Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2905 E. 2025/1782 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin yönetim kurulu kararlarının şirketin ve azınlık ortağının zararına olup olmadığı ve batıl sayılıp sayılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi'nin, davalı şirketin 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu kararının 1. maddesinin şirketin menfaatine aykırı olduğu ve azınlık ortağının haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle batıl olduğuna karar vermesi, diğer yönetim kurulu kararlarının ise batıl olmadığına hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1216 Esas, 2024/172 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/432 E., 2021/216 K.

BİRLEŞEN DAVA : Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin kurulduğu tarihten bu yana %25 ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin %64 hissesinin yönetim kurulu başkanı ...'ye, %10 hissesinin ise yönetim kurulu başkan yardımcısı ...'ye ait olduğunu, davalı şirketin 3 kişilik bir yönetim kurulunun bulunduğunu, yönetim kurulu başkanı ... ile başkan yardımcısı ...'ye ait dava dışı ... Turizm İnş. Paz. A.Ş.'nin işlerinin kötü gitmesi üzerine müvekkilinin de ortağı olduğu şirketten çeşitli zamanlarda bu şirkete toplam 26.347.352,48 TL borç verildiğini, borcun kısa sürede ödeneceğinin vaadedildiğini, ancak anılan şirketin 2018 yılında konkordato talep ettiğini ve böylece müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin borcunu tahsil etmesinin konkordato şartlarına bağlandığını, konkordato alacaklılar toplantısına esas olarak ve ortaklarının lehine olacak şekilde yardımcı olmak için müvekkilinin yönetim kurulu üyesi sıfatı ile alacakların konkordato projesindeki gibi ödenmesi konusunda 24.12.2019 tarihinde karar alarak olumlu oy kullandığını, davalı şirketin 10.02.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında ise firmaları adına ... Turizm İnş. Paz. A.Ş. tarafından düzenlenmiş olan bonoların şirket ortaklarının ... ve ...'a alacakları karşılığı cirolanarak bilançoda ortaklara borçlar kaleminin tasfiye edilmesine oy birliği ile karar verildiğini, ... Turizm İnş. Paz. A.Ş.'nin konkordato projesinin konkordato tasdikinden itibaren ilk 2 ay içerisinde alacaklılara 5.000,00 TL ödenmesinden sonra varsa asıl alacakların takip eden 48 ayda eşit taksitler halinde ödenmesine şeklinde 07.02.2020 tarihinde tasdik edildiğini, şirketin diğer iki yönetim kurulu üyesi tarafından müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında bir takım kararlar alınarak tüm ortakların onayı ile alınmış olan yönetim kurulu kararlarının ilga edildiğini, ortaklığın sermayesinin yok edildiğini, yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısının birlikte şirket kaşesi üzerine imzaları ile konkordato mahkemesinin karar tarihinden önce mahkemeye 27.12.2019 tarihinde davalı şirketin alacaklarının konkordatonun tasdikine uygun şekilde ödenecek tüm borçların ödenmesinden sonra talep edeceklerini taahhüt ettiğini, 03.02.2020 tarihli ... ve ... imzalı yazıyla davalı şirketin konkordato talep eden şirketten alacak tutarı olan 26.347.352,48 TL'nin konkordatonun tasdik edilmesi halinde 48 aydan sonraki 5 yıl içerisinde faizsiz, 1 bir yıl ödemesiz, takip eden 4 yılda aylık eşit taksitler halinde ödenmesine muvafakat edildiğinin mahkemeye bildirildiğini, bunun üzerine ihtarname keşide edilerek bu konuda dahil olmak üzere bir takım konuları görüşmek üzere yönetim kurulunun toplantıya çağrılmasının talep edildiğini, 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında ise borcun tahsili ile ilgili erteleme kararlarının şirketi zarara uğrattığını ve şirketin bankalara ve piyasaya davalı olduğu borçlarını ödemesi için dava dışı ... Turizm A.