Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3005 E. 2025/1483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait tescilli markaların, davacının önceki kullanıma dayanarak haksız rekabet oluşturduğu iddiasıyla kısmen hükümsüzlüğünün tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davalı markalarının davacının önceki kullanım hakkına tecavüz niteliğinde olduğu ve 556 sayılı KHK'nın 8/1-b ve 42/b maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle verdiği kısmi hükümsüzlük kararının, usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz incelemesinde onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/814 Esas, 2024/554 Karar

HÜKÜM : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/23 E., 2021/79 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 19.11.1997 tarihinde ticaret siciline kayıt olarak "..." ibaresini kullanmaya başladığını, özellikle gayrimenkul alanında markayı sektörde tanınır hale getirdiğini, davalı şirketin 37. sınıftaki "inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması" hizmetlerinin de içinde bulunduğu hizmetler bakımından "..." ibareli markaların tescilini gerçekleştirdiğini, markaların esas unsurunun "..." ibaresi olduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı 2011/52342 sayılı "...", 2011/52343 sayılı "...", 2011/52344 sayılı "...", 2011/52348 sayılı "...", 2011/52349 sayılı "...", 2011/52350 sayılı "..." ibareli markalarının 37. sınıfta yer alan "İnşaat hizmetleri, inşaat araç ve gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri" bakımından kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1953 yılında aile şirketi olarak Ankara'da kurulan ... İnşaat'ın, inşaat sektöründe tanındığını, "..." ve "..." ibareli markalarla bir çok tanınmış proje gerçekleştirdiğini, 1995 yılından beri "..." ibaresini ticaret unvanına dayanarak kullandığını, markayı tanınır hale getirdiğini, 2007 yılından itibaren işareti Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil ettirdiğini, tescilli marka olarak da kullanmaya başladığını, zaman içinde de "..." ibaresinin başkaca faaliyet alanlarında ve sınıflarda markalar tescil ettirdiğini, müvekkili markalarının "... MARKA" haline geldiğini, hükümsüzlüğü talep edilen markaların gerçek sahibinin müvekkili firma olduğunu, müvekkili firmanın ticaret unvanının seçilmesinin nedeninin kurucularının tamamının soyadının ... olmasından kaynaklandığını, davacının önceye dayalı kullanım iddiasını ispata yarar bir delil sunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirketin ticaret unvanında da yer alan "... İNŞAAT" ibaresini 1997 yılından bu yana ticaret unvanı ve inşaat hizmetlerindeki faaliyetlerinde markasal olarak kullanıldığı, davalının marka başvurusundan sonra 37. sınıftaki mal ve hizmetler için yaptığı marka başvurusunun davalının itirazı nedeniyle reddedildiği, davacının tescilli markasının yalnızca 16. ve 35. sınıfları kapsadığı, her iki tarafın markalarında ortak unsurun "..." ibaresi olduğu, davalının markalarında ise "..." ibaresine birleşik olarak "Turizm", "Fly", "Makine", "Ship", "Oto" ve "Yön" gibi çeşitli tanımlayıcı kelimelerin eklendiği, ayrıca daha küçük harflerle yazılmış olan "..." ibaresine de yer verildiği, davalının markalarının gerek yazılış, gerekse şekilleriyle görsel olarak davacının marka kullanımından farklı oldukları, markaların işitsel ve anlamsal olarak da, davacının inşaat hizmetleri için tescilsiz kullanımla hak elde ettiği "... İNŞAAT" markasıyla karıştırılmaya neden olacak derecede benzerlik taşımadıkları, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya ait markaların hükümsüzlüğü istenilen emtia açısından 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 8/1-b hükmü anlamında benzer olduğu, aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 42 (b) hükmünde yer alan hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalıya ait 2011/52342 sayılı "...", 2011/52343 sayılı "...", 2011/52344 sayılı "..." , 2011/52348 sayılı " ..." , 2011/52349 sayılı "..." ve 2011/52350 sayılı "..." ibareli markalarının hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.