"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2023/600 Esas, 2023/929 Karar
HÜKÜM :Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı ... İnşaat Tic. ve San. Ltd. Şti. ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerine istinaden adı geçen şirkete krediler kullandırıldığını, davalılardan ...'in de söz konusu kredi genel sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını ve diğer davalıların da ... kefil ... ...'in mirasçıları olmaları sebebi ile asıl borçlu gibi anapara ve ferilerden sorumlu olduklarını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davalılardan ... hakkında Kayseri 5. İcra Dairesinin 2018/13542 E. ve diğer davalılar hakkında da Kayseri 5. İcra Dairesinin 2019/413 E. sayılı dosyaları ile başlatılan icra takiplerinin davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptali ile takiplerin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davalıların murisinin kefaletinin olduğu 05.01.2012 tarihli kredi sözleşmesinden dolayı borçları bulunmadığını, zira dava dışı şirketin, murisin 06.10.2012 tarihinde vefatından sonra da kredi sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını, borcun sebebinin hangi krediden kaynaklandığının tespit edilmesi gerektiğini, davalılar murisinin ölümünden 7 yıl sonra icra takibi başlatılmasında davacının basiretli tacir gibi davranmayıp kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, icra takip dosyasına vaki itirazından vazgeçen davalı ... tarafından dava ve takibe konu borç ödendiğinden diğer davalılar yönünden de eldeki davanın konusuz kaldığı, bu hususun duruşmaya katılan taraf vekillerince açıkça beyan edilmiş olup, ilgili tarafların kabulünde olduğu, davacının, ... yönünden vekâlet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, diğer davalılar yönünden, davalıların murisi ... ...'in 06.10.2012 vefat tarihinden önce 05.01.2012 tarihli kredi genel sözleşmesine müteselsil kefil olduğu, davacı banka tarafından kredi asıl borçlusu dava dışı şirkete 10.01.2012 tarihinde borçlu cari hesap ticari hesap kredisi kullandırıldığı, bu kredinin asıl borçlu şirket tarafından ödenmediği, bu kredi borcu ile başkaca kullandırılan kredi borçlarına ilişkin 29.12.2016 tarihinde taksitli ticari kredi olarak ilk yapılandırmanın, 31.01.2018 tarihinde ise yine taksitli ticari kredi olarak ikinci yapılandırmanın gerçekleştirildiği, davacı vekilinin de 31.01.2018 tarihli sözleşmeden bahsederken borcun yapılandırıldığını açıkça beyan ettiği ve bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiği, kural olarak aynı borç için ikinci bir genel kredi sözleşmesinin imzalanmış olması, ilk sözleşmeyi hükümsüz kılmasa da 31.01.2018 tarihli sözleşmenin yapılandırma sözleşmesi olması, bu kuralın istisnasını teşkil ettiği, yapılandırmanın (tecdit), borcu sona erdiren sebeplerden sayılacağı ve işbu yapılandırma tarihlerinin davalılar ..., ... ve ... murisi ... ...'in 06.10.2012 vefat tarihinden sonra olduğu ve bu yapılandırmada borçlu cari hesap kredisinin türünün değiştirilerek taksitli ticari krediye dönüştürüldüğü, bu nedenle de davalı mirasçıların dava konusu icra takibinde talep edilen kredi borçları yönünden sorumluluklarının bulunmadığı, davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı ... hakkındaki icra inkar tazminatı talebinden vazgeçmiş olması nedeni ile bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalılar ..., ... ve ... hakkındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalılar ..., ... ve ...'nın kötüniyet tazminatı isteminin reddine, davalılar ..., ... ve ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, ön inceleme duruşmasından sonra davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak hesap ve taktir olunan 167.243,14 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ..., ... ve ...'e verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı kefalete dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 05.09.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.