrüt faizinin cari faiz oranına azami %100'ü oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edileceği” düzenlenmiştir.
Genel tarımsal krediler sözleşmesinin 6 ncı maddesi ise “İşbu sözleşmeye istinaden açılan kredilere, tahsil ve tasfiye edilinceye kadar yetkili merciler tarafından azami hadler belirlendiği takdirde bu hadleri geçmemek kaydıyla banka tarafından belirlenen oranlarda faiz, komisyon, fon kesintisi ile vergiler dahil her türlü masraf uygulanır. Banka, faiz ve komisyon oranlarını günün koşullarına göre belirlemeye yetkilidir. Bu sözleşme kapsamında kullandırılacak kredilerde, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, bankanın aynı tür krediler ve hesaplar için cari olan kredi faiz oranı akdi faiz olarak uygulanır. Müşteriye, kredinin anapara, faiz, dönem faizi, taksit ve masrafların ödenmesinde gecikmesi halinde gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi akdi faiz oranına %..... oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir. Ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise gecikme faizi hesaplamasında cari faiz oranı esas alınır. Müşterinin temerrüde düşmesi halinde temerrüt faizi uygulanır. Temerrüt faizi akdi faiz oranına %..... oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir. Ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise temerrüt faizi hesaplamasında cari faiz oranı esas alınır.” şeklinde düzenlenmiş olup ilave edilecek oran kısımları boş bırakılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 04.06.2013 tarihinde yatırım kredisi, 06.08.2014 tarihinde işletme kredisi kullandırıldığı belirtilip genel kredi sözleşmesinin 4.c maddesi dikkate alınarak cari faiz oranının %100 fazlası olan %36 oranında temerrüt faizi uygulanabileceği kanısına ulaşılmıştır. Dava konusu kredi ilişkisinde uygulanacak faiz oranlarının belirlenebilmesi için dava dışı şirkete hangi sözleşme kapsamında kredi kullandırıldığının tespiti gerekir. Bu bakımdan mahkemece banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması için yetki verilmesi suretiyle yeni bir bilirkişi raporu alınıp kullandırılan kredilerin türünün ve uygulanacak akti faiz, gecikme faizi, temerrüt faizi oranlarının belirlenmesi, buna göre yapılacak hesaplama sonucu bankaya fazla bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davacı ... yönünden tüm, davacı ... yönünden diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davacılar vekilinin davacı ... yönünden temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.