Ş.'nin borçlarını konkordato mahkemesi kararı çerçevesinde ödenmesi gerektiğini talep ettiklerini, ancak diğer iki yönetim kurulu üyesinin olumsuz oyu, müvekkilinin karşı oyuyla oy çokluğu ile reddedildiğini, anılan yönetim kurulu kararının şirketin menfaat sahipleri ve yetkili kurullarınca değerlendirilmediğini, yazıda belirtildiği şekilde feragat, vazgeçme, faizsiz erteleme kararı alınmadığını, konkordato talep eden şirketin 2 ortağı olan ... ve ... tarafından kararın imzalandığını, kar elde etmek amacıyla kurulmuş bir ticari şirketin bu kadar uzun dönemli ve faizsiz bir borç vermesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı TTK) ve muhasabe ilkelerine aykırı olduğunu, bu karar ile ... ve ...'nün şirketin mal varlığını kendilerine ait başka bir şirkete örtülü olarak aktarılmasını sağladıklarını, müvekkilinin kar payı ve gelir alacaklarını yok ettiklerini, böylece borç alan şirketin borçlarının, borcu ödeyecek şirketin ortaklarının tek başına, eski yönetim kurulu kararının aksine aldıkları kararla vadesinden 9 yıl sonraya borcu faizsiz olarak ertelediklerini, davalı şirket ve dolayısıyla müvekkilini zarara uğrattıklarını belirterek davalı şirketin 03.02.2020, 27.12.2019 tarihli yönetim kurulu kararları ile 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu kararının 1. maddesinin batıl olduğunun tespitine, mümkün olmaması halinde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde;asıl davada ileri sürelen iddiaları tekrar ederek, 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında davacının bütün taleplerinin kardeş olan diğer iki yönetim kurulu üyesinin olumsuz oyları ve davacının karşı oyları ile oy çokluğu ile reddedildiğini, davalı şirketin iki kardeş yönetim kurulu üyesinin 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında sözlü olarak bonoların vadelerini ötelediği gibi gelen tüm bonolarında kendi hakimiyetleri altındaki bir başka şirkete aktarılmasını sağladıklarını ifade ettiklerini, aktarma sebebi şartları ve miktarı gibi önemli bilgilerin davacıya verilmediğini, dava dışı ... Turizm İnş. Paz. A.Ş.'den bono ile tahsil edilmesinden sonra bonoların cirolanarak ortaklara borçlar kaleminin tasfiyesi için kullanılması gerekmekte iken bu bonoların şirkete hiç alınmadığını, alınmamasına rağmen düzmece ve gerçek dışı muhasebe kaydı yapılarak kendisine teslim edilmiş gibi gösterildiğinin anlaşıldığını, şirketin bazı önemli kaynaklarının açıklanmayan bir şekilde ortadan kaybolduğunu, yönetim kurulu başkanının kendisine ve ailesine ait şirketler ile yapılan işlemlerde ortaklar arası eşit işlem ilkesine aykırı menfaatler elde edildiğini belirterek davalı şirketin 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu kararının 2, 3, 4, 5, 7, 9 numaralı maddelerinin batıl olduğunun tespitine, mümkün olmaması halinde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davada davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; davacının 15.06.2011 ile 13.09.2019 tarihleri arasında şirketin yöneticiliğini yaptığını, 2012 yılından sonra 13.09.2019 tarihleri arasında genel müdürlüğü görevini yürüttüğünü, dava dışı ... Turizm İnş. Paz. A.Ş.'ye borç verme işleminin bizzat davacının genel müdürlüğü döneminde bilgisi, onayı ve imzası ile gerçekleştiğini, dava dışı ... Turizm İnş. Paz. A.