Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2958 E. 2024/4690 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Resen terkin edilen şirketin üçüncü bir kişi tarafından açılan dava sonucu ihyası halinde tasfiye memuru atanması gerekip gerekmediği ve yargılama giderlerinin davalı sicil müdürlüğüne yükletilip yükletilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası uyarınca üçüncü kişiler tarafından açılan ihya davalarının ek tasfiye niteliğinde olduğu ve şirketin ihyasına karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanması gerektiği, ayrıca 7511 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme gereğince resen terkin işlemi nedeniyle davalı sicil müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/227 Esas, 2024/417 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/409 E., 2023/547 K.

Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/291 E. ve 2020/717 K. sayılı dosyası kapsamında müvekkilinin satın aldığı aracın gümrük müdürlüğü kararı ile mülkiyetinin kamuya geçirilmesi, 2 yıl sonra kendisine teslim edilmesi ve diğer olaylar nedeniyle uğradığı zararın tazmininin talep edildiğini, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, karara karşı yapılan istinaf başvurusunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2021/595 E., 2023/438 K. sayılı kararı ile "Davalı Anka Otomobil Tic. Ltd. Şti.'nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7 nci maddesi uyarınca resen terkin edildiği gerekçesiyle taraf teşkili tamamlanmak suretiyle işin esasının incelenmesi gerektiğine işaret edilerek ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiğini, kaldırma kararı sonrasında Mahkeemece şirketin ihyası için yetki ve süre verildiğini ileri sürerek 09.10.2015 tarihinde resen terkin olunan Anka Otomobil Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müdürlüğün 6102 sayılı Kanun'un 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34 maddesi çerçevesinde işlem yaptığını, resen terkin işleminin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi, Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5 inci maddesi, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20 nci maddeinin birinci fıkrası ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine, Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7 nci maddesi kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım olduğunu, aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Şirketin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı Sicil Müdürlüğünce 30.06.2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan yapıldığı; ancak şirket yetkilisine tebligat yapıldığına dair delil sunulmadığı, celbedilen sicil dosyası içerisinde de tebliğe ilişkin belge bulunmadığı, yapılan terkin işlemi, geçici 7 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki usule uygun olmadığından, geçici 7 nci maddenin 15 inci fıkrasında düzenlenen ve terkinden itibaren işlemeye başlayacağı öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin somut dava yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, Şirketin terkin sebebi gözönüne alındığında tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, davalı ... Sicil Müdürlüğü geçici 7 nci madde de öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi resen terkin ettiğinden işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu şirketin Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/140 E. sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen dosyasının görülmesi, Mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına ve davalı ... Sicil Müdürlüğü aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; terkin işleminin hukuka uygun olduğunu, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, şirkete ve temsilcisine terkin öncesi yapılan tebligatların usulsüzlüğünün davanın hak düşürücü süre içerisinde açılması durumunda incelenmesi gereken hususlar olduğunu, huzurdaki davanın dayanağını teşkil eden hususun 2016 yılında ikame edilen bir dava olmakla geçici 7 nci maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı bir husus bulunmadığını, Mahkemenin, "adreste tesbit edilememe/vergi kaydının terkin edilmesi" hususunun resen terkin sebebi olmadığı şeklindeki değerlendirmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası istenilen şirketin terkin sebebinin "adreste tesbit edilmeme" olduğu, başkaca münfesihlik sebebi ileri sürülmediği, Kanunda öngörülmeyen bir sebeple terkin yapıldığı, şirketin münfesih olmadığı anlaşılmakla şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı, kanunda öngörülmeyen bir nedenle terkin yapıldığından terkin işleminin hukuka uygun yapılmadığının kabulü ile davalı vekilinin terkin işleminin hukuka uygun yapıldığına yönelik istinaf nedeninin yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, şirket ihyası koşullarının bulunup bulunmadığı, şirkete tasfiye memuru atanması gerekip gerekmediği, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Dava, şirket ihyasına ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten anlaşılacağı üzere dava konusu şirketin ihyasına karar verilmiş ancak yazılı gerekçe ile tasfiye memuru atanmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli 2023/11-340 E., 2023/1236 K. sayılı ilamı ve Dairemizin yerleşik uygulaması (Dairemizin 21.02.2024 tarihli 2024/257 E., 2024/1352K. sayılı, 09.01.2024 tarihli 2023/6897 E., 2024/98 K. sayılı ilamları) gereğince terkin edilen şirketin ortakları veya yetkilisi dışında üçüncü kişiler tarafından 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasına istinaden açılan ihya davaları, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinde düzenlenen ek tasfiye niteliğinde olup, Mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince dava dilekçesinde belirtilen dava dosyası ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile tasfiye memuru atanmaması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.

2.Ayrıca 29.05.2024 tarihli 32560 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16 ncı maddesi ile "...6102 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu maddede öngörülen usule uygun olarak kaydı silinen şirket veya kooperatifin ihyasına ilişkin yapılacak yargılamada ilgili ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmolunamaz.” düzenlemesine yer verilmiş olup anılan Kanun'un 23 üncü maddesinde bu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Bu durumda anılan hüküm uyarınca dava konusu terkin işlemi nedeniyle davalı ... Sicil Müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.