Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2920 E. 2025/1348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Üç boyutlu şekil markası tescil başvurusunun SMK m.5/1-b, c, e bentlerine aykırılık nedeniyle reddedilmesi üzerine açılan marka tescil davasında, şekil markasının ayırt edicilik kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi'nin, dava konusu şekil markasının tescili talep edilen mallar için ayırt edici nitelik kazanmadığı yönündeki tespit ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1836 Esas, 2024/150 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/307 E., 2021/232 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ürünleri 1987 yılından bu yana Türkiye’de de satılmakta olup farklı modelleri ile Türkiye’nin en popüler sandalet/terlik markası haline geldiğini, "..." markasını taşıyan ortopedik terlik, sandalet ve ayakkabılar rahatlığının yanı sıra, önemli bir moda aksesuarı haline geldiğini, davacı ile özdeşleşen Gizeh modeline ilişkin üç boyutlu şekil markasının tescili için davalı Kurum'a yaptıkları başvurunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5. maddesinin birinci fıkrasının (b), (c), (e) bentleri uyarınca reddine karar verildiğini, oysa dava konusu şeklin müvekkili ile özdeşleştiğini, dava konusu başvurunun, ilişkin olduğu ürün grubu bakımından beklenmedik, alışılmadık bir şekle sahip, yani “ekstra” birtakım unsurlar içeren ve tüketici bakımından da bir kişiye ait olduğu anlaşılabilecek olan bir desen şekli olduğunu, müvekkilinin başvurusuna konu Gizeh modeli tüm unsurları ile birlikte incelendiğinde ayırt ediciliği oldukça yüksek ve müvekkili ile bütünleşmiş, müvekkilinin uzun yıllardır yoğun kullanımı ve tanınmışlığı sayesinde, ilk göründüğü anda doğrudan müvekkilini kaynak gösterecek derecede ayırt edici nitelik kazanmış nitelikte bir marka olduğunu ileri sürerek davaya konu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ile dava konusu başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının isabetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu şeklin tescili talep edilen mallar için ayırt edici niteliği haiz olmadığı, tescili talep edilen mallar için tanımlayıcı bulunduğu, mala asli değerini veren ve bir teknik neticeyi elde etmeye yönelik işaret olduğu, tescile konu mallarla ilgili olarak Türkiye’de kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmadığı, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, başvurunun reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun tescili işlemlerine devam edilmesi istemlerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.