Ş.'nin mevcut borçlarını ödeyerek faaliyetine devam edebilmek için 2018 yılında konkordato talep etmek zorunda kaldığını ve konkordato projesinin onaylandığını, iflas halinde borçlarını, dolayısıyla müvekkili şirkete olan borçlarını ödemesinin de mümkün olamayacağını, davacının davalı şirkete herhangi bir borç vermediğini, müvekkili şirket hesaplarına hiç bir zaman davacı tarafından nakit girişi yapılmadığını, ödenmemiş sermaye borcunu dahi ödemediğini, ortaklardan ... hesaplarından yapıldığını, davalı şirket hesaplarında mevcut nakit girişlerinin büyük kısmının ... Teknik İnş. A.Ş. tarafından yapıldığını, davalı şirketin kredi ödemelerinde yaşadığı sorunlar sonucunda hesaplarında bloke olması nedeniyle ... Teknik İnş. A.Ş. hesaplarından nakit çekilerek davalı şirket hesaplarına nakit olarak girişinin sağlandığını, ...'nün kendi alacak hesabının, davacının iddia ettiği kişisel kayıtlarının kat ve kat üzerinde olduğunu, esasen kimse için bir kayıp söz konusu olmadığını, sehven yanlış yapılan muhasebe kaydının gerçekte yapılan işleminin tam olarak yansıtacak şekilde düzeltilmesinden ibaret olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davada davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kar payı alma hakkının ortakların mali haklarından en önemlisi olduğu, işbu davada şirketteki alacağın bütün alacakların ödenmesinden sonraki 5 yılda ve de 1 yıl ödemesiz olarak kalan 4 yılda eşit taksitlerle ödenmesinin kabul edilmesinin davalı şirket açısından büyük miktarda faiz kaybına yol açacağı, mevcut ve ileride ödenecek borçlar açısından faiz yükü ile karşı karşıya geleceği, bu tasarrufun şirketin asıl amacı ile bağdaşmadığı ve şirket pay sahiplerini olumsuz etkileyeceği, 03.02.2020 tarihli taahhüt kapsamında bu işlemle bağlantılı 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 1 numaralı kararın batıl nitelikte olduğu, 03.02.2020 tarih ve 27.12.2019 tarihli işlemlerin şirket yetkilisi tarafından verilen taahhüt niteliğinde olduğu, karar niteliğinde olmadığı, mahkemece yasa çerçevesinde yönetim kurulu kararı veya genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti veya iptaline karar verilebileceği, taahhütname niteliğinde olmakla bu iki taahhütnameye yönelik batıl olduğunun tespitine ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, birleşen davada davalı şirketin 02.09.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 2, 3, 4, 5, 7 ve 9 numaralı kararların batıl olduğunun tespiti talebinde bulunulmuş olup, bu kararların müzakereye katılma yasağına girmemesi, ayrıca karar nisabı ve içerik olarak batıl bir yönünün olmadığı gerekçesiyle asıl davada davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 02.09.2020 tarihli yönetim kurulunun 1 numaralı kararına yönelik davanın kabulü ile bu kararın yoklukla batıl olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava konusu 03.02.2020 ve 27.12.2019 tarihli yazıların yönetim kurulu kararı niteliğinde olmadığı, taahhüt niteliğinde bulunduğu, birleşen dava konusu 02.09.2020 tarihli yönetim kurulunda alınan 2, 3, 4, 5, 7 ve 9 numaralı kararlara ilişkin 6102 sayılı TTK'nın 391. maddesindeki koşulların oluşmadığı, bu kararların müzakereye katılma yasağına girmediği, karar nisabı ve içerik olarak batıl bir yönünün bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, davalı şirketin 03.02.2020, 27.12.2019 tarihli yönetim kurulu kararları ile 02.09.2020 tarihli yönetim kurulunun 1. maddesi ile alınan kararın batıl olduğunun tespiti, aksi halde iptali, birleşen dava, davalı şirketin 02.09.2020 tarihli yönetim kurulunun 2, 3, 4, 5, 7 ve 9. maddeleri ile alınan kararın batıl olduğunun tespiti, aksi halde iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden taraflara ayrı ayrı yükletilmesine, 13.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.