Logo

11. Hukuk Dairesi2024/242 E. 2024/8449 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı bankalarca hazırlanan niyet mektubuna dayalı olarak davacı şirketlerin tazminat taleplerinin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Niyet mektubunun bağlayıcı bir sözleşme niteliği taşımadığı, davalı bankaları borç altına sokmadığı ve davacı şirketlerin zararlarını tazmin edecek hukuki bir sorumluluk doğurmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1188 Esas, 2023/1797 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/641 E., 2022/359 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacı şirketlerin konkordato talebinde bulunduğunu, bu talebin mahkemenin 2018/884 E. sayılı dosyada kabul edildiğini, davacı şirketler hakkında 08.05.2019 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiğini, davacı şirketlerden alacaklı olan bankaların davacı şirketlerin konkordato talebinden feragat edip mühlet hükümlerinden çıkması koşuluyla tüm alacaklarını yapılandıracaklarını beyan ve kabul ettiklerini, davacı şirketlerin konkordatodan çıkmalarına rağmen davalı bankaların niyet mektubuna uygun davranmadıklarını, niyet mektubuna uygun bir yapılandırma protokolü hazırlayıp yürürlüğe koymaları gerekmesine rağmen davalıların bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, davacıların müspet ve menfi zararlarının tazmini maksadıyla belirsiz alacak davasının açılması zorunluluğunun doğduğunu beyanla davanın kabulü ile şimdilik 510.000,00 TL'nin ihtar tarihi olan 28.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 23.02.2021 tarihli dilekçesinde ise sözleşmenin yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak müvekkili şirketin uğradığı müspet zararların hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; somut olayda tazminatın şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın terditli olarak ya da kamülatif dava yığılması şeklinde dava ikame etmediği de düşünülür ise hem müspet hem de menfi zararların birlikte tahsil edilmesini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, niyet mektubunun niteliği gereği bağlayıcılığının bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı ... Bankası vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketlerin ticari durumlarının iddia edildiği gibi niyet mektubu sonrasında bozulduğu ve zarara uğradıklarının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketlerin yasal takibe intikali öncesi ve sonrasında bugüne kadar yapılandırma konusunda üstüne düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, niyet mektubundan kaynaklanan tazminat talep edilebilmesi için hukuka aykırı işlem, zarar, illiyet bağı ve kusurun hatta zarar verme kastının ispatlanması gerektiğini beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının niyet mektubunda imzasının dahi bulunmadığını, müvekkili banka tarafından niyet mektubu aşamasında ve daha sonra yapılandırma planları oluşturulduğu ve davacı yana teklif edildiğini, davacı tarafça kabul edilmediğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4.Davalı ... vekili beyan dilekçesiyle; tazminat şartlarının müvekkili banka açısından oluşmadığını, hem müspet hem menfi zararın tazmininin mümkün olmadığını, niyet mektubunun bağlayıcılığının bulunmadığını, bu nedenle davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, davacı şirket yetkilisinin talebi üzerine yapılan hesaplama neticesi tespit edilen bütün kredi borcunun ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davanın dayanağını oluşturan niyet mektubunun ancak Culpa In Contrahendo sorumluluğunu doğurabileceği, davacı tarafın konkordato talebinden feragat etmesiyle işbu davada talep ettiği tazminat alacağı yönünden sorumluluğun şartlarını oluşturan unsurların her bir banka yönünden ve tamamen gerçekleşmediği, özellikle zarar ile eylem arasında illiyet bağının kurulamadığı ve tazminat şartları oluşmadığı gibi oluşması halinde dahi ancak menfi zararların talep edilebileceği, oysa bu dosya kapsamında müspet zararların talep edildiği anlaşılmakla davanın her bir banka yönünden aynı hukuki gerekçeyle reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; uyuşmazlık konusu davalı bankalarca tek taraflı olarak hazırlanan niyet mektubunun gelecekte birer yapılandırma sözleşmesi kurulması ihtimalinde bu sözleşmenin esas unsurlarını belirlemeye yönelik ve bağlayıcılığı olmayan bir niyet açıklaması niteliğinde bulunmasına, taraflar arasında davalı bankaları davacı şirketlere karşı borç altına sokan bir sözleşmenin bulunmamasına, davalı bankaların sorumluluğunu gerektirecek tazminat şartlarının somut olay yönünden oluşmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, niyet mektubuna dayalı tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 28.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.