Logo

11. Hukuk Dairesi2024/228 E. 2025/1098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı hakem kararının tenfizi istemine konu tahkim anlaşmasının davalı şirket tarafından akdedildiğinin kabul edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tahkim anlaşmasını imzalayan kişilerin davalı şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, davalı şirketin de bu yetkisiz temsili benimsediğine dair yeterli delil sunulmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin yabancı hakem kararının tenfiz talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1093 Esas, 2023/1166 Karar

HÜKÜM :Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2021/211 E., 2022/227 K.

Bölge Adliye mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 18.02.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat İpek Kaleli ile davalı vekili Avukat Deniz Baykal dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 26.03.2014 tarihli satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin “Uygulanacak Hukuk ve Tahkim” başlıklı X numaralı maddesinde sözleşmenin İsviçre Hukuku’na tabi olduğu ve sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın Paris’te, Milletlerarası Ticaret Odası (“ICC”) kurallarına uygun olarak tahkim yolu ile çözüleceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini, bu nedenle tahkim prosedürü başlatıldığını, tarafların mutabakatı ile atanan hakem tarafından 22.01.2016 tarihinde nihai karar verildiğini, bu kararın tebliğ edilip yasal süresinde temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleştiğini ileri sürerek nihai Hakem Kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; hakem sözleşmesinin dayandığı satım sözleşmesinde yer alan tahkim anlaşmasının müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmayan kişiler tarafından imzalandığını, bu nedenle tahkim anlaşmasının varlığından söz edilemeyeceğini, hakem kararının New York Konvansiyonu’nun V. maddesi uyarınca Türkiye'de tenfiz edilebilir bir karar olmadığını, sözleşmeyi imzalayan ... ve ...'in müvekkili şirketin değil, KÇS Kahramanmaraş Çimento A.Ş.'nin çalışanları olduğunu, müvekkili şirket tarafından bu kişilere verilmiş bir vekalet olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafın tahkim iradesini gösterdiğine ilişkin New York Sözleşmesinin II/2. maddesi kapsamında tahkim şartını kabul ettiğine dair herhangi bir irade açıklamasında bulunduğunu gösteren dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, tarafların tahkim sözleşmesi konusunda birbirine uygun irade beyanında bulunduklarının kabul edilemeyeceğici, Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi’nin II. maddesinde “yazılı şekil” koşulunun öngörülmesinin temel nedenlerinden birisinin tarafların gerçek iradelerinin somut olarak belirlenmesi ve güvenli şekilde delillendirilmesi olduğu, bu şekilde olası ihtilaflarda tarafların hukuki güvenliklerinin sağlanmasının amaçlandığı gözetildiğinde dava dışı ... ve ...’in imzası bulunan tahkim şartı içerir sözleşmeyi davalı şirketin kabullendiğine dair bir çıkarımda bulunmanın mümkün olmayacağı, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesinin mevcut olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirket adına satım ve tahkim anlaşmasına imza atan dava dışı ... ile ...'in davalıyı temsilen imza attığının anlaşılamadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi anlamında davalı şirketin bu kişilerin tahkim ve satım anlaşmasındaki yetkisiz temsilini zımnen ve eylemli olarak benimsediğinin ispatlanamadığı, bu kişilerin şirket adına anılan tahkim anlaşması kapsamındaki işlemlerinin benimsendiğinin de anlaşılamadığı, bu kişilerin davalı adına konuşma yapması ya da konferanslara katılmasının özel yetki gerektiren tahkim anlaşmasındaki yetkisiz imzasının benimsendiğini ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, dava dışı ... ile ...'in sözleşme tarihinde davalı Şirketin yetkilisi olmadıkları gibi Şirket adına ticari mümessil gibi hareket ettiklerine dair de dosya kapsamında yeterli delil bulunmamasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.