"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1015 Esas, 2024/101 Karar HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/27 E., 2020/799 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin %30 payının müvekkiline, kalanın diğer ortağa ait olduğunu, 20.11.2017 tarihinde şirketin genel kurul toplantısı yapılacağının ve bu toplantıda şirketin 100.000,00 TL olan sermayesinin 3.000.000,00 TL'ye çıkarılacağının 03.11.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiğini, genel kurul toplantısına zorunlu olarak katılan müvekkilinin söz konusu evrakları şerh düşerek imzaladığını, sahte imzalarla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, genel kurul toplantısında görüşülen sermaye artırımına ilişkin olarak müvekkilinin %30’luk hissesine tekabül eden miktara ilişkin herhangi bir ihtarname çekilmeden davalı tarafın şirket sermayesini 3.000.000,00 TL'ye artırdığını ve kendi payını usulsüz olarak %70 iken %99'a çıkardığını, hukuka aykırı ve yok hükmündeki bu işlemi tescil ettirdiğini, söz konusu evrak ve karar defterlerinin aslının müvekkiline verilmediğini ileri sürerek 20.11.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline, kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, davacının şirket hisselerini 07.11.2018 tarihinde ... isimli kişiye devrettiğini beyan ettiğini, bu nedenle aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, toplantı çağrısının davacının adresine iadeli taahhütlü olarak tebliğe çıkarıldığını, davacının tebligatı almadığını, daha sonra toplantı kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 03.11.2017 tarihinde ilan edildiğini, genel kurula davacı taraf adına vekaleten ...’ın katıldığını,adı geçenin genel kurul toplantı tutanağına sermaye artırımına itiraz ederek şerh düştüğünü, daha sonra bundan vazgeçerek sermaye artırımını onayladığını ve tutanağı itiraz etmeden ve şerh düşmeden imzaladığını, davacı ve vekilinin sermaye artırımını kabul ettiğini, karar tutanağına şerh düşülmediğini, yapılan genel kurulun ve alınan kararın hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 3 aylık sürede açıldığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 595. maddesi gereğince devrin onaylanmaması nedeniyle itirazın yerinde olmadığı, davacı vekilinin 25.10.2018 tarihli açıklama dilekçesi de dikkate alındığında sahtelik iddiasına dayanmadığı, bilirkişi raporunda, muhalefet şerhinin verilmediği belirtilmiş ise de tek sayfalık genel kurul toplantı tutanağında sermayenin artırılmasına itiraz edildiği, şerh içeriği dikkate alındığında ve sermayenin artırılmasına ilişkin ikinci kararda olumlu oy kullanan pay oranı yazılmadığı, genel kurul kararının ekindeki tadil metninde cümle bütünlüğü olmaksızın oy birliği yazsa da bu tadil metninin yönetim kurulu kararı niteliğinde olduğu, yönetim kurulu kararının üye adına vekaleten katılım sağlanarak alınamayacağı, usulüne uygun yönetim kurulu kararı alındığı kabul edilse bile genel kurul tutanağındaki muhalefetin geçerliliğine etkisinin bulunmadığı, iptal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın davalı şirket açısından kabulü ile 20.11.2017 tarihli genel kurul kararının iptaline, davalı ... açısından davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile esas sermaye payının devrine şirketçe onay verilmediği gibi devre onay için şirkete müracaat edildiğine dair bir delil de ibraz edilmediği, hisse devri şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceğinden davacının ortak sıfatının devam ettiği, dolayısıyla bu davayı açmak için aktif husumete sahip olduğu, toplantı tutanağında sermaye artırımına ilişkin tadil metninin kabulü kararının, 6102 sayılı TTK’nın 422. maddesine aykırı olarak, oyların ne kadarıyla alındığına, davacı adına olumsuz ya da olumlu oy kullanıp kullanmadığına dair bir açıklık bulunmadığı, diğer yandan davacı tarafından genel kurul toplantısından önce diğer ortağa noter vasıtasıyla gönderilen ihtarnamede sermaye artırımı ile ilgili oyunun olumsuz olacağının açıkça belirtilmiş olduğu, genel kurul toplantı tutanağında davacıya vekaleten "şerhimdir. Sermayenin artırılmasına itiraz ediyorum" şeklinde muhalefet şerhi de bulunduğu dikkate alındığında davacının toplantıda olumsuz oy kullandığının kabulü gerektiği, 6102 sayılı TTK'nın 591. maddesinde, şirket sözleşmesinde veya artırma kararında aksi öngörülmemişse, her ortağın esas sermaye payı oranında, esas sermayenin artırılmasına katılmak hakkını haiz olduğu, genel kurulun sermaye artırımına ilişkin kararıyla, ortakların yeni payları almaya ilişkin rüçhan hakkının, ancak haklı sebeplerin varlığında ve aynı Kanun'un 621/1-(e) hükmünde öngörülen nisapla sınırlandırılabileceği veya kaldırılabileceği, davaya konu olağanüstü genel kurul kararında ise davacıya rüçhan hakkının usulüne uygun bir şekilde kullandırılmadığı ve davacının % 30 hissesinin sermaye artırımından sonra % 1'e düştüğü, bu durumda rüçhan haklarını kullanmasının kanuna aykırı olarak sınırlandırıldığı, davet prosedürünün usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmediği ve tüm bu hususlar göz önüne alındığında alınan sermaye artırım kararının geçersiz olduğu, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince sermaye artırım kararının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı şirketin 20.11.2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararının iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı Şirkete yükletilmesine, 06.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.