Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3152 E. 2025/1623 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescilli bir marka ile benzerlik gösteren bir ticaret unvanı ve alan adı kullanımının marka hakkı ihlali ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6769 sayılı SMK'nın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabeti kapsayan özel hükümler öngörmesi ve davacının da bu özel hükümlere dayanması nedeniyle, haksız rekabet hükümlerinin SMK ile birlikte uygulanmasına gerek olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının haksız rekabetin tespiti ve men'ine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/350 Esas, 2024/399 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/639 E., 2020/216 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına "..." ibareli markanın tescilli olduğunu, davalının "... SİGORTA" marka başvurusuna müvekkili tarafından yapılan itiraz sonucunda 36. sınıftaki "Sigorta Hizmetleri" olarak belirlenen mal ve hizmetlerin tescil kapsamından çıkartılmasına karar verildiğini, "..." ibaresinin müvekkiline ait marka ile birebir aynı olduğunu, her iki firmanın da sigortacılık ve bankacılık sektöründe yer alması nedeniyle tüketici nezdinde karıştırılmaya mahal verdiğini, davalıya ait "... SİGORTA" markasının ana unsurunun "..." ibaresi olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin esaslı unsuru konumunda bulunduğunu, müvekkilinin 11.03.1992 tarihinde kurulduğunu ve ... ibaresini 2005 yılından bu yana tescilini yaptırarak kullandığını, davalı şirketin ise 2012 yılında kurulduğunu, müvekkilinin "..." markası üzerinde öncelikli hak sahibi olduğunu ileri sürerek davalının "... SİGORTA" markasının 36. sınıfta yer alan (Banka) ve (Sigorta) hizmet sınıfları bakımından davacının markası ile benzer olduğunun tespitine, markanın 36. sınıf bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, haksız rekabete ilişkin "... Sigorta" marka ve logosunun kullanımına son verilmesine, bu ibarenin ticaret unvanından terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların hizmet alanlarının farklı olduğunu, hiçbir benzerlik bulunmadığını, taraflara ait marka, unvan ve logoların halk tarafından karıştırılmayacağını, davacı tarafın bugüne kadar hiçbir sigorta acentelik yetkisi almadığını, "..." markasının müvekkili şirket tarafından tanınmış hale getirdiğini, söz konusu markanın üç çocuğunun ilk isimlerinin baş harflerini yan yana getirmek suretiyle oluşturulduğunu, kötüniyetli tescilin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu marka ve unvan üzerinde hak sahibi olan ve dava açma hakkı bulunan davacının aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen dava açması ve böylece davalının büyük gayretlerle oluşturmuş olduğu ekonomik değeri yok etmeye çalışmasının, davalı tarafça oluşturulmuş ekonomik değerden yararlanmasının hakkaniyete aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle marka hükümsüzlük davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK)114/1-h ve 115/2 hükümleri uyarınca hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine, davalının ticaret unvanının ticaret sicil kaydından silinmesi talebinin reddine, davalının "... SİGORTA" markasını kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunun tespiti ve önlenmesi için açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunun, sigorta hizmetleri sınıfında alan adı olarak kullanımının davacı tescilli markası ile iltibas yaratacağı ve haksız rekabet teşkil ettiği, mahkemece yazılı gerekçelerle taleplerin reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen yerinde olduğu, davacı vekilince davalı markasının hükümsüzlüğü talep edilmişse de dava tarihinde davalı adına başvurusu yapılmış olan markanın tescil edilemediği ve davadan önce tescil başvurusunun reddedildiği anlaşılmakla, hükümsüzlük davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin hükümsüzlük davasına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, marka hükümsüzlük davasının HMK'nın 114/1-h ve 115/2 hükümleri uyarınca hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine, davalı şirketin ticaret unvanından "... SİGORTA" ibaresinin terkinine, davalının "... SİGORTA" ibaresini, "www.bfbsigorta.com" şeklinde alan adında kullandığı ve bu web sitesinde sigortacılık hizmeti verdiği, kullanımın davacı markası ile iltibas yaratacağı anlaşılmakla, davalı kullanımının haksız rekabet teşkil ettiğinden alan adına erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde hükmün masrafı davalıdan alınarak tirajı yüksek üç gazeteden birinde ilânına karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, dava konusu taraf markalarının iltibas oluşturduğu iddiasına dayanan marka hükümsüzlüğü, haksız rekabetin tespiti ile ünvan terkini istemlerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı marka hükümsüzlüğü, haksız rekabetin tespiti ve ünvan terkini taleplerinde bulunmuş, davalı ise kullanımlarının marka hakkına ihlal ve haksız rekabet teşkil etmediği ve yasal olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davacının ihlal edildiğini iddia ettiği marka hakkı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olup 6769 Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile getirilen özel hükümlerle haksız rekabet hukukunu da kapsayacak şekilde ve haksız rekabete göre daha üstün koruma getirerek düzenlenmiştir. Davacı bu özel hükümlere de dayanmış olduğundan marka koruma alanları ile haksız rekabetin koruma alanının kesişmiş olduğu dava konusu olayda yalnızca özel hükümler uygulama alanı bulacak olup, özel hükmün yanında haksız rekabetin uygulanmasını gerektirir herhangi bir kanun hükmü olmadığından, özel kanunla birlikte eş zamanlı olarak haksız rekabet hükümlerinin de uygulanmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca, Dairemizin daha önceki bazı kararlarında da benimsediği üzere (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 14.03.2022 gün ve 2019/5189-1852 sayılı, yine 22.04.2021 gün ve 2021/89-3054 sayılı kararları) somut olay bakımından SMK ile haksız rekabet hükümlerinin birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilerek talebin, haksız rekabetin tespiti ve men'ine dair kısmı yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “ davalı kullanımının haksız rekabet teşkil ettiğinden” ibaresinin çